Türkiye'nin birikimi... | ||
|
Vadi'de yolculuk...Bu sütunda genelde dünyanın, özelde ise bölgenin ve Türkiye'nin sorunlarına olabildiği ölçüde geniş bir tarihsel, kültürel, siyasal ve entelektüel perspektiften bakarak sorular sormaya; karşı karşıya kaldığımız sorunları anlamaya ve anlamlandırmaya çalışıyorum. Yaşadığımız sorunların aslında "bir anda", "kendiliğinden" zuhur etmediğine; bu sorunların esaslı, gözardı edilemeyecek tarihsel, siyasi, kültürel ve toplumsal arkplanları olduğuna; bu arkaplanları gözardı ederek yapacağımız çözümlemelerin ve yorumların kısa devre yaparak devre dışı kalacağına dikkat çekmeye çaba gösteriyorum. Tüm bunları yaparken gazetenin dilini, bu dilin imkanlarını ve de zaaflarını gözönünde bulundurmaya gayret ediyorum. Entelektüel ilgilerimin elverdiği ölçüde dünyanın ve ülkemizin karşı karşıya kaldığı sorunları anlamak ve anlamlandırmak gibi gerçekten zor bir işe soyununca ister istemez okuyuculardan yoğun bir şekilde "kitap listesi" talepleri geliyor. Liste hazırlamak reçete hazırlamak gibi bir şey. Tabii bu da zor ve netameli bir iş. Bu işin üstesinde gelebilmek için kimi zaman önemsediğim kitapları, kimi zamansa yayınevlerinin önemli kitaplarını tanıtmaya, tartışmaya çalışıyorum. Önceki yazımda tam bir "çorak ülke"yi andıran ıssız Türkiye vadisinde toprağa düşürülen zambak olarak tanımladığım Vadi Yayınları'nın ülkemizdeki yayıncılık konseptini değiştirecek, yepyeni bir düşünsel, kültürel sıçramanın habercisi olacak bir entelektüel hareketliliğe, dönüşüme; yeni bir düşünür / sosyal teorisyen tipinin icadına aracılık eden gönendirici ve umutlandırıcı bir yayıncılık performansı gösterdiğinden sözetmiş ve Vadi'nin bu performansını sizlere de duyusatmaya çalışacağımı belirtmiştim. Vadi'nin performansına ilişkin söylediklerimde bir abartı olmadığını vurgulamak isterim. Vadi, sözünü ettiğim "entelektüel ve kültürel dönüşüm"ün habercisi olan bir silkinmenin sadece bir örneği; ama önemli bir örneği. Ve 1980'lerden sonra 80 kuşağının başlattığı genelde entelektüel, kültürel (ve akademik) hayatta, özelde ise yayıncılık hayatında (henüz dergi yayıncılığında olmasa bile kitap yayıncılığında) yansısını ve yankısını bulmaya, "ürün"lerini vermeye başlayan bir hareketliliğin uzantısı. Bu hareketliliğin en temel özelliği, entelektüel ilgi alanının önceki dönemlerle karşılaştırılınca bir hayli çeşitlenmesi, genişlemesi, daha rafine ve sofistike boyutlar kazanmış olması ve hepsinden de önemlisi ideolojik sınırlamalardan kurtulmuş olması. Bunun doğal sonucu olarak bir alanda uzmanlaşan ama çevre alanlarda da bir şeyler söyleyebilecek bir donanıma sahip, kompleksiz, indirgemelerden, genellemelerden kaçınan, daha imaginatif, özgün, analitik, eleştirel ve provokatif düşünebilen yeni bir sosyal teorisyen ve düşünür tipinin habercisi olan bir entelektüel ve kültürel ortamın yeşermeye başlaması. Türkiye'de yaşanan veya Türkiye'ye yaşattırılan pratik sorunlar ne denli irrasyonel ve yapay olursa olsun, sözünü ettiğim entelektüel ve kültürel hareketlilik, pratikte yaşanan irrasyonel ve yapay sorunların şekillendirmeye çalıştığı absürt ortamı, primitif ve paranoyak ilişkiler ve değerler ağını zamanla dönüştürecektir. Çünkü bu entelektüel ve kültürel hareketlilik tek yanlı değil, çok yanlı, çok boyutlu ve ucu gelişmeye, sıçramaya, hatta patlama yapmaya her an açık bir hareketlilik. İletişim'den Ayrıntı'ya, İz'den İnsan'a, Birey'den Kaknüs'e, İmge'den YKY'ya, Metis'ten Kitabevi'ne, Şule'den Dost'a kadar '80 sonrasında hayata atılan yayınevlerinin yayın programlarına ve ilk kez birbirinden farklı kesimleri aynı anda kucaklayan okuyucu profillerine yakından bakılınca sözkonusu hareketliliğin boyutlarını kavramak mümkün olabilir. Yerimiz daraldı. O yüzden şimdilik Vadi'de kısa bir yolculuk yapmaktan başka seçeneğimiz yok. Erol Göka, "Varoluşun Psikiyatrisi" ve "Psikiyatri ve Düşünce Dünyası Arasında Geçişler" başlıklı kitaplarıyla ne denli özgün bir düşünür olduğunu gösteriyor. "Din ve Siyaset" M. Emin Köktaş'ın, "Türkiye'de Modernleşme ve Modernleştiriciler" Muharrem Sevil'in, "Osmanlı'da Yöneten ve Yönetilen" Adem Çaylak'ın, "Cemaatin Dönüşümü" Ramazan Yelken'in, "Modernden Postmoderne Siyasal Arayışlar" Aytekin Yılmaz'ın, "Türk Eğitim Düşüncesi'nde Batılılaşma" Osman Kafadar'ın, "Akıl ve Toplumun Özgürleşimi" Ahmet Çiğdem'in, "Kötülük ve Teodise" C. Sadık Yaran'ın, "Felsefi Hemenötik ve Yazarın Niyeti" Burhanettin Tatar'ın, "Modernizm ve Kitle Toplumu" Erhan Atiker'in "yeni düşünür tipi"nin habercileri olan özgün metinler. Yasin Aktay, Abdullah Topçuoğlu, Fuat Keymen, A. Yaşar Sarıbay, Mehmet Küçük'ün hazırladıkları "Din Sosyolojisi", "Postmodernizm ve İslam, Küreselleşme ve Oryantalizm", "Kürselleşme, Sivil Toplum ve İslam" ve "Modernite versus Postmodernite" başlıklı derleme kitaplar, birinci sınıf yerli ve yabancı sosyal teorisyenlerin makalelerini ilk kez Türkiye okuruyla tanıştırıyor. Ayrıca B. Sayyid'in "Fundamentalizm Korkusu", M. Arkoun'un "Tarih, Felsefe, Siyaset Üzerine Konuşmalar"ı Vadi'nin üzerinde hakettikleri ilgiyi görmeyen ama çokça konuşulması, tartışılması gereken kitapları. Vadi'nin 150'ye yaklaşan bazı kitaplarından sadece başlıklar verebildim. Önümüzdeki günlerde Vadi'deki yolculuğumuzu ayrıntılı olarak sürdüreceğimi söylemekle yetiniyorum.
ykaplan@yenisafak.com
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|