Anayasamı istiyorum
Sivil Anayasa Girişimi'nin başlattığı "Anayasamı istiyorum" kampanyası demokratik ve özgürlükçü bir Anayasa isteyen sivil toplum kuruluşları ve aydınlardan büyük destek görüyor.
İSTANBUL- Avrupa Birliği'ne giden süreçte sivil toplum kuruluşları ve aydınlar sivil, demokratik ve özgürlükçü bir Anayasa için kolları sıvadı. Sivil Anayasa Girişimi adı altında oluşturulan inisiyatif geçtiğimiz Cumartesi günü yapılan bir toplantıda hazırladığı ve imzaya açtığı ortak bir metni kamuoyuna duyurdu. Geçtiğimiz Aralık ayında da İstanbul Armada Otel'de 128 sivil toplum kuruluşu 'yeni bir Anayasa için çağrı' yapmıştı. Çağrı metninde sivil ve demokratik bir Anayasa gerekliliğinin altı çizilerek, demokratikleşmenin önündeki en büyük engel olarak da 1982 Anayasası gösterilmişti. Bu çağrıya en güçlü yanıt Sivil Anayasa Girişimi'nden geldi. HAK-İŞ'ten DİSK'e, Ömer Laçiner'den Hüsnü Aktaş'a, Mazlumder'den İHD'ye, TÜGİAD'ten MÜSİAD'a kadar farklı kesimlerini temsil eden kişi ve kuruluşlar bu sivil girişime destek verdi.
12 Eylül kâbusuna son
Bu girişim, 17 Ağustos depreminden sonra sivil toplumun ikinci ve önemli birleşmesi olarak nitelendirildi. Girişimin çekirdeğini 27 kişilik çalışma grubu oluşturuyor. Anayasa'yı farklı toplumsal kesimlerin, birlikte yaşamanın ortak kurallarını belirledikleri bir toplumsal sözleşme olarak tanımlayan Çalışma Grubu, siyasetin öznesinin devlet ve partiler değil onlardan önce yurttaşlık bilincine sahip bireyler olması gerektiğini vurguluyor. 1982 Anayasası'nın toplumun her anlamda rahat soluk almasını engelleyen niteliğiyle ülkenin üstüne bir kâbus gibi çöktüğünü vurgulayan Çalışma Grubu, toplumla, tepedeki kesim arasında bir iletişimsizlik bulunduğunu vurguluyor.
Artık söz milletin olsun
Kampanyanın önde gelen isimlerinden Çalışma Grubu üyesi Murat Belge, sivil toplumun, Anayasası'ndan başlayarak sorunlarıyla doğrudan doğruya ilgilenecek enerji ve olgunluğa sahip olduğunu kanıtlamayı erteledikçe, ülke sorunlarının daha da ağırlaşacağını vurguluyor. Çalışma Grubu'ndan Murat Aksoy, kampanyanın canlı bir tartışma ortamı oluşturmasını beklediklerini ifade ederek "Anayasa'nın yapım sürecine bütün yurttaşların katılması gerekir. Kampanyanın amacı bu. Demokratik katılımın kanallarını açmak. Ayakkabı boyacısından işadamına kadar herkes konuşabilmeli" dedi.
"Arayıp destek veriyorlar"
Çalışma Grubu Sekretaryası'ndan Mebuse Tekay da kampanyanın olumlu karşılandığını ifade ederek, "Belediye başkanları, sivil toplum kuruluşları gerek web sitemizi ziyaret ederek gerek telefon ederek olumlu tepkilerini ifade ettiler. Cumartesi gün yaptığımız toplantıdan TBMM'den faks çektiler. Görüşlerimizi istediler" dedi.
SİVİL ANAYASA BİLDİRİSİ'NDEN BÖLÜMLER
ANAYASA BUNALIM KAYNAĞI
Türkiye, yıllardan beri toplumsal hayatın bütün düzeylerini etkileyen bir bunalım yaşıyor. Bütün sıkıntılarda 1982 Anayasası'ın önemli payı olduğu çok geniş bir yelpaze içinde genel kabul görüyor.
ÖZGÜRLÜKLER BOĞULMUŞ
Anayasalar, yönetsel kurumların işleyişini belirlemenin yanında bireylerin hak ve özgürlüklerini garanti altına alma işlevi görür. "Teknik" sayılacak ilk nokta Türkiye'de hep öncelikli olmuş ve merkeziyetçelik 'hak ve özgürlükleri' boğmuştur.
YAPMIYOR, YAPTIRMIYOR
Her türlü inisiyatifi kendinde toplayan merkeziyetçi anlayışın, yapması gerekenleri yapamadığını, deprem felaketinde bir kez daha gördük: Başkasına yaptırmayan, kendi de yapamayan, otoriter ve hantal bir merkeziyetçilik!
EĞİLİMİLER HESABA KATILMALI
Toplumsal eğilimleri hesaba katmayarak hazırlanmış Anayasalar, iyi niyetli hatta görece demokratik de olsalar, toplumda demokratik süreçleri başlatamaz ve toplumu gerçekten demokratikleştiremezler.
ANAYASA: KURALLAR BÜTÜNÜ
Bir Anayasa toplumda olup biten her şeyden sorumlu tutulamaz; ama aynı zamanda, Anayasa, toplumu meydana getiren insanların kamusal hayatını hangi kurallara göre düzenleyeceğini belirleyen önemli bir kurallar bütünüdür.
DÜZELTEME DEĞİL, SİLBAŞTAN
1982 Anayasası'nın demokrasi ile bağdaşmayan karakterinin en yetkili kişiler tarafından da eleştirildiği bu günlerde, ihtiyacın var olan metinde birtakım düzeltmeler yapmak değil, yeni bir anlayışla, yepyeni bir anayasa olduğuna inanıyoruz.
