|
|
Almanya'da yayımlanan haftalık Die Zeit gazetesi 26 Nisan Perşembe günü(bugün) piyasaya çıkacak olan sayısında Kemal Derviş ile yaptığı geniş bir söyleşiye yer verdi. Derviş ile yapılan söyleşinin ilginç bölümleri şöyle; Zeit- Anketlere göre şimdi seçim olsa partilerin hiçbiri parlamentoya giremiyormuş. Derviş: Bu yüzden partiler sisteminin reforme edilmesi, yani sosyal demokrat ve liberal partilerin birleşmeleri ve orta sağın birleşmesi kaçınılmaz. Zeit- Batılı anlamda demokrasi mi? Derviş: Türk demokrasisi kusursuz değil, ama işliyor. Türkiye'deki politik sistemin tamamen iflas ettiğini söyleyemem. Bu abartma olur. Bizim yenilenmesi gereken bir sistemimiz var, her şeyden önce genç politikacılara duyulan bir açlık var. Çünkü birçoğu uzun yıllardır orada. Zeit-Türkiye kültürel olarak Batı'ya mı ait?
Derviş: Altı yıl önce Ankara'da bir ders veriyordum, benim seminerimi dinlemeye gelen iki kız yanyana oturuyordu, birisi türbanlıydı diğeri ise mini etek giymişti. Çok iyi arkadaştılar ve böyle de olmalı. Türkiye Ortadoğu'ya ait olan derinlemesine İslami bir ülkedir ve aynı zamanda Avrupa'nın ve Batı'nın bir parçasıdır. Gücümüz tam da burada yatıyor. Yeni dünyada global kültür bölgesel kültürden daha güçlü hale gelecek. Ben Amerika'da bir ülkenin ne kadar global olabileceğini ve bunda nasıl bir güç kaynağı yattığını gördüm. Türkiye iki kültürel boyutu ile, ve aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu'nun çok kültürlü geleneği ile aynı şekilde global olma ve bu anlamda çok modern olma şansına sahip. Türkiye bir Avrupa ülkesi olarak İslam dünyasına köprü oluşturabilir, tıpkı İspanya'nın Latin Amerika'ya köprü oluşturduğu ya da Almanya'nın Doğu Avrupa hatta Rusya'ya köprü olduğu gibi.
|
|