Türkiye'nin birikimi... | ||
|
Bankalarda zam kavgasıHükümetin istikrar programının yükünü bir tek çalışan kesim taşıyor. Hükümet, çalışanlara enflasyon hedefi doğrultusunda zam yaparken, programın en büyük destekleyicisi olan işveren kesimi istediği gibi at oynatıyor. Akbank'tan sonra geçtiğimiz hafta içinde de İş Bankası, çalışanlarına yüzde 50 oranında zam yaptığını açıkladı. Bu nasıl hedefe uyma? Bu işin bir yönü, olayın bir de diğer yönü var. Bu yapılan zamlar özel bankalar arasında büyük sıkıntılara neden oluyor. Akbank ve İş Bankası'nın yaptığı zamları sert bir şekilde eleştiren diğer özel banka yöneticilerinin çalışanlarına yüzde 10'dan fazla zam yapmayacağı konuşuluyor. Hatta daha da ileri giderek, Akbank ve İş Bankası dışında kalan özel bankaların, kendi aralarında yüzde 10 zam yapma konusunda fikir birliğine vardıkları söyleniyor.
Şişecam unutuldu mu?Adnan Çağlayan'ın 12 yıldır sürdürdüğü görevini bırakmasıyla birlikte Şişecam'da Çağlayan döneminde yaşandığı iddia edilen skandalları birçok kez gündeme getirdik ve araştırılmasını istedik. Bu iddialar üzerine İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Şişecam'la ilgili iddiaların, banka ve Şişecam teftiş kurulları tarafından inceleneceğini açıklamıştı. Ancak aradan yaklaşık 1 ay gibi bir süre geçmesine rağmen incelemelerden ses seda çıkmadı. Aslına bakarsanız, bu incelemelerden bir sonuç alınacağına da pek ihtimal vermiyorum. Benim gibi düşünen İş Bankalı ve Şişecamlı birçok eski üst düzey yönetici de var. Şişecam'daki, yenir yutulur cinsten olmayan iddialar, Yasin Altınbaş olayında olduğu gibi, Maliye Bakanlığı ile Gümrük Müsteşarlığı müfettişlerince incelenmeli ve soruşturulmalı. Çünkü konuşulanlar, "Paraşüt operasyonu" adı verilen operasyonu gölgede bırakacak düzeyde. Çağlayan'ın Şişecam'dan ayrılma nedeni olarak da gösterilen iddiaları, belki yetkililer ilgilenir düşencesiyle, bir kere daha hatırlatmakta yarar var:
Daha çok bekleriz!Fon'daki 8 bankanın verdiği zarar her geçen gün çığ gibi büyüyor. Geçen yıl ve bu yılın ilk üç ayındaki zararı 7 milyar dolar olarak tespit edildi. Hal böyleyken, Merkez Bankası hâlâ bekliyor. Şu ana kadar tek kuruş dahi tahsilat yok. Tahsilat bir yana, Merkez Bankası tarafından, fondaki bankalara atanan müdürlerle ilgili her geçen gün bir skandal yaşanması da işin cabası. Bankacı bir dostumuz, fondaki 8 bankadan tahsilat yapılmamasındaki en büyük etkenlerden birinin Merkez Bankası tarafından atanan müdürler olduğunu söylüyor. "Ununu elemiş eleğini asmış", emekli olmuş isimlerin bankalara atanmasının çok yanlış bir uygulama olduğunu söyleyen dostumuz, "Böyle giderse zarar daha çok artar" diyor. Aslına bakarsanız bu bankalarla ilgili yapılması gereken üç şey var; ya tasfiye edeceksiniz, ya satacaksınız ya da birleştireceksiniz. Bunu kime sorsanız, söyler. Ancak Merkez Bankası ve Başkanı Gazi Erçel, nedendir bilinmez, sanki Türkiye'de bunları tespit edecek kimse yokmuş gibi Mc Kinsey and Company isimli bir danışmanlık şirketi ile anlaştı ve onun raporunu bekliyor. IMF'ye verdikleri ek niyet mektubunda da buna yer veriyor. Bu işler için Mc Kinsey and Company'e ne kadar para verildiğini merak ediyorum, doğrusu. Bakalım, daha ne kadar bekleyeceğiz?
mkelkitlioglu@yenisafak.com
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|