Türkiye'nin birikimi... | ||
|
Bağrına gökdelenler saplanan, Boğaz'ı fuil-oile bulanan İstanbul'u yaşanmaz hale getirdikten sonra hâlâ O'nu sevmeye ve sahiplenmeye, hatta bir de utanmadan İstanbul üzerine söz söylemeye hakkımız var mı bilemiyoruz. Belki en çok bu yüzden, her geçen gün bir önceki günden daha da azaldığı için, tıpkı ölümüne gün sayılan sevgilinin eriyişini çaresiz, eli kolu bağlı seyreder gibi seyrediyoruz artık İstanbul'u. Nasıl bir şehirde yaşadığımızı farkettikçe ve bu şehrin bir zamanlar 'nasıl' olduğunu öğrendikçe içimizdeki acı daha da katmerleniyor. Tek tesellimiz en azından yaşadığımız şehrin, geçtiğimiz sokakların, su içtiğimiz çeşmelerin, ferah bulduğumuz mezarlıkların, medreselerin, tekkelerin, türbelerin farkındalığımız...Yaşadığımız şehrin güzelliklerini bizlere farkettirenler de hiç kuşku yok ki nostalji edebiyatını bırakıp, karış karış ezberledikleri İstanbul'u kâh yazıları, kâh dersleri, kâh da sohbetleriyle anlatmayı bir görev bilen İstanbul sevdalıları... İşte onlardan biri olan Halûk Dursun, Ötüken Yayınları'ndan çıkan "İstanbul'da Yaşama Sanatı" adlı kitabında yitirilen İstanbul'a ağıt yakmak yerine hali hazırda yaşanılan şehre alıcı gözle bakmaya çağırıyor okurlarını. İstanbul'u "İstanbul" gibi yaşamakİstanbul'da yaşayıp da bir türlü İstanbullu olamayanlara, İstanbul'u yaşayamayanlara acıyan Dursun,İstanbul'da yaşama sanatının gereklerini de sıralıyor kitabında. "İstanbul'un Derûnuna Aşina Olmak", "Yaşayan Boğaziçi", "İstanbulluluk", "İstanbul'da Musiki", "İstanbul'un Florası ve Kuşlar", "İstanbul'da Ağız Tadı", "Su Şehri İstanbul", "İstanbul'un Böyledir Baharı" başlıklı bölümlerden oluşan kitap Halûk Dursun'un rehberliğinde Dersaadet'i yeniden okumamızı sağlarken, avuçlarımızın arasından kayıp gitmeden hafızalarımıza nakşedebileceğimiz İstanbul fotoğrafları vaadediyor bize.
Gülcan TEZCAN
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|