Türkiye'nin birikimi... | ||
|
Yesevi ruhu ve İslam'ın Orta Asya'ya iadesiTürkistan- Uçsuz bucaksız bir coğrafyaya manevi önderlik eden, "Pir-i Türkistan" Hoca Ahmed Yesevi'nin türbesinin önünde Orta Asya bozkırlarından tarihin derinliklerine akıp gidiyoruz. 900 yıllık bir sevgi felsefesinin izinde İslam'ın şereflendirdiği bu toprakları ve Ahmed Yesevi'yi anlamaya, kavramaya çalışıyoruz. Dün, bütün Kazakistan'ın ama illa da Yesevi'nin şehri Türkistan'ın "toy günü"ydü. Dinin yasaklandığı karanlık yıllarda bile O'nun Kur'an-ı Kerim'den ilham ettiği sözlerle aydınlanan insanlar dün bambaşka bir mutluluğu, bayram sevinciyle yaşadılar. Ahmed Yesevi'nin ölümünden ikiyüz yıl sonra yapılan ve o günden bugüne ayakta kalan türbesi restore edilerek, İslam medeniyetinin yeryüzüne damgasını vuran yepyeni bir eseri olarak; sevgi iklimine "merhaba" dedi. Sadece bir türbe değil. Türkistan'dan Anadolu'ya muazzam bir coğrafyaya ışık saçan Yesevi'nin hatırasına yaraşır bir eser çıkmış ortaya. Bu toprakların aslına rücû edişini simgeliyor, hiç şüphesiz. Ahmed Yesevi, devrinin ilim ve irfan merkezi olan Buhara'ya gidişiyle başlattığı tebliğini Merv, Semerkant ve Herat gibi önemli şehirler başta olmak üzere bütün Türk dünyasına yaymayı başardı. Yesevi'nin 12. yüzyılın başlarında yaktığı bu meşale, bölgenin İslâmlaşmasının da dönüm noktası oldu. Bu nedenle dün, Türkistan'da Cumhurbaşkanı Sezer ve Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev'in katılımıyla yaşanan "toy" Türki Cumhuriyetler'in hamuruna bir kez daha İslam'ın ve Yesevi tasavvufunun mayasının çalınması anlamına geliyor. Türk dünyasının dört bir yanından akın akın bu açılışa koşan onbinlerce insan da, bu mayadan doğacak lezzete hasret kalmışlığı haykırıyor. Orta Asya'da hangi adım atılacaksa atılsın; önce bu insanların dininin iadesi ve ihyası sağlanmak zorundadır. Bu bizim, hem İslam'a hem de tarihe borcumuzdur. Bir türbe "açılışı" bile onyılların küllerini silkelemeye vesile olduğuna göre... Ve, Yesevi'nin yüzyıllar öncesinden "Sadece Kur'an-ı anlatıyorum" diyerek dizelere döktüğü çağrı da bu borcu hatırlatıyor: Ümmet olsan, gariplere uyar ol Ayet ve hadisi her kim dese duyar ol! Yesevi Türbesi'nin bakımı için bugüne kadar çaba sarfeden herkesi; ama öncelikle, restorasyon için ilk talimatı veren merhum Özal'ı bir kez daha rahmetle anmak gerekiyor. Buranın sadece bir türbe değil, bölgede İslam ufkunun başlangıç çizgisi olduğunu, O keşfetmişti. Yıllar içinde, ihmal edilen çalışmaları hızlandırarak türbe inşaatını kısa sürede tamamlatan Devlet Bakanı Abdülhaluk Çay'ın emeğini de zikretmek gerekiyor. Yesevi ruhunun, Orta Asya vizyonunun vazgeçilmez manevi kaynağı olduğunu unutmamalıyız.
mkaraalioglu@yenisafak.com
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|