|
|
Kemal Derviş de ileri gidiyor yani!..
Bu hep böyle olmadı mı sanki? Rahmetli Özal, "Ben köprüyü satıp, kaynak bulurum" deyince, Necdet Calp yumruğunu masaya vurup, "sattırmam" diye bağırmamış mıydı? Bu "satarım-sattırmam" konulu çekişmeler, bazılarına göre ideolojik içeriklidir.. Bazıları da, sanki Boğaz Köprüsü'nü Mimar Sinan yapmış ve telefonu da Hezarfen Ahmet Çelebi icad etmiş gibi davranıp, "milli değerlerimizi yabancılara kaptırmayız" nutukları atarlar.. Kemal Derviş, son 30 yılını Amerika'da geçirdiği için, herhalde bu durumları unuttu.. Ecevit'in sırtını pat-patlayarak ve koalisyonun bakanlarından "arkadaşlar" diye bahsederek, Ankara'yı değiştirebileceğini zannetti.. Keşke ona biri, kendinden iki önceki ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay'ın başına gelenleri anlatsaydı.. Derviş, bir gerçeği çok iyi bilmeli.. Türk halkı ona sevgi ve güven gösterdikçe, "Ankara"daki durumu zayıflıyor.. İstediği kadar, "Bülent Bey'e gönül bağım var" diye demeçler versin.. Hatta, "Türkiye'yi en çok askerler seviyor" şeklinde açıklamalar yapsın isterse.. Ankaradakiler, onun, şu dış kaynağı getirdikten sonra, çekip gitmesini bekliyor.. Devlet küçülecekmiş.. Kamu harcamalarında tasarruf şartmış.. Olmayan kaynak, kimseye dağıtılmazmış.. Olur mu böyle şey?.. Orhan Veli'nin şiirindeki gibi. "Uykum gelmese dersin Acıkmasam dersin Ölsem desene.." Bu Kemal Derviş, belli ki Washington'la Ankara'yı karıştırıyor.. Dünyanın en fazla resmi araçlı devleti olan Türkiye'nin başkentini kuşak sıkmaya zorlamak, bir noktadan sonra "Anayasa'yı ihlal suçu" bile oluşturabilir. Ekonomi ile siyaset ayrılacakmış.. Hiçbir iktidar sahibi, yakınlarını kamu bankalarına atayamayacakmış.. Kamu bankaları, ahbap-çavuşlara kredi vermeyecekmiş.. Bunlar yetmezmiş gibi, THY da, Telekom da, doğalgaz dağıtımı da özelleşecekmiş.. Merkez Bankası da özerkleşecekmiş.. Hadi canım sen de.. Merkez Bankası siyasetten bağımsız olursa, ekonomik programlar başarısız olunca, kimi istifa ettirip, sorumlu tutacak siyasi iktidarlar? Belli ki bu Kemal Derviş, ne idareyi, ne siyaseti biliyor.. Ayrıca dikkat ettiyseniz, bu Kemal Derviş her yere gitti, herkesi ziyaret etti.. Ama hâlâ Anıt-Kabir'de görmedik onu.. Bu da dikkati çeken bir durum değil mi? Enis Öksüz ne diyor oysa? -Ben her sabah, evden çıkmadan Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'ni okurum.. Herkes bunu yapmalı! Ankara'dakilerde derviş sabrı vardır.. Kaç tane Kemal Derviş geldi, geçti.. En az 17-18 defa, "gerekli reformlar yapılacak" diye sözler verilen, İMF anlaşmaları imzalandı.. Halk, Ankara'yı değiştirmeye kalkışan kaç tane iyi niyetli adama, ne destekler vermedi ki? Unuttunuz mu? Ecevit de, "bu düzen değişecek" diyerek, halkın sevgilisi olmamış mıydı? Telekom satılmasa, İMF para vermezmiş.. Bu defa da başaramazsak, dünya bize bir daha yardım etmezmiş.. Ne demek yani? Bu dünya, Türkiye'nin jeo-politik ve stratejik önemini inkar mı edecek? Ankara'nın "ileri gelenler"i, herhalde Kemal Derviş'in ileri gittiğini düşünüp, gereğini yapmaya hazırlanıyorlardır.. Ama önce, şu 10-15 milyar dolar dış kaynak bir gelse.. ŞAKA
Ama ne istikrar?
Ankara'da "örtülü bir iç-savaş" var..
FOTOĞRAF
Rus heykeltıraşın önerisi!..
Mesut Yılmaz, o ünlü fotoğraftaki Rus heykeltıraşla neler konuştu? Daha önce yazmıştık.. Moskova meydanlarından kaldırılan Lenin heykelleri yerine, Mesut Yılmaz'ın heykellerinin yapılıp, konulması ele alınmış olabilir.. Kulağı delik bir dostumuz da, şu bilgiyi iletti bize.. Rus heykeltıraş, Mesut Yılmaz'a şu öneride bulunmuş.. -Sizin yüzünüz ve özellikle gülümsemeniz etkileyici.. Ancak vücudunuz, yüzünüze göre biraz yetersiz kalıyor.. Şöyle yapsak.. Sizin heykelinizi yaparken, sizin başınızı ve Enerji Bakanınız Cumhur Ersümer'in vücudunu kullansak.. Rus heykeltıraş, böyle önerilerde bulunurken, Mesut Yılmaz hep dinliyor ve arada bir dişlerini göstererek, tebessüm eder gibi yapıyormuş.. Ama hiç konuşmuyormuş Mesut Yılmaz.. Sonunda Rus heykeltıraş, elindeki çekici Yılmaz'a fırlatmış, -Konuş artık, diye bağırmış.. Bilindiği gibi Mikelanj (1475-1564), 3 yıl uğraşıp tamamladığı Musa heykeli bitince (1516), ona çekicini fırlatıp "konuş artık" diye bağırmıştı.. Sanat uzmanlarına göre, Yılmaz'ın heykelini Ömer Uluç yapsaydı, mermer değil, mavi borular veya hortumlar kullanırdı..
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |