|
|
MGK raporundan Hizbullah
Kökeni PKK'ya tepki
DÜNYADA iken birbirlerini ve insanları çok seven Zehra Vakfı üyelerinin birliktelikleri bozulmadı.
ANKARA- Türkiye'yi ölüm tarlasına çeviren Hizbullah'ın, Güneydoğu'da PKK'ya karşı eylem yaptığı yıllarda, istihbarat örgütleri tarafından kullanılan yöntemlerle çalıştığına dikkat çekildi. Askeri birimlerin önceki gün yapılan MGK toplantısında sundukları "Hizbullah Raporu"nda, örgütün istihbarat çalışmalarında çocuk yaştaki militanları kullandığı, hedef olarak seçilen kişilere ait özel bilgiler ile şehir krokilerinin listeler halinde arşivlendiği belirtildi. Raporda, Türkiye'de "Hizbullah" adıyla faaliyet gösteren oluşumun, İran Hizbullahı ile isim benzerliği dışında bir bağlantısının olmadığına dair bir bilgi de yer aldı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in başkanlığında önceki gün toplanan ve 6,5 saat süren MGK'nın önemli bir bölümü, kanlı eylemleri bir süredir kamuoyunu sarsan Hizbullah'a ayrıldı. MİT, Genelkurmay, Emniyet Genel Müdürlüğü ve OHAL Valiliği temsilcilerinin örgüt hakkında bilgi sundukları toplantıda, kurulun asker kanadı tarafından sunulan "Hizbullah Raporu"nda çarpıcı bilgiler yer aldı. Raporda, örgütün kuruluşu, amaçları, eylemleri, PKK ile giriştiği mücadele, hedef olarak seçilen kişilerin özellikleri, sol örgütler ile kendi dışındaki İslami kesime bakış açısı ayrıntılı bilgilerle anlatıldı. Raporda, Hizbullah'ın Güneydoğu'da PKK'ya karşı eylem yaparken, istihbarat örgütleri tarafından kullanılan profesyonel yöntemlere başvurduğuna dikkat çekildi.
İki ayrı Hizbullah
Raporun giriş bölümünde, Hizbullah adının ilk kez 1973 yılında İran'ın başkenti Tahran'da ortaya çıktığı belirtilerek, İran devriminin gerçekleşmesinde etkili olan örgütün, 1980 yılında Lübnan'da teşkilatlanmaya başladığı ve bu aşamada pekçok uluslararası kanlı eyleme imza attığı kaydedildi. Raporun bu bölümünde, "Ancak, Türkiye'deki Hizbullah adıyla anılan örgütün, bahsedilen örgütle isim dışında bir bağlantısının olmadığına dair değerlendirmeler bulunmaktadır. Örgüt mensuplarının radikal dinci kesimden oluşması, eylemlerin benzerliği gibi sebeplerden, bu gruba 'Hizbullahçılar' denilmeye başlanmış, zaman içinde örgüt de bu ismi benimsemiştir" ifadesi yer aldı.
PKK'ya karşı şiddet eylemleri
Hizbullah'ın 1980'li yıllarda kurulan Vahdet grubuna dayandığı bilgisine yer verilen raporda, 1990 yılından itibaren dini propagandayı kullanmaya başlayan PKK'nın Vahdet grubuna mensup kişileri öldürmesi ile "kan davasının" başladığı belirtildi. Raporda, "PKK terör örgütünün kendilerine yönelik sindirme amaçlı öldürme eylemleri karşısında, bu kesimdeki insanlar örgütlenerek PKK ve sempatizanlarına karşı şiddet eylemleri düzenlemeye başlamıştır. Bu açıdan bakıldığında, dindar insanlara yönelik şiddet eylemlerine tepki olarak, ilk zamanlarda tamamen PKK terör örgütüne yönelik eylemlere başvuran bir örgüt ortaya çıkmıştır" denildi.
Şehirlerde PKK kaybetti
Hizbullah ile PKK arasında Güneydoğu Anadolu'da sürdürülen "nüfuz savaşının" geniş biçimde anlatıldığı raporda, "PKK ile Hizbullah arasında yaşanan çatışma, kısa sürede bölgenin büyük bir bölümüne yayılmış, Hizbullah'ın PKK militanları ve sempatizanlarına yönelik eylemleri sonucu, şehir merkezlerinde örgütsel anlamda kontrol büyük ölçüde Hizbullah'ın eline geçmiş ve PKK terör örgütü şehirlerde barınamaz hale gelmiştir" ifadesine yer verildi.
'Eylemler planlı-programlı'
Raporun "İstihbarat Çalışmaları" başlıklı 11. bölümünde, Hizbullah'ın PKK'ya karşı giriştiği eylemlerin "gelişigüzel olmayıp, planlı ve programlı bir biçimde icra edildiği" bilgisine yer verildi. İlgili bölümde, "Eylemler öncesinde geniş bir istihbari çalışmanın yapıldığı, ve istihbarat çalışmalarının çocuk yaştaki örgüt mensuplarına yaptırıldığı, hedeflerin durumu hakkında günün 24 saatini kapsayacak ayrıntılı bilgilerin derlendiği ele geçen dokümanlardan anlaşılmıştır" denildi.
Sol: Hizbullah devletin yan kuruluşu
Raporda, Güneydoğu'da faaliyet gösteren yasadışı sol örgütlerin Hizbullah'ı "devletin yan kuruluşu" olarak niteledikleri bilgisi de yer aldı. Raporda, "Sol örgütler, Hizbullah'ın kesinlikle devletten ayrı düşünülemeyeceğini ve kontr-gerilanın bir parçası olduğunu savunmakta, ve Hizbullah'ı sivil alanda faaliyeti giderek yaygınlaşan Türkiye Cumhuriyeti'nin illegalitedeki bir yan kuruluşu olarak görmektedirler" ifadesine yer verildi.
|
|
|