Cengiz Çandar'a konu önerileri

Kendimi Cengiz Çandar'ın yerine koyuyorum..

-Acaba hangi konuları yazılarımda ele alırsam, Sabah üst-yönetimi (veya Etibank üst-yönetimi) beni sansürlemez?

Birincisi, kendisini de hedef alan "andıç" konusunda yazı yazmaması lazım Çandar'ın.

Çünkü Sabah üst-yönetimi, "Etibank Boşaltılması" sonucu, "Devlet"le ve "Adalet"le karşı-karşıya gelmiş durumda..

Eğer Cengiz Çandar, kendisini hedef gösteren "andıç"ın yazarlarını suçlayan bir yazı yazar ve bunu Etibankçılar (veya Sabahçılar) sansürlerse, Çevik Bir "Sabah"ı (veya Etibank'ı) kurtarır mı?

Belli ki, Sabah üst-yönetiminin (veya Etibank üst-yönetimi) böyle bir ümidi var.

Sanıyorlar ki, Etibank olayı görmezden gelinebilir ve "Sabah"ı ayakta tutmak için, bazı kesimler ve isimler, Dinç Bilgin'e destek verebilir.

-Acaba Mesut Yılmaz veya Hüsamettin Özkan, "Sabah"ın ve Dinç Bilgin'in (veya Turgay Ciner'in) arkasında mı duruyor?..

-Acaba Genelkurmay, Cengiz Çandar susturulduğu için, "Sabah"a ve Dinç Bilgin'e destek mi veriyor?

Böyle birşeyin olması mümkün değil. Ama belli ki Sabah üst-yönetimi (veya Etibank üst-yönetimi) böyle düşünüyor..

Yoksa, Cengiz Çandar'ın "andıç" konulu yazılarını neden sansürlesinler? Yetmezmiş gibi, "Cengiz Çandar Silahlı Kuvvetlere hakaret etti" diye, aynı sütundan niye jurnalcilik etsinler?

Ben Cengiz Çandar'ın yerinde olsam, "Banka-medya-mafya-siyaset" ilişkilerine ve "banka boşaltma" konularına da girmezdim.

Çünkü "Etibank"ı yönetenler, "Sabah"ı da yönetiyor.

Ayrıca, "Etibank"a el koyulmadan hemen önce, Dinç Bilgin "Sabah"ın bir bölümünü Turgay Ciner'e devretmişti..

Eğer bu satış bir "mal kaçırma işlemi" ise, Etibank'a el koyan Mevduat Sigorta Fonu, Sabah hisselerinin devri hakkında iptal davası açabilir.. Bu hisselere hemen tedbir koyabilir.

Neticede İstanbul Menkul Kıymetler Borsası da, "Medya Holding", "Sabah Yayıncılık" ve "Sabah Pazarlama" şirketlerinin hisselerini, endekslerden çıkardı. Bu şirketlerin işlem sıraları kapalı..

Yani "Sabah"ın "tamamı", devlete geçebilir..

Demek ki Cengiz Çandar'ın bu tür konulara da girmemesi lazım..

"Banka Boşaltmalar"la ilgili yazı yazarsa, hem sansürlenir, hem de "ulusal ekonomiyi sabote etti" diye, jurnallenebilir..

Cengiz Çandar, "Ortadoğu Barış Süreci" veya "Amerikan Başkanlık Seçimleri" konularında, istediği gibi yazabilir..

Arafat, Barak, Bush, Gore hakkında istediği değerlendirmeleri yapabilir..

Ama Zekeriya Temizel ve Saadettin Tantan hakkında, düşündüklerini, olumlu veya olumsuz yazamaz..

"Sabah"cılar (veya Etibankçılar) bu isimlere fazlasıyla bağımlı..

Ayrıca Cengiz Çandar'ın, Mesut Yılmaz'ı ve Hüsamettin Özkan'ı eleştirmesi de mümkün değil..

Daha doğrusu, Cengiz Çandar "Ecevit-Bahçeli-Yılmaz" üçlüsünü de, Hükûmeti de, Devlet'in çeşitli kurumlarını da eleştiremez..

