Siz hangi insanlığı temsil ediyorsunuz?

Filistin'de iki haftayı aşan çatışmalarda 135 kişi hayatını kaybetti. Bunların yüzde 60'ı çocuk. Binlerce insan da yaralandı. Babasının yanında kurşuna dizilen veya okul dönüşü alnından vurulan çocuklar, tanklardan, helikopterlerden atılan füzelerle evleri yerle bir olan insanlar, sivil kalabalıklara tanklarla karşılık veren bir terör zihniyeti ve dramatik cenaze sahneleri...

İsrail askerlerinin yanı sıra hepsi silahlı olan yerleşimcilerin estirdiği terör... Silahını kapan İsrailliler'in sokaklarda Filistinli avladığı bir vahşet ortamı...

Bütün bunlardan sonra Filistin'in hemen hemen bütün bölgelerini ateşe veren, füze yağmuruna tutan İsrail saldırıları....

Bağdat'ı yerle bir eden Amerikan saldırılarından sonra, Müslüman halkları kalbinden vuran, aşağılayan, değerleri ve onurlarıyla alay eden bir barbar saldırı yine bütün dünyaya naklen izlettirildi.

Ardından bütün dünya 'Filistin şiddet'ini kınadı ve Arafat'a 'şiddeti durdurma' çağrısı yaptı. İki haftadır ölen onca insan, yaralanan binlerce Filistinli, kafası parçalanan çocuklar, füze yağmuruna tutulan evler, kuşatılan kasabalar, hazin cenaze törenleri sanki Filistin'de değil de İsrail'de yaşandı.

İnsanlığa şiddetten başka ne verdiniz?

Doğru/yanlış, haklı/haksız, iyi/kötü, insani/gayri insani, adalet/vahşet ve daha nice kavramları tersine çeviren, bütün dünyanın gözünün içine baka baka iğrenç bir zihin yapısını sergileyen bu yaklaşım hangi insanlığı temsil ediyor?

Kurulduğundan bu yana insanlığa kan, terör, katliam, gözyaşı, entrika, komplo, suikast örneklerinden başka bir şey vermeyen, dünyanın her yerinde her taşın altından çıkan, devlet terörünün alasını uygulayan, insani değerleri yerle bir eden, uluslararası normları hiçe sayan İsrail gibi bir ülke insanlığa ne verebilir? Bir taraftan Nazi soykırımını lanetlerken diğer taraftan benzer yöntemleri başka bir ulusa uygulamak ne tür bir zihniyettir?

ABD Başkanı Bill Clinton, İsrail füzeleri Filistin kentlerini füze yağmuruna tutarken basın toplantısı düzenliyor ve "Filistin şiddetinin" kınıyor. "Şiddet" nedir? Katledilen 135 kişi, kurşuna dizilen çocuklar, binlerce yaralı... Bunlar sanki hiç olmamış. 21. Yüzyılın insan hakları yüzyılı olacağı, zulmün artık 'iç mesele' olmaktan çıktığı, insan hakları ihlalleri olan ülkelere askeri müdahalelerin bile yapılabileceği teranelerini kime yutturacaksınız?

Neymiş? Üç İsrail askeri linç edilmiş...

Peki, ev basıp adam kaçıran, Filistin'in önemli simalarına suikast düzenleyen, sabotajlar yapan özel tim mensubu bu üç kişi, böylesine gerilimli bir dönemde Filistinliler'in arasına hangi amaçla sızdı acaba? Neler planlanıyordu? Filistinliler bu kişileri farketmeselerdi olayların seyri nasıl olacaktı?

Müslüman halklar yeni bir öfke dalgasıyla sarsılıyor. Ortadoğu'daki yönetimler en fazla uğraş verdikleri bir sorunla yeniden yüzleşmekle karşı karşıya: Halklarıyla arasındaki güven sorunu... Suudi Arabistan'da yıllardan sonra ilk kez gösteriler yapıldı. Mısır yönetimi endişeli. İnsanlar artık basın-yayın organlarından kendi liderlerine, yönetimlerine ağır suçlamalarda bulunuyor. Dün Müslümanlar'ın yaşadığı her ülkede, her bölgede Cuma namazından çıkan insanlar bu vahşeti kınadı. Bu insanlar küresel güçlerin yöntemleri kesinlikle insani bulmuyor. Bu duyarlılık küçümsenemez.

Türkiye'de eğitilen İsrailli pilotlar Filistin'i vuruyor

Krizin patlak vermesinden bu yana aktif bir siyaset izliyor görüntüsü veren Türkiye, gerçekten etkin bir şeyler yapabiliyor mu? Maalesef. Ankara böylesine gayri insani bir halde bile tavır koyacak durumda değil. Türkiye İsrail'le stratejik müttefik olmanın ağırlığı altında eziliyor. Anadolu'da eğitim uçuşları yapan İsrail pilotları şimdi Filistