Türkiye'nin birikimi... | ||
|
Anneniz bu filmi bilir
YÖNETMEN Reis Çelik, Beyoğlu'nda açacağı sinemasında yer göstereninden 'gazooozcuu'suna kadar birebir kopyalamayla "klark"lı, "n'ayır, n'olamaz"lı günlere döndürecek sinemaseverleri. Eski filmleri laboratuvarda yeniden izlenilebilir hale getireceğini bildiren Çelik, açılışın Haziran ayında "Susuz Yaz"la olacağını kaydetti. Eskinin sinema salonları, geri gelmemek üzere kollektif hafızamızdaki yerlerini çoktan aldılar. Bayanların pekçoğunun "tayyörlerini" giydiği, beylerin "fötr"süz pek gelmediği, "loca"ların bulunduğu sinema salonlarını kaybedeli epey oldu. "Alaska buuz" ya da gazoz şişelerini sürten açacak sesleri de tarihe karıştı artık. Gable'dan, "klark çekmenin" aidovisiual yöntemle stajının yapıldığı ya da "n" vurgusu fazla konuşmaların havada uçuştuğu Türkan Şoraylı, Ayhan Işıklı, Sadri Alışıklı filmler ise şimdilerde özel televizyonların bazen sabaha karşı bazen öğleden sonra, yayın dolsun diye kullandığı malzemelere dönüştüler. Buraya kadar anlattıklarımızdan "burnunun direği sızlayanlardansanız" o zaman size bir müjdemiz var. Beyoğlu'nda bir misine ipine dizilmiş tespih taneleri gibi yan yana duran Amerikan isimli mağazaların arasından köhne bir sokağa daldığınızda, "entellik" adına açılmış barların arasında eski sinema afişleri birden göze çapıyor. İçeri girdiğinizde Amerikan tarzından hiçbir iz yok. Sadece eski Türk filmlerinin afişleri var. Bir de bu afişlere umut bağlamış, "eski film gönüllüsü" Yönetmen Reis Çelik... Reis'in Dünyası"Burası benim dünyam" diyor Çelik: "Bu dünyada Amerikanvari hiçbir şey yok. Yalnız Türk filmleri ve eskiyi hatırlatan, herşeyini eski yapmaya çalıştığım sinemam var." Tarihi Pera'da bir döneme damgasını vuran Yeşilçam'ın ismini verdiği sinema salonunda bu nostaljiyi yaşatmak için yılların birikimini buraya harcadığını söyleyen Çelik, adına 'alternatif sinema' dediği bu sistemin Avrupa'da çok yaygın olduğunu anlatarak, bunu Türkiye'de ilk uygulayanın kendisini olduğunu belirtiyor. Sinemada herşey 1930'lu yıllara ait adeta. Tahta masalar, transistörlü radyo, yiyeceklerin konulduğu dolaplar ve tabii yine boy-boy eski sinema afişleri... Reis Çelik, "Yeşilçam Sineması"nda, Türk sinema tarihinde önemli yer tutan ve kimileri televizyonda bile yayınlanmayan filmleri yeni kuşağa sinemada seyrettireceğini bildiriyor. "Kısa ve Acısız", "Parçalanma", "Ali, Kara Kentin Çocukları" gibi filimler bunlardan sadece birkaçı. Bir başkaldırışÇelik, halen faaliyette olan sinemaların ise Amerikan şirketlerince parselenmiş olduğunu söylüyor: "Salonlar Amerikan dağıtım şirketlerince parsellenmiş durumda. Bunun yanında İran ve Hindistan sinemasının iyi örnekleri de aynı durumda. Yeşilçam Sinaması bu örneklerin izleyiciyle buluşmasını sağlayacak." Günümüzde baskıya karşı koyabilmek, anti-hegomonik söylem ve stratejiler geliştirebilmek açısından mekan politikalarının yaşamsal önem taşıdığını vurgulayan Reis Çelik, mücadele alanları seçmenin, bu alanlarda kültürel ve politik direniş örgütlemenin, etkili bir muhalefetin önkoşulu olduğunu söylüyor: "Sinema, hayatı ve deneyimleri anlamak, anlamlandırmak ve bu anlamlar doğrultusunda yepyeni haritalar çizmek demek. Bu yeni haritanın çıkış mekanı neden Yeşilçam Sineması olmasın?"
Muhammed PAMUK
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|