Şu anda durum buna müsait değil..

Ben, gazetecinin, öyle her aklına gelen konuyu yazmaya kalkanını sevmem..

Peki, hangi konularda, ne yazabilir Cengiz Çandar?

Ne yazarsa, yazısı sansürlenmez?..

Mesela şöyle yazılar yazsa..

-Bizim patronumuz bir çocukluk etti.. İşin sonunu düşünmeden Cavit Çağlar'la ortak oldu, bankacılığa girdi.. Şimdi pardon diyor ve yeniden gazeteciliğe dönüyor. Bu fedakarlık, ancak alkışlanır..

Veya dese ki..

-Gazeteci ve gazete yazarı bir maldır.. Patron isterse, gazeteyle birlikte, çalışanları da atar-satar.. Patron işini batırsa da, bundan birşey çıkmaz.. Yazarlara da, bu durumda susmak düşer.. Patronlar zor yetişir, ama gazeteci bulmak kolaydır. En batık patron bile, en alnı ak gazete yazarından daha önemlidir, daha güçlüdür, daha değerlidir.

ŞAKA

"Andıçörler"e köşe...

Sabah üst-yönetimi "andıç" konulu yazıları sansürlediğine göre, bundan sonra köşelerini "andıçörler"e mi açacak?

Örneğin, Cengiz Çandar'ın yerine Çevik Bir'e yazdırsalar..

Kadrosunu da, "Bir Numara Yayıncılık"tan çıkartırlar..

Yani, daha ne numaralar olabilir..

TEŞEKKÜR

Okurlar olmasa, yazarlar da olmaz!..

Siz sayın okurlarımdan gelen mektupları, faksları ve e-mailleri, her gün en gerçekçi yol göstericiler olarak, dikkatle okuyorum..

Bazılarınız, cevap yazmamı veya çeşitli konularda bilgiler vermemi de istiyorsunuz.. Bu pek kolay değil.. Özellikle "e-mail"ler, bir görüşü, bir tutumu belirtmek istedikleri zaman, gazete yazarı ile okur arasındaki diyaloğu sağlarlar.. İnter-aktifg ilişki böylece gerçekleşir..

Birer birer "e-mail"lere cevap vermeye kalkıştığımız takdirde, ne okumaya, ne çalışmaya, ne de günlük yazıları yetiştirmeye vakit ayırabiliriz..

Son dönemde, mesajları ile bize ışık tutan bazı sayın okurlarımızı, bu sütunda zikretmeliyiz..

Sayın Erkan Çetin, Sayın Prof. Dr. Mehmet Erdaş, Sayın Erkan Kaya, Sayın Bilal Akay, Sayın Cüneyd Zapsu, Sayın B. Yurtsever, Sayın M. Taylan, Sayın Şahin Lim, Sayın Doğan Arslan, Sayın Osman Kalınsaz, Sayın Necdet Emek, Sayın Nedim Özyürek, Sayın Medet Polat, Sayın Hüseyin Eryüksel, Sayın Mahmut Karamehmetoğlu, Sayın Şahin, Sayın Önder Arı, Sayın Yusuf Ünal, Sayın Osman Kalınsaz, Sayın Yılmaz Mutlu, Sayın Daren Akas, Sayın Mehmet Alaeddin Hastaoğlu, Sayın Yılmaz Mutlu, Sayın Aydoğan Karakılıç, Sn Fazlı Danışman, Sayın Caner, Sayın Dede Sultan, Sayın Ayşegül Terzi, Sayın Bekir Hoca, Sayın Adil Halaç, Sayın Kürşat Tekin, Sayın Burak Güngören, Sayın C. Yılmaz, Sn. Ali Desidero, Sn. Rasim Tepe, Sayın Muhammet Üçüncü..

Sizlere ve isimlerini yazmaya yerimin yetmediği, beni uyarılarıyla destekleyen yüzlerce okura teşekkür ederim..

Sizler, "Derin Millet"siniz..

Biz "Yeni Şafak"ta, sizin sesiniz olmaya çalışıyoruz..