Türkiye'nin birikimi... | ||
|
Bam Teli'nden bir garip enstantaneEkranlardaki pekçok program, söylem felsefeleri aracılığıyla ve bütünlüklü bir dil ya da düşünme süreci ileticisi görünümüyle, topluma kendi amaçlarına hizmet edecek biçimde sosyal içerikli mesajlar göndermekten geri durmuyor. Çoğu zaman asli görevinin dışına çıkarak, ekran başındaki izleyiciye politika, din, iş, eğitim, hukuk ve diğer önemli toplumsal alanlara yönelik, yanıltıcı, yönlendirici mesajlar iletiyor programcılar, çünkü uluslararası arenada olduğu kadar ülkemizde de, sözü geçen konsept, fikirler değil, imajlar. Programın kendine özgü formatının sınırlarını zorlayarak, retoriğine halel gelmesi pahasına bu sahneleme mantığını işleten programcılar bunu, çoğu zaman gözlerden kaçıracak bir ustalıkla işletiyorlar. Ancak, kendine özgü sunumu ve deneme tadındaki diyalogları ile öne çıkan bazı programlar var ki, bu yöntemi pek kaldırmıyor. Programa yerleştirilen ekleme cümleler sırıtıveriyor izleyiciye. Tayfun Talipoğlu'nun NTV'deki programı Bam Teli de, formatıyla ekranların geneline hakim olan magazin merkezli (infotainment) tv mantığına meydan okuyan bir yapım. Türkiye'de belgeselcilik anlayışına Bam Teli ve devamı niteliğindeki programlarla -örneğin İşte Anadolu- yeni bir soluk getirdiğine inandığımız Talipoğlu, bir sohbet-ropörtajımız sırasındaki 'her fikre ve hür düşünceye saygılı olduğu' mealine gelen sözleriyle, 'beğeniyle takip edilenler' arasındaki yerini almıştı. Tektipliğe karşı olduğunu incelikli bir dille anlatan Talipoğlu, önceki gün yayınlanan programında bu duruşuna aykırı olan sözleriyle şaşırttı izleyenlerini ve sevenlerini. Harran'dan çalışan kadın portrelerini ekrana getiren Talipoğlu, 'Bunlar ne siyasi bir amaç, ne de başka bir düşünceyle başörtüsü kullanıyorlar' şeklinde ilgi çekici bir cümle sarfetti. Sonra 'Anadolu kadınlarının sanki yalnızca doğurmak üzere yaratıldığına dair' bir şeyler daha... Talipoğlu'nun bu sözleri karşısında 'Yoruma ne hacet' diyoruz, ancak cevap hanesi boş kalan sorular da dolmuyor değil zihnimize. Örneğin, o bilindik düşünceyle bilinç ile başörtüsünün aynı yerde bulunamayacağı mı ifade edilmek isteniyor? Ya da dingin üslubu ve edebi söylemiyle ekranlarda tek olan Talipoğlu, format mı değiştiriyor, 'sosyal içerikli mesaj' kaygısına mı düşüyor acaba?
oalbayrak@yenisafak.com
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|