Türkiye'nin birikimi... | ||
|
'Millet olma ruhu'nu yoketmekTürkiye'de on yıllardır sivil ve sivil olmayan elitlerin dillerine doladıkları bir slogan var: "Milli birlik ve bütünlüğümüzü korumak zorundayız". Bu ülkedeki tüm elitler, söylemlerini "milli birlik ve bütünlüğün vazgeçilmezliği" sloganı üzerine kurarlar ama her ne hikmetse, atılan her "büyük adım" sonrasında ülkede milli birlik ve beraberlik / bütünlük sürekli tehlikeye girer! Peki söylenenlerle, ortaya çıkan manzara arasındaki bu akordsuzluk, bu yaman çelişki nereden kaynaklanıyor? Bu yaman çelişkinin birbiriyle doğrudan ilintili iki temel nedeni var: Birincisi, "milli birlik ve bütünlük" sloganının içinin / içeriğinin gerçekten boş, tamtakır olmasıdır: Toplumu harekete geçirecek bir ruha, heyecana, dinamizme sahip olmamasıdır. Peki, bu sloganın içi, içeriği neden boştur? Toplumu harekete geçirecek bir ruha, heyecana, dinamizme niçin sahip değildir bu slogan? Bu sorunun cevabı büyük ölçüde ikinci nedende saklı. Buradaki çelişkinin ikinci nedenini kısaca şöyle açıklayabiliriz: "Milli birlik ve beraberlik" sloganını dillerine dolayanların, bu içi / içeriği boş ve/ya boşaltılmış sloganla yapmak istedikleri şey, kendi meşruiyetlerini, otoritelerini ve hegemonyalarını garanti altına almak ve kollamaktır. "Milli birlik ve beraberlik" sloganı, milleti bir bütün olarak harekete geçirebilecek "ortak bir ruh"a, "ortak bir heyecan"a, "ortak dinamikler"e, "ortak hedefler"e dayanmıyorsa, bu sloganı ne kadar dilinize dolarsanız dolayın, sonuçta ülke ve millet açısından ortaya çıkacak şey, "sıfıra sıfır elde var sıfır" olacaktır. Türkiye'de farkında olarak veya olmayarak çok feci bir yanlışlık yapılıyor: Toplumun, yüzyılların deneyimi, mücadelesi ve birikimiyle oluşturduğu ve bu toplumu dünya tarihinin en saygın, en başı dik toplumlarından biri yapan "ortak ruh"u, "ortak heyecan"ı, "ortak dinamikler"i, "ortak hedefler"i, "ortak çıkarlar"ı birer birer yok eden anormal, hastalıklı bir tecrübe yaşamaya zorlanıyoruz. Siyasette, ekonomide, dış politikada, kültür politikalarında izlenen sözümona stratejiler, geliştirilen projeler, bu ülkede, "ortak ruh"u, "ortak heyecan"ı, "ortak dinamikler"i, "ortak hedefler"i, "ortak çıkarlar"ı harekete geçirmeye değil; ortadan kaldırmaya, yok etmeye yarıyor, ne yazık ki! Oysa bir milleti millet yapan, bir milleti sürgit ayakta tutan, birbirine kenetleyen, yürüyüşünü sürdürmesini mümkün kılan dinamikler, "ortak ruh", "ortak heyecan", "ortak hedefler", "ortak çıkarlar"dır. Bir ülkede bu ortak dinamikler yok olmaya yüztutmuşsa, o ülkenin belini doğrultabilmesi, milli birliği ve beraberliği sağlayabilmesi mümkün değildir. Hele hele milletin genlerine işlemiş, zihin ve davranış kalıplarını hala belirlemeye devam eden "ortak ruh"u, "ortak heyecan"ı, "ortak dinamikler"i yok saymakla işe başlamak, baştan oyunu kaybetmek demektir: Böyle bir ülke, bir yandan hem ürkütücü ve yapay kavgalara sahne olmaktan, hem de başkalarının plan, program ve stratejilerine kölecesine boyun eğmekten asla kurtulamayacaktır. Bir milleti millet yapan "ortak dinamikler"in, "ortak ruh"un, "ortak heyecan"ın sırra kadem bastığı bir ülkede, kaçınılmaz olarak aşiret / kabile / getto mantığı ve zihniyeti hakim olmaya başlayacaktır. Bu durumda siyasette, ekonomide, kültür ve düşünce hayatında o dar, bağımlı, korkak, her şeyi dondurucu aşiret/kabile/getto mantığıyla hareket edileceği için herkes kendi "aşiret"inin, "kabile"sinin, "getto"sunun bağımsızlığı ve çıkarları için kavga vermekten başka bir şey yapamayacaktır. Bir ülkenin geleceğini karartmak, bir milletin ruhunu, heyecanını, dinamizmini yok etmek için bundan daha kötü bir şey, bundan daha feci bir cinayet olamaz herhalde!
ykaplan@yenisafak.com
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|