FARKLILIKLARLA BERABERLİK
Bütün farklılıklarımızla bir arada yaşama irade ve becerisine sahip olduğumuza inanıyoruz. Yeni ve demokratik Anayasa'nın oluşum sürecini, aynı zamanda bir sorunun çözülmeye başladığı bir büyük mütabakat platformu haline getirebiliriz.
HERKES SÜRECE KATILSIN
Türkiye'de herkesi; demokrasi ve insan hakları dışında referans mercii olmayan; kutsallaştırılmış ideoloji veya inançlar dayatmayan, hak ve özgürlükleri güvence altına alan yeni bir Anayasa oluşturma sürecine katılmaya çağırıyoruz.
Sivil Anayasa Girişimi'nde kimler var?
Adnan Ekinci, Ahmet İnsel, Ali Bayramoğlu, Burhan Şenatalar, Bülent Atamer, Erol Katırcıoğlu, Ersin Salman, Esra Koç, Etyen Mahçupyan, Haydar Aksoy, Korhan Gümüş, Kürşat Bumin, Mebuse Tekay, Mehmet Altan, Mete Tuncay, Metin Karadağ, Murat Aksoy, Murat Belge, Osman Kavala, Ömer Laçiner, Rüştü Dayday, Semra Somersan, Tarhan Erdem, Tarık Ziya Ekinci, Turgut Tarhanlı, Vecdi Sayar, Yücel Sayman, Yüksel Selek
BU ADAMLAR NE İSTİYOR?
'UYUYAN GÜZEL'İ UYANDIRDIK
MURAT BELGE:
Siyasi görüşleri ne olursa olsun, 82 Anayasa'nın anti-demokratik karakteri konusunda birleşmeyen, parti, meslek örgütü, kurum yoktu. 'Güçlü devlet/ zayıf toplum' anlayışı üzerine kurulu yaklaşım çok daha sağlıksız patlamalara zemin hazırlıyordu. 1995 seçimleri öne alınınca kampanyayı uykuya yatırdık. Türkiye bildiğimiz, çalkantıları yaşamaya devam etti: Susurluk, 28 Şubat vb. Bir yıl kadar önce "uyuyan güzel" projemizi uyandırmak için konuşmaya başladık.
EGEMENLİK MGK PARTİSİNDE
ADALET AĞAOĞLU (Yazar):
Türkiye 15-20 yıldır büyük bir bunalım içinde. Toplumumuz ülke yönetiminde hiçbir zaman söz sahibi olmadı. Tepeden inme şeriat-laiklik ikilemi çerçevesinde ağlarken gülen, gülerken ağlayan bir dram kimliği edindi. Devletin içine dek yürümüş ufunet nedeniyle parlamentoda MGK adlı bir partinin tek başına egemenliği de söz konusu olabiliyor.
GÜZEL BİR GELİŞME
ALI BAYRAMOĞLU (MÜSİAD Genel Başkanı:
Gerçek bir sivil Anayasa'nın yapılması, parlamentonun gücünün hissedilir olması, temel hak ve özgürlüklerin korunduğu bir Anayasa ülkemiz için hayırlı olacaktır. Sadece spesifik konular da değil, dil açısından da, kavram kargaşasına düşülmeyecek şekilde anlaşılır bir dilde, herkesin anlayabileceği bir dilde yapılması gerekiyor. Yeni Anayasa için yapılan çağrıya olumlu cevap verdik. Farklı düşünceden insanların, ortak noktalarda buluşması güzel bir gelişme.
ÇOK OLUMLU BİR GİRİŞİM
HÜSNÜ ÖNDÜL (İHD Genel Başkanı):
Katılıyoruz, çok olumlu bir girişim. Çünkü oluşum süreci açısından, Anayasa'nın yapımı açısından Anayasa'nın demokratik tarzda hazırlanması açısından etkili bir kampanya olacağını düşünüyorum. Yapım demokratik olunca sonuçta fikirler yarışacak, konsensüs sağlanacak. Çeşitli düşünce ve inançlara sahip insanlar katılacak. Ortak bir mutabakat metni çıkacak.
SİVİL ANAYASA TALEBİ VAR
YILMAZ ENSAROĞLU (Mazlum-Der Gen.Bşk.) :
Toplumda sivil bir Anayasa talebinin olduğu bilinen bir gerçek. Toplum kampanyada da ifade edildiği gibi, "Yeter artık. Anayasamı istiyorum" noktasına gelmiştir. Birey hak ve özgürlüklerini kısıtlayan değil, genişleten ve güvence altına alan özgürlükçü bir anayasa için bu tür kampanyaların olumlu etkisi olacağını düşünüyorum. Kampanya sürecinde sivil kuruluşlar ve insan hakları dernekleri Anayasa'da yer alması gereken ilkeler konusunda öneriler ortaya konacak.
KAMPANYA TOPLUMUN SINAVI
ÖMER LAÇİNER (Birikim Dergisi Gen.Y.Yön.) :
İnsanlar konuşsunlar, tartışsınlar, Anayasa'ya getirmek istedikleri manayı açıklasınlar. Diyalog olsun. Toplumumuz, yurttaş olduğunu, esas söz sahibinin kendisi olduğunu biliyor, sadece hatırlatmak istedik. Bu yöndeki birikim açığa çıksın istedik. Toplumun işin içine girmesini karşı olan eğilimler var. Onlara rağmen yürüyecek. Bu kampanya Türkiye toplumunun bir sınavı olacak.
|