Tarih öncesi devirlere kadar uzanan bir kültür birikimine sahip olan Kastamonu, Sümerler, Hititler, Kimmerler, Frikler, Lidyalılar, Persler, Romalılar ve 11. asrın başından itibaren Türklerin hakimiyetine girdiğinde daima kültür merkezi olmuş. Bu birikim, Kastamonu'yu tarih ve kültür varlıklarıyla öne çıkarmakla kalmamış, yöre insanının bilgi ve görgüsünü de zenginleştirmiş. Bu nedenle Kastamonu, doğal güzellikleri, kültür mirası ve insanının sosyal birikimleriyle farklı bir şehir.

Şehri yanlış tanımışız

Türkiye'nin en zengin ormanlarına sahip olması hasebiyle yol boyunca, "Dikkat ayı çıkabilir" tabelalarının yer aldığı bir bölge olarak bilinir Kastamonu. Ve her adı geçtiğinde bu espri yapılagelir. Ancak, Kastamonu'ya giden durumun hiç de böyle olmadığını görür. Kastamonu Belediyesi'nin 23- 25 Ağustos tarihleri arasında düzenlediği "Türk Dünyası Günleri" etkinlikleri dolayısıyla belediyenin davetlisi olarak gittiğimiz bu şirin kentimizin farklı yönlerini ve o güzel insanları tanıdık.

Doğal hayata merhaba

Gece yolculuğundan sonra güneşin ilk ışıklarıyla şehre girdiğimiz anda, hüzünlü bir ayrılıkla sonuçlanacak misafirliğimiz boyunca devam edecek olan hayranlığımız da başlamış oldu. Kastamonu Kalesi'nin kanatları altındaki evleri, konakları, külliyeleri, camileriyle her yeri tarih kokan bu kent, bütün sıcaklığıyla bizi karşıladı. Şehir, çarpık kentleşmenin ve plastik bir dünyanın ortasından gelen bizlere, "Doğal hayata hoş geldiniz" der gibiydi.

Nasrullah Suyu bahane

Karşılaştığımız misafirperverlik uykusuzluğumuzu unutturduğu için daha girişinde hayran olduğumuz bu şirin kenti gezmeye başladık. Şeyh Şaban-ı Veli Külliyesi, Kastamonu Kalesi ve Livapaşa Konağı başta olmak üzere bir çok tarihi mekanı ziyaret ettikçe Kastamonu'ya hayranlığımız artıyordu.

Şehir meydanında bulunan Nasrullah Camii'nin şadırvanından 'Nasrullah Suyu'nu içtiğimizdeyse artık iflah olmaz bir Kastamonulu olacağımızı öğrendik. Söylediklerine göre bu sudan içen mutlaka yine Kastamonu'ya gelmek istermiş. Ancak şehrin doğal ve tarihi güzellikleri, bizi o kadar etkilemişti ki, bu sudan içsek de içmesek de bir gün mutlaka tekrar buraya gelmek isteyecektik. Ayrıldığımız gün bu şehri tanıdığımız için mutluyduk , fakat bu güzelliklerden ayrılmanın burukluğunu da yaşıyorduk.

Misafirliğimiz boyunca bizi hiç yalnız bırakmayan Kastamonu Belediye Başkanı Turhan Topçuoğlu'nun da yer aldığı duygusal bir vedalaşmadan sonra yüreğimizden bir yerleri bırakarak bu eşssiz güzellikler diyarından ayrıldık.