Fazilet Partisi'nde bundan sonra

Siyasi partilerin iç yapılarında; yöntem ayrılığı, üslup farkı ve nihayet "parti içi muhalefet" düzeyinde ayrışmalar olması normaldir. Bütün partilerin, bu çeşitliliğe karşı hoşgörülü olmaları ve ülke yönetimi için önerdikleri demokrasiyi kendi yapılarına da hakim kılmaları gerekiyor. Ancak, belki, siyaset geleneğinin belki Siyasi Partiler Yasası'nın ve belki de her ikisinin ürünü olarak partilerin iç yapıları bir türlü demokratikleşememektedir. Zaman zaman bütün partileri esir alan bu olgu şimdilerde Fazilet Partisi'ni kuşatmış görünüyor. Parti yönetimi, geleneksel yapıya alternatif gelişen "yenilikçi" hareketi benimsemekte zorlanıyor. Özellikle son haftada ortaya çıkan, parti organlarında zemin bulamayan ve medyaya sıçrayan tartışma bunun açık bir örneğidir.

Kutan'ın sözleri

Genel Başkan Recai Kutan, dün parti grubunda bu konuyu gündeme getirerek, uzun bir süreden beri olayların dışında kalmaktan dolayı kendisine yönelik oluşan eleştirileri de cevapladı. Kutan'ın genelde, "parti içi tartışmaların bırakılarak toplumun beklentilerini cevaplamaya yönelik çalışmalara ağırlık verilmesi"ni istediği konuşmasının özel yanı ilginçti.

"Bana da sık sık mikrofon uzatılıyor ve parti içindeki tartışmalar soruluyor. Her defasında olanların sadece parti içinde konuşulacağını söylüyorum. Kimse, kanal kanal dolaşıp parti meselelerini konuşmasın" dedi. Bu sözler, grup tarafından "adrese teslim" uyarılar olarak değerlendirildi ve adres olarak da Oğuzhan Asiltürk gösterildi. Gerçekten de Asiltürk, parti içi tartışmaların gönüllü sözcüsü olarak uzun süreden beri FP'de Genel Başkan'ın önüne çıkan bir isimdir. Bunun nedenini, "Parti içinde rahatsızlık var. Bu tartışmaları Recai Bey'e yaptırıp onun polemik içine çekilmesini uygun bulmuyoruz" sözleriyle açıklıyor. Ancak, gelenekçi-yenilikçi herkes son hafta yaşanan tartışmalarda, üslubun maksadı aşar hale geldiğini kabul ediyor.

Arınç: Artık sakinleşmek lazım

Grup toplantısının hemen ardından, Kutan'ın sözlerini FP'nin önemli isimlerinden Grup Başkanvekili Bülent Arınç'la değerlendirdik. Arınç, "Parti meselelerinin TV'lerde konuşulur olması yanlıştır. Bir noktadan sonra kimin konuştuğu da önemsiz kalıyor, çünkü, birsisi konuşunca diğeri de ona cevap vermek zorunda kalıyor" yorumunu yaptı. "Recai bey isim vermeden uyardı ama, adres Oğuzhan Bey'e çıkıyor. Çünkü herkes, Oğuzhan Bey'in böyle bir alışkanlığı olduğunu biliyor. Biz bu partinin anasıyız gibi konuşmalar yakışmıyor" dedi.

Peki bundan sonra ne olacak? Kutan'ın sözleri sakinleştirici etki doğrur mu yoksa ok yaydan çıktı mı? "Hayır" diyor Arınç. "Bu konuşma tabii ki sakinleştirecektir. Zaten, bu tür tartışmaların kimseye faydası yoktur. Meseleyi de artık sen, ben, o gibi kişisel düzeyden çıkarmalıyız. Umuyorum ki bundan sonra, prensipler daha çok hakim olacaktır."

Ana muhalefet görevi

Bir şey daha var. Arınç, "Artık, bu faydasız tartışmayı bırakıp ana muhalefet görevimize dönmek istiyoruz" diyor. Bu talebi, Azmi Ateş, İrfan Gündüz gibi isimler de dile getiriyor. Ateş, "İktidar alternatifi olmalıyız ve milletle güçbirliği yapmak zorundayız. Ama, kendi milletvekiliyle kucaklaşamayan bir parti bunun nasıl yapabilir?" sorunun ortaya atıyor. Gündüz, "Ülkenin, çoğu Fazilet Partisi'nin çözmeyi vaadettiği sorunları var. Kavgayı bırakıp, bunları gündeme getirmek zorundayız" diyor.

FP, hem karşı karşıya bulunduğu kapatılma davası, hem de toplumda oluşan beklentilerin temsili açısından her zamankinden daha çok önüne bakmak zorunda olan bir partidir. Bunun aksine görüntüler, partinin varlığını önemsizleştirmekten başka bir sonuç doğurmayacaktır.