YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Bilişim'den

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Bıyıklar kesilecek, kes!

Erbakan'ın basın mensuplarıyla yaptığı yemekli bir sohbet toplantısına gitmiştim. Masaya, önce soğuk yiyecekler konmuştu... Salam vs vardı. Yanımda oturan Güngör Uras;

-Hay Allah, diye söylendi... Şu işe bak... İslâmcı bir liderin sofrasında yemeğe Batılı bir giriş yapıyoruz.

Bahçeli'nin kongredeki konuşmasını dinlerken bunu hatırladım. Türkçe konusunda titizlik beklenen, hatta bir ara "Türkiye'nin varlığı ve geleceği ile Türkçe'nin geleceği birebir orantılıdır" diyen milliyetçi bir lider, tahammül edilmez telaffuz hataları ile konuşuyordu.

Onun kelime sonlarına gelen "deki-daki" eklerini nasıl "içindeeeki-altındaaaki" tarzında uzattığı, ötedenberi kulakları tırmalar. "Ekonomik" kelimesini, "k" harfini incelterek söyler hep. Kongre konuşmasında "ikame" kelimesindeki "k"yi de ince okuduğuna tanık olduk. Oysa kalın okunması gerekir. Sonra "îzah" kelimesinde "i" uzun, "a" kısa okunması gerekirken, Bahçeli tam tersine, "izaaah" diyerek "i"yi kısa, "a"yı uzun okuyor. "Rakip"i, "raakip" diye, "konjonktürel"i, "konjüktürel" diye, "asgarî müşterek"i, "asgerî müşterek" diye, "yeşereceği" kelimesini "yeşereceee" diye okuyor.

Olayı, sadece bir telaffuz yanlışı çerçevesinde buraya almış değilim. Daha öte bir boyutu, MHP'nin yapılanışına bağlı simgesel-sembolik bir mahiyeti olduğunu düşünerek gündeme alma gereği duydum.

Bahçeli'nin "deeeki-daaaki" tarzındaki telaffuz hataları, taa MHP Genel Başkanlığı'na ilk aday olduğu zamandan beri görülüyor. Bu camia içinde, pekçok dilcinin bulunduğu da bir vakıa. Peki neden bugüne kadar birisi çıkıp uyarmadı Bahçeli'yi?

-Sayın Başkan, şu ifadeyi şöyle düzeltseniz... demedi?

İşte MHP türü bir partide bunu demek zor. "Lider ne derse, ne yaparsa tartışılmaz" çünkü. Kongre alanında Bakanlar bile "partinin doğrultusunu liderin çizeceğini" vurguluyordu kameralar önünde... Bahçeli'den geleneklere uygun bir lider (belki de Başbuğ) üretilmeye çalışılıyordu.

MHP kongresinin "En disiplinli kongre" olduğunda şüphe yok. "Lider", "Beyaz çorap olmayacak" demiş, beyaz çoraplar çıkarılmış, "kıravat takılacak-takım elbise giyilecek" demiş, takım elbise ve kravatlı ülkücülük dönemi başlamış... Sarımsak kokusu olmayacak, evet olmayacak! (Bütün bunlar bir parti kadrosu açısından ne kadar tahkir edici yaklaşımlar. Tıpkı Tansu Çiller'in bir zamanlar seslendirdiği DYP'yi 'ağzı çorba kokanlar partisi' olmaktan çıkarma söylemi gibi...) Slogan, pankart merkezi disipline bağlı... Kurt işaretlerinin yeri ve zamanı hep ayarlanmış...

Kimbilir belki bir gün "Bıyıklar kesileceeek-Kes!" diye bir komut verilir, ve "bıyıksız ülkücülük" dönemine geçilir MHP'de. Liderin ve Bakanlar'ın büyük çoğunluğunun bıyıksız olduğu ve liderin olağanüstü belirleyicilik gücüne sahip bulunduğu bir siyasi harekette, hele 28 Şubat'ın bıyıklardan bile kimlik ürettiği bir zamanda, bağlıların "eski" gelenekleri sürdürmesi mümkün mü? Hem belki "hep bıyıksızlar görev alıyor" gibi bir değerlendirme de göz açıcı olacaktır. Gelecek kongrede, bugün bıyıklarını kesmeyi unutmuş olanların da evrim geçirecekleri ümidini besleyebiliriz!

Nesrin Ünal hanımefendi, emir ve komuta disiplini içinde başörtüsünü çıkarmıştı Meclis'e girerken değil mi?

İtiraz ve eleştirinin olmadığı bir siyasi ortam MHP ortamı...

Böyle siyasi hareketleri yönlendirmek, liderlik kadrosunu etkilemekle başarılabilecek bir sonuç. Düşünün bir: Lider emir verdiğinde parti kadrolarının çorap rengine kadar etkileyebiliyorsa, başka alanlarda nasıl yönlendirilmez? (İktidar ortağı olduğundan bu yana MHP çizgisinde görülen kırılmaları nasıl yorumlayabiliriz?)

Elhak, MHP kongresi disiplinli bir kongreydi...

Kongreyi tv ekranlarından seyrederken, salonda bizim Ömer Lütfi Mete'nin yüzünü aradım. Hiç olmazsa onun mizah gücüne çarpmalıydı bu tasarlanmış disiplin... Ne bileyim ben, bıyık altından gülüşünü görmeliydim onun... Yok, ülkücü gençler, disiplini asla ve kat'a ihlâl etmiyorlardı.

Alkışlanacaaak, alkışla!

Kongre heyetinin, Bahçeli'nin konuşmasının muhtevası ile ilgilenmediği o kadar açıktı ki! Ama ses tonunun mekanik bir jestle yükseldiği yerler, lider alkış beklemiş olmalı düşüncesiyle, gerekli alkışı alıyordu.

MHP'yi derin odaklar seviyor olmalı.

MHP o çizgiyi üretiyor büyük gayretle... "Kimse demokrasi adına demokrasiye mezar kazma imtiyazına sahip değildir" söyleminin altında ilk imza kimindir acaba?

MHP'yi artık devlet-para-pul ilişkileriyle içiçe oldukları ayan beyan görülen kartelimiz de seviyor... Kimi zaman "değişim" yükleyerek seviyor, bazan değişim olmasa da seviyor... Çünkü sevilecek bakanlıkları var MHP'nin, sevilecek duruşları var...

Bu tür, disiplinin ve lider güzellemesinin ön plana çıktığı partilerde, eleştiri-özeleştiri ortamı gelişmediği için bir yandan lider etrafında güzellemeciler, bir yandan da ötelerde küskünler artar. Şu an Bahçeli etrafında iktidarla gelen yaldızlı bir hâle var. Ama ötelerde, küskün bir çizgi derinleşiyor. MHP'nin toplumla derin ilişkiler kuran boyutu şimdilerde sorgulayıcı gözlerle bakıyor liderlik kadrosuna...

Mustafa Sandal'ın şarkısı nasıldı:

-Onun arabası var, güzel mi güzel... Bastı mı gaza gider mi gider... Ama ruhu yoook!

MHP Kongresi'ni bir de böyle okumalı, derim ben... Görünen yaldızın altındaki (altındaaaki değil) ruh erozyonundan söz ediyorum.


7 KASIM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Ahmet Taşgetiren

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...