Türkiye'nin birikimi... | ||
|
Kazın tüyleri Dinç Bilgin'in şapkasını süslüyorAdamın yatı var, katları derseniz sayısını bilmiyor. Uçağı kıtalararası. Malikane, villalar milyon doların katlarıyla değerlendiriliyor. Mesleğini mi merak ediyorsunuz? Batık banka sahibi. Yönetim kurulu başkanı olduğu bankayı başarıyla batırdı ve Fon'a devretti. Bir özelliği daha var: Hızlı irtica düşmanı. 28 Şubat sürecinin köşe kolonlarından birisi. Sahip olduğu Etibank'ın kaynaklarını kendine ait holdingin şirketlerine, bankacılık mevzuatına aykırı bir şekilde aktardı. 1998 yılında Devlet'ten satın aldığı bankayı 2 yılda tam takır yaptı. Bunu biz söylemiyoruz. Kurul'a devredilmesiyle ilgili Resmi Gazete'de yayımlanan Üst Kurul Kararı'nda açıkça ifade ediliyor. Dinç Bilgin 2 yıldan beri korunuyordu. Holding şirketlerine verilen krediler 3 gün önce ya da 1 ay önce başlatılmadı. Geçtiğimiz yıl yapılan 5 bankayla ilgili operasyon sırasında Etibank'ın mali yapısı bozuktu. El konulması gerekiyordu. El koyma işi geciktirildi. Gecikmede ihmali olanlar hakkında gereken tatbikatın yapılacağına ise kesinlikle inanmıyorum. Bilgi mi sızdırıldı? El konulma işleminden 2 gün önce Dinç Bilgin'in Sabah Gazetesi'ndeki hissesinin önemli bir bölümünü Turgay CİNER'e satmasına ve yönetiminde söz sahibi yapmasına ne diyorsunuz? Dinç Bilgin bankasına el konacağını herhalde rüyasında görmedi. Bu iki olayın birkaç gün gibi kısa aralıklarla gerçekleşmesi işlemin muvazaalı olduğu şüphelerini akla getiriyor. Sabah grubunun Hükümet çevreleriyle yakınlığı da biliniyor. Bilginin önceden sızdırılma ihtimali çok kuvvetli. Bu konuda gerçeklerin ortaya çıkartılması sonucunu doğuracak ciddi bir araştırmayı hiç düşünmeyin. Operasyonun maliyeti
İki bankanın Devlet'e, daha doğrusu vergi mükelleflerine maliyeti yaklaşık olarak 1 milyar Dolar. Bunun 500 milyon Dolar'ı Etibank'a, yani Dinç Bilgin'e ait. Dinç Bilgin'in Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Zafer Mutlu'nun Yönetim Kurulu üyeliği altında 500 milyon Dolar, Dinç Bilgin ve Zafer Mutlu ile yakınlarının servetlerine ilave edildi. Resmi açıklamalara bakmayın. İki bankanın gerçek maliyeti 600 milyon doların üzerinde. Maliyet hesaplanırken sadece mevduat toplamı olarak bakmamak gerekir. Özellikle Etibank'ın başta Egebank ve Halkbankası olmak üzere birçok kamu bankasından kullandığı, geriye ödenmeyen krediler var. Egebank'ı kamu bankası olarak kabul ediyoruz artık. Dolaylı yollardan zimmete geçirilen bu paralar hiçbir şekilde geri ödenmeyecek ve tahsil edilemeyecektir. Siz Sayın Temizel'in, "Hazine'den alınan paraların kuruşuna kadar ödeneceği" şeklindeki açıklamalarını ciddiye almayın. Bunlar siyaseten söylenmiş sözler. Sonuçta vergi mükelleflerinin cebinden çıkmış olacaktır. 5 banka için şu ana kadar 2.6 milyar dolar harcandı. Bankacılık Üst Kurulu bankaların ıslah edilmesi için 6.1 milyar Dolar daha talep ediyor Hazine'den. Son batan 2 banka için de asgari 1 milyar dolar gerekiyor. Toplam yük yaklaşık 10 milyar Dolar civarında. Yani 6.5 katrilyon lira. Memura bir yılda ödenen maaş ve yapılan diğer giderlerinin toplamının üçte ikisine takabül ediyor. Toplam bütçe açığına yakın bir rakam. Gerçekten müthiş bir soygun. Zavallı vergi mükellefleri
Batık bankaların sayısı arttıkça Hükümet vergi oranlarını yükseltiyor, ek vergiler getiriyor. Geçtiğimiz yıl uygulamaya konulan ek vergiler batan 5 bankaya bütçeden aktarılan paraların finansmanı için kullanıldı. Bugünlerde açıklanan ilave vergiler serisi de 5 bankanın artıkları ve taze batan 2 bankanın ihtiyaçları için talep ediliyor. Bankalar içleri boşaltılarak batırılıyor. Hükümet vergi mükelleflerine yükleniyor. Hani vergisini düzgün ödeyen mükellef için kullanılan bir tabir vardır. "Kümesteki kaz" . 1997 yılından beri "kümesteki kaz" dan yolunan tüyler sadece faiz ödemesi ve batırılan bankaların zararında kullanıldı. Mükellefin fazla bir seçeneği yok. Karşısında Devlet olduğu için vergilerini kuzu kuzu ödemek durumunda. Kendisinden yolunan tüylerin Dinç Bilgin ve Murat Demirel gibilerinin şapkalarını süslediğini gördükçe kalan tüyleri diken diken oluyor ama elinden bir şey gelmiyor. Bedduadan başka. Murat Demirel'in özel uçağı emekli Ayşe Teyze'lerin ekmek alırken ödediği KDV'lerle uçuyor. Dinç Bilgin'in gösterişli yatı ise asgari ücretli işçilerin ödedikleri vergilerle süzülüyor denizlerde. "Kümesteki Kaz" da yolunacak tüy kalmadı. Ticaret ve sanayi odalarının son günlerdeki çığlıkları, kazların yolunan derilerinden kaynaklanıyor. Tüy kalmadı, Hükümet derilerini yolmaya çalışıyor.
ncanikli@yenisafak.com
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|