YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Hükümetin gücü, nelere yeter ki?

Türkiye'yi yöneten hükümetler, bazan yazın sıcağına, bazan kışın soğuğuna tatil ilan ededursun.. Çizimi bizim elimizde olmayan "kozmik kader", hükmünü icra etmeyi sürdürüyor..

Bizler çok iyi biliyoruz..

IMF izin verirse, memur maaşları da, buğday taban fiyatları da artırılabilir..

"Derin devlet" yeşil ışık yakarsa, Ceza Kanunu'nun 312'nci maddesi de değiştirilebilir, "Güneydoğu Sorunu"nun en önemli öğesi olan "Kürt Realitesi"ne, Kopenhag Kriterleri çerçevesinde bir kalıcı çözüm de bulunabilir..

Hatta kendimizin üretip, kendimizin çözüm üretemediği "Kıbrıs Sorunu"na, kalıcı ve adil bir çözüm de bulunabilir..

Ama, istediğimiz kadar uğraşalım..

Meteorolojiden sorumlu hiçbir devlet bakanı, havanın sıcaklığını değiştiremez.. Hiçbir bayandırlık bakanı, bir depremi önleyemez..

Milli Güvenlik Kurulu çok sert ve kararlı bir bildiri ile uyarı yayınlasa da, kar yağacaksa yağar, hava çok sıcak olacaksa olur..

"Kozmik kader"in bize çizdiği yazgıyı değiştirmemiz mümkün değildir..

Sadece, bu kaderi, anlamaya çalışabiliriz..

Onu da görerek veya belgeleri inceleyerek değil, ancak teoriler üreterek anlamaya çalışabiliriz..

İşte bazı teoriler..

Bu satırları okuyan siz sayın okurum kaç yaşındasınız bilmiyorum ama, içinde bulunduğumuz "evren", galiba 13 milyar yaşında..

Dünyamızın da içinde bulunduğu "Güneş Sistemi" ise, 5 milyar yıl önce, kayalar ve buz kitleleri şeklinde, gaz bulutları içinden çıkarak oluşmuş..

Ya dünyada "hayat"ın başlaması?

Bunun yaşı da, 3,8 milyar yıl öncesine dayanıyor..

Şimdi göğe bakıp, "Samanyolu"nun gölgeli ışıklarını gözleriz ya.. Helyum ve hidrojen bulutları arasından çıkıp oluşan "Samanyolu"nun yaşı 11 milyar yıl.. Samanyolu'nda tam 200 milyon yıldız var..

Bütün bu bilgileri bize verenler veya bu teorileri hayata geçirenler, ne devlet adamları, ne de politikacılar..

İsaac Newton (1642-1727), Max Planck (1858-1947), Albert Einstein (1879-1955), Edwin Hubble (1889-1953), Arno Penzias (doğumu 1933), Robert Wilson (doğumu 1936), Stephen Hawkins (doğumu 1942) gibi "kozmolog"ların gözlemleri ve teorileri ile, "dün" kavramını milyarlarca yıl geriye taşımışlar..

Evet.. Sadece gözlemle ve teori ile ulaşılacak "zaman ve mekan"larda belirleniyor kozmik kaderimiz.. Düşünün ki, dünyaya en yakın yıldız olan "Proxima Centauri"ye bir jumbo-jetle gitmeye kalksak, bu yolculuk tam 5 milyon yıl sürecektir..

Veya düşünün ki, gözümüzle görebildiğimiz en uzak uzayda, "Andromeda Galaksisi" var. Bunun dünyaya uzaklığı da, 2,5 milyon ışık yılı..

"Güneş"e gelince..

Bizi ısıtan ve aydınlatan güneşin, 5 milyon yaşında olduğunu biliyoruz.

Peki daha kaç yıl yaşayacak ve bizi de yaşatacak güneş..

Söyleyelim.. Önümüzde takriben 1 milyar yıl daha var..

1 milyar yıl sonra, güneş bugünkü hacmının 100 katı küçülecek.. Sonra, yakıtı olan hidrojenin tamamı tükenecek.. Sırayla, Merküry, Venus ve Dünya, büyük boşluğa çekilip yok olacaklar..

Demek, birbirimizle kavga etmek, dünya değerlerine sahip olmak veya kamu bankalarından ucuz kredi alabilmek için, önümüzde sadece 1 milyar yıl kaldı..

Acele edelim..

Ama "kozmik kader"in bir anda değişebileceğini de hiç unutmayalım..

Örneğin bu hafta, güneşte yine yangın vardı.. Büyük patlamalar oldu güneşte ve atom bombasından milyarlarca kat daha fazla enerjiyi açığa çıkartan hidrojen alevli kitleler, saniyede 400 metre hızla, gökyüzüne dağıldı.. Bizim ve tüm güneş sisteminin iklimi etkilendi.. Haberleşmeler aksadı..

İşte bir soru..

Acaba başka bir gezegende de hayat var mı?

Veya..

"O gezegen"de hayat varsa, orada da Türkiye'ye benzer ülkeler var mı?

Ne bilebiliriz ki.. Biz sadece kozmik tatilleri ilan etmeyi bilebiliriz..

ŞAKA

Olur mu böyle şey?

Herkes, yüreği ağzında yaşıyormuş..

Valilerin yaptığı "deprem uyarıları" yüzünden, devlet görevlilerinin de, halkın da huzuru kaçmış..

Bu probleme çözüm var..

Deprem ihtimalinden söz eden valileri, Sağlık Bakanı Osman Durmuş'a teslim edelim..

Onları iyice benzetip, "istikrar"ı ve "devlet itibarı"nı bir hatırlatsın!

BEKLENTİLER

Mesut Yılmaz başarılı olmalıdır!.

Değişik siyasi kesimlerden insanların, Mesut Yılmaz'ın yeni görevine ilişkin düşünceleri aynı..

- Bu Avrupa Bakanlığı, Mesut Yılmaz'ın siyasi hayatında yakaladığı son şanstır. Eğer, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne uyumunu gerçekleştirecek süreci hızlandırabilir ve gereken hukuki ve yapısal değişikliklerin önünü açabilirse, Mesut Yılmaz siyasetle yeniden parlayabilir.

Biz de, bu satırların yazarı olarak, aynı görüşü paylaşıyoruz..

Ve bazı önerilerimiz var..

Mesut Yılmaz, hedefine (eğer gerçekten var ise) ulaşırken, kavga etmemelidir.. Örneğin müstakbel başarısızlığını örtmek için, şimdiden sorumluluğu MHP'ye yükleyecek polemiklerden kaçınmalıdır.. Koalisyon ortağı MHP'yi ikna etmek, MHP ile kavga etmekten daha daha doğrudur.

Mesut Yılmaz, bundan sonraki davranışları ve demeçleri ile, "derin devlet"in değil "derin millet"in hakkını koruduğunu vurgulamalıdır..

Yılmaz'ın başarısını içtenlikle bekliyoruz..

Başarırsa, yanında olacağız..


17.TEMMUZ.2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet BARLAS

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...