Türkiye'nin birikimi... | ||
|
Sabah ailesiDoğrusu bir âlem, bu bizim memleket!.. Sadece yüksek enflasyonumuz yok bizim, aynı zamanda, yükseğin de yükseği tansiyonlarda yüzüyoruz. O da belli bir seviyede seyretse neyse. Bir iniyor, bir çıkıyor. Bu kadar ayarsızlığa hangi siyaset, hangi ekonomi ve hangi içtimaî bünye dayanabilir, varın siz hesap edin. Daha üç-beş gün önce Sedat Sertoğlu, sanki bir düvel-i muazzama büyükelçisi gibi meydan okumuyor muydu? Türkiye BM'de, İsrail aleyhine oy kullanışının hesabını kolay kolay veremezmiş!.. Meğer ABD'deki Mûsevi lobileri homurdanıyormuş da, Türkiye-İsrail dostluğunun kıymetini bilenler, malûm çevreleri zor teskin ediyorlarmış. Sanıyorum o tehditkâr yazıların üçüncüsünü yazmaya fırsat bulamadı. Çünkü apar topar, yazdığı Sabah gazetesi el değiştirmekle kalmadı, onu el üstünde tutan patronlarının bankasına da el konuverdi. Bu da yetmez!.. Yurtdışına çıkış yasağı getirildi. Sahibi oldukları bankanın yönetim kurulu üyelerinin mal varlıkları da gözetim altına alındı. Yani satılamayacak, devredilemeyecek vs. Daha 26 Ekim'de, Sabah'ın manşeti aynen şöyle idi: "Trilyonlar Kime Gitti?" Bu soru Fazilet Partililer'e soruluyordu. Tekrar edelim: "Trilyonlar kime gitti?" Bence asıl soru şimdi sorulmaya başlayacak!.. Bankanın paraları kime gitti, nere gitti? Bana göre Türkiye'de, Sabah ailesinin gazetelerini satacak hale düşmesi, bankalarına haciz konması, sanki bir dağın devrilmesi gibi bir olay. Bundan 75-80 yıl önce, Selânik'ten yola çıkmış bir kervanın dayandığı son nokta. 28 Şubat'ın Türkiye'de en aşırı destekçisi bu aile ve gazete olmuştu. Aynı zamanda da, kendi evlâtlarını yiyen yine Sabah değil miydi? En çok yazar çıkaran gazete!.. Hem 28 Şubat'a en aşırı destek, hem ABD ve İsrail politikalarına yandaş bir çizgi. PKK ile mücadele yıllarındaki yayınları da bir âlem değil miydi? Bunlar da yetmez!.. Yalım Erez'i Başbakan yapmak; Cumhurbaşkanlığı konusunda Çevik Bir'i arkalamak; gene Yalım Erez ve S.Demirel'in idare ettiği "Küskünler Harekâtı"nın sözcülüğüne soyunmak!.. Daha neler neler? Yani Sabah Türkiye'de sadece gazetecilik yapmıyor; iç politikada icracı bir rol üstlenmek istiyordu. Hiç kuşkusuz, en demoknratik (!) yazarları bünyesinde toparlamış gözükse de, RP ve FP'nin hırpalanması noktasında, Sabah'tan fazla gayret gösteren bir gazete olmadı desek yeridir. Hele Fetullah Hoca'nın bu gazeteden çektiği? Burada enteresan olan nokta şu: Süleyman Demirel Ekim ortalarında, İzmir'den çıkış hazırlığında idi. Yani iç siyasette yeni bir dalgalanma, yeni bir huruç arayışı belki de. Görmüyor musunuz, FP anamuhalefet görevini yerine getiremiyor diyor. Asıl söylemediği hususlar önemli burada. Belki demek istemiş olmalı ki, bu boşluğu ben doldururum; önümüz kesilmese ben doldurabilirim. Ama ne oldu? Aniden, Egebank'a el konuverdi!.. Benim asıl endişe ettiğim; Sabah'ın satılması, Etibank'a el konulması, yurtdışı yasakları vs. aynı sürecin devamı olmasın? Dinç Bilgin, gazetesi Sabah'ı, ATV'yi satıyor, aradan daha üç beş gün geçmeden, bankasına da el konuyor. Ne bu acele, ne bu sürat!.. Anlayana aşkolsun!.. Kuşkusuz, bundan sonra, pirincin taşını ayıklayacaklara büyük iş düşüyor. Zaten Zekeriya Temizel, Maliye Bakanlığı dönemindeki ciddiyetiyle devam edecek bu işlere. Ama bu Sabah işi nereye varır, nereye gider, Allah bilir. Fakat eminim ki bu aileye bel bağlayarak; dışarısı adına bir baskı gücü gibi gazetecilik yapmak, eskisi kadar kolay olmasa gerektir. Benim gördüğüm Amerikancılık Türkiye'de ağır bir yara aldı. Bir o kadar da üstü örtük, dolaylı İsrail yandaşlığı!.. Gerçi son zamanlarda, bu tür tavırlar, o kadar aleniyet kazanmıştı ki. Belki bundan böyle daha gerçekçi, daha Türkiyeci bir yayın ihtiyacı duyacaklardır. Ama bunlar ha deyince olmaz. Bir kırılma değil, belki bir evrilmedir sağlıklı olan. Tabiî ki bu da uzun zaman alır. 28 Şubat!.. Arkasından Doğan grubu, Sabah grubu!.. Gazete patronları bir siyasi aktör rolünde Türkiye'de. Ama bana mânidar gelen şu oldu: Doğan grubu, 28 Şubat süresince hiçbir yazarını kapı dışarı etmedi. Selânik menşeli Dinç Bilgin grubunun gazetelerinden ise, aman Allah'ım, kaç kişiye yol verildi öyle? Ama dikkat edin!.. Bu dönem zarfında, herkes Doğan grubunu yerden yere vururken; Sabah daima göz ardıedildi, edilmeye çalışıldı. Daima kollandı. Bizim kesimlerde bile böyle oldu bu.
nturinay@yenisafak.com
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|