YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Suskun kalamayız

Yeri göğü inleteceğini sandığım ifşaatlar bazen pek az ilgi doğurabiliyor; hatta kimseler farkına varmadan gündemden düştüğü bile oluyor. Yeni Şafak'ın bir hafta önce manşetine taşıdığı, Nazlı Ilıcak'ın yazı konusu ettiği, geçmişte Genelkurmay'da etkili görevler üstlenmiş bir kadronun, 'psikolojik savaş' adı altında aydınlara karşı sindirme, bazı yazarları yerlerinden etme, bazı partileri karalama kampanyası açtıkları haberi, ülkeyi nedense sarsmadı. Ahmet Altan Aktüel'de konuyu ele aldı, Neşe Düzel Radikal'de Cengiz Çandar'la konuştu... Hepsi bu.

Askerlerin belli konularda hassasiyet gösterdikleri bilinir; en dikkat ettikleri konu 'kurumsal kimlik'tir ve onu zedeleyecek girişimlere tepki verirler... Sadece bizde değil dünyanın her tarafında, silâhlı kuvvetler, ülkedeki en itibarlı kurum olmayı bu hassasiyet sayesinde başarır... Cengiz Çandar'ın ağzından dünkü Radikal'de başlığa çekilen, "İftiracı paşaları biliyorum" türü yaklaşımlar karşısında Genelkurmay'ın sessiz kaldığı daha önce hiç görülmedi.

Oysa, son iddialar karşısında susmayı yeğliyor askerler... Yeni Şafak'ın yayımladığı belgenin 'düzmece' olduğunun söylenmesi tartışmayı başlatmadan bitirirdi; ya da eğer belge yalanlanamıyorsa, o belgenin sergilediği anlayışla araya mesafe koyacak bir açıklama da işe yarardı. Genelkurmay ne onu yapıyor, ne de bunu; böylece konunun vahametini büyüten bir hava yaygınlaşıyor. Hiç kimse tepki vermese, medya sessiz kalsa bile, böyle bir belgenin varlığı ülkedeki havayı daha da ağırlaştırıyor...

Belgenin gözlere soktuğu gerçeği biliyorsunuz: Şemdin Sakık'ın yakalanmasını bir psikolojik savaşta 'araç' olarak kullanmak isteyenler medya üzerinde baskı uygulamışlar... Önceden yazılan bir senaryoyla, Cengiz Çandar, M. Ali Birand, Yavuz Gökmen, Mehmet Altan ve Ahmet Altan gibi yazarlar ile Akın Birdal gibi sivil toplum liderlerinin "PKK'nın paralı ajanı" olarak ilân edilmesi, FP'nin de "PKK ile işbirliği yapan parti" olarak gösterilmesi planlanmış... "Şemdin Sakık'ın itirafları" diye gazetelerde yer alan haberler o planın uygulamasıymış... Sonuçtan da haberdarsınız: Şimdilerde el konulan Etibank'ı 28 Şubat'ta devletten almış medya grubunda çalışan Birand sütununu kaybetti, Çandar az kalsın kaybediyordu, Mehmet Altan'ın yazı sayısı haftada bire indirildi; insan hakları derneği başkanı Birdal kılpayı kurtulduğu bir suikasta uğradı...

Bu olaydaki vahim yön, ülke siyasetine, fikir hayatına, sivil toplum faaliyetlerine yönelik, asılsız olduğu sonradan anlaşılan iddiaların rahatlıkla kullanılabildiği bir 'psikolojik savaş' mantığının devlette varlığını ele vermesidir. Yalanlanmamış belge bu senaryoyu kimin yazdığının işaretleriyle dolu; uygulamada kimlerin görev aldıklarını ise daha sonra medyaya yansımış ifşaatlardan kısmen öğrendik.

Resmi makamların tutukluğunun 'geçici' olmasını diliyorum. İtibarına düşkünlüğüyle bilinen bir kurumun bu tür iddialar karşısında suskunluğunu sürdürmesi düşünülemez. Konunun Meclis'te soruşturma açılmasını gerektirecek bir önemi olduğu ise kesin.

Medya ise suskun kalamaz. Bir kaç mensubuna 'psikolojik savaş' uygulanması sebebiyle medyanın daha dikkatle ele alması gereken bir konu bu. Daha da önemlisi, birilerine karşı 'psikolojik savaş' açanların, medya içerisinde birilerinden destek bulduklarının belgeye yansımasıdır. Şemdin Sakık'ın söylemediklerini "Söyledi" diye manşete taşıyacak gazete yönetmenleri ile FP'ye yönelik iftirayı sütunlarında işleyecek yazarlardan söz ediyor belge... Oysa, bu tür ilişkiler, gazetecilik mesleğinin temel ilkeleriyle taban tabana zıttır...

Yakın geçmişte, "İstihbarat örgütüne çalışan kodadlı ajan gazeteciler" gibi, "Olayı örtbas etmesi için bir işadamından 7 milyon dolar almış çok çok çok ünlü gazeteci" gibi mesleğimizi yakından ilgilendiren konuları gerektiği ciddiyetle ele alıp tartışamadık; ilgilileri tarafından yalanlanmamış bu vahim belgenin sağladığı zeminde, 'psikolojik savaş neferi' olmayı kabullenmiş kalemleri ortaya çıkarmayı becerelim hiç değilse...

Daha doğrudan ilgililerinin kapağını açmaya yanaşmadığı toplumdaki bazı güçlere karşı verilen 'psikolojik savaş' ile ilgili dosya, medyanın kendi içine dönük sorgulaması sayesinde gerçeklik kazansa az başarı mıdır bu?

Ahmet Altan, Neşe Düzel ve Cengiz Çandar'ın açtıkları tartışma devam etmeli...


1 KASIM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Fehmi Koru

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...