|
|
'Devlet Ana'yı paylaşamadılar Başbakan Ecevit'in direktifleriyle çekilmesine karar verilen "Devlet Ana" filmi, anlaşmazlık nedeniyle iptal edildi.
Başbakan Bülent Ecevit'in direktifleriyle, Osmanlı Devleti'nin kuruluşunun 700. yıldönümü dolayısıyla çekilmesine karar verilen ve bu yıl bitirilmesi öngörülen Kemal Tahir'in "Devlet Ana" adlı romanının filmi, yönetmen ile MSÜ yönetimi arasındaki anlaşmazlık nedeniyle iptal edildi. Filmin öyküsünü anlatan ünlü yönetmen Halit Refiğ, Başbakan Ecevit'in, 1999 yılında "Devlet Ana" filminin yönetmenliğini yapması için kendisine talimat verdiğini hatırlattı. Bunun üzerine Başbakan'a, Mimar Sinan Üniversitesi'ni koordine edici kuruluş olarak önerdiğini ifade eden Refiğ, bu düşüncesinin kabul görmesinin ardından "devleti bu işe girdiğine pişman eden" hadiselerin üst üste yaşanmaya başladığını anlatarak, şunları söyledi: Yanlış arayışlara girildi "Filmin çekilememesinin çeşitli nedenleri var. Bunlardan biri telif hakları meselesiydi. Romanın yazarının varisi durumundaki Kemal Tahir Vakfı, bu konuda işin manevi tarafını bir tarafa bırakıp, 'işin maddi tarafını nasıl değerlendiririz' gibi bir yanlış arayışa girdi. Ödenmesi doğru ve mümkün olmayan rakamlar talep ettiler. Filmin maliyetinin yüzde 10'unu istediler. Bu rakam dünya tarihinde görülmemiş bir şeydi. Ardından filmin çekilmesi sırasında yetki meselesi gündeme geldi. Üniversitede, bu konuda yetkili şahıs kim olacaktı? Rektör mü, Sinema Televizyon Bölümü Başkanı mı, yoksa kendisine görev verilen yönetmen mi? Filmin kaptanının belirlenme işi çözülemez hale geldi." Üniversiteyi korumak için MSÜ Rektörü Prof. Dr. İsmet Vildan Alptekin de, filmin çekimi için aynı zamanda üniversitede öğretim görevlisi olan Lütfi Akad, İlhan Arakon ve Duygu Sağıroğlu'ndan oluşan bir komisyon kurduğunu belirterek, Başbakanlık Tanıtma Fonu'nca, Halit Refiğ adına yatırılan 1 milyon dolarlık avansı üniversite adına çevirttiğini söyledi. Bunun üzerine Halit Refiğ'in filmi üniversiteyle birlikte çekmekten vazgeçtiğini söyleyen Prof. Dr. Alptekin, şöyle devam etti: "Daha önce açıklanan 3 milyon dolar tahmini bedeldi. Filmin 1,5 milyon dolara mal edileceği ortaya çıktı. Refiğ ile anlaşamadığımız konu, onun filmi dışarıda bir firmaya çektirmek istemesiydi. Üniversite dışında bir yerde çekildiği zaman maliyet 5-6 milyona çıkacaktı. Buna izin vermedik." Prof. Dr. Alptekin, üniversiteyi yıpratmamak için faiziyle birlikte 1 milyon 168 bin dolar tutarındaki avansı Başbakanlık Tanıtma Fonu'na iade ettiklerini bildirerek, "Filmin çekilmesini yokuşa koşan, bu işi üniversiteyle birlikte yapmak istemeyen Halit Refiğ'dir" dedi. DEVLET VAZGEÇMEKTE HAKLI Daha önce, Kemal Tahir'in "Yorgun Savaşçı" adlı romanından çektiği filmi de, 12 Eylül rejimi tarafından yasaklanan Refiğ, "Ancak, devlet bu filmin çekilmesinden vazgeçmekte haklı" dedi. Halit Refiğ, projenin yeniden başlatılması yönünde Hükümetten hiçbir talebinin bulunmadığını vurgulayarak, şunları söyledi: "Böyle bir işi yüzüne gözüne bulaştıran takımın içinde bulunmaktan büyük mahcubiyet duyuyorum. Eğer bir suçlu aranıyorsa, o benim. Ben, Hükümete karşı son derece utanç duygusu içindeyim. Üniversite yönetimine bir kırgınlığım yok. Ama benim güvendiğim insanlar, konunun büyüklüğü karşısında şuurlarını kaybetti. İnsanları yeterince anlayamamaktan dolayı bütün suçu kendinde görüyorum." Devlet bu işten bıktı...
Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'a, "Üniversite bu işi beceremiyor, özür dilerim. Bu işten dolayı çok mahcubum" diye resmi bir mektup gönderdiğini belirten Refiğ, bu mektup üzerine filmin çekimlerinin iptal edildiğini söyledi. "Devlet de haklı olarak bu işten bıktı" diyen Refiğ, şöyle devam etti: "Siz birisine bir iş vermişsiniz, onlar kendi aralarında anlaşamıyor. Bir kısmı para derdine, bir kısmı da otorite derdine düşmüş. O zaman devlet haklı ve yerinde olarak projeyi geri çekti. Filmin çekilmemesinde iki baş dönmesi var, birisi para, diğeri de iktidar kavgası. Büyük bir harcama gerektiren projede , 'biz ne götürürüz' hesabına düşenler oldu, 'bu işin şerefini kim götürecek, kim kahraman olacak' kavgası oldu. Bu paralar devletin hazinesine göz dikmiş birçok insanın iştahını kabarttı. Madem ki devlet böyle bir para ortaya koymuş, 'biz bundan ne pay alırız', veya 'bu parayı Devlet Ana'ya vereceğine, bize versin, biz yiyelim' diye girişimde bulunanlar oldu. Tek tesellim film için ayrılan paranın iade edilmesidir. Yoksa 'şeytan aldı götürdü' meseleleri olabilirdi."
|
|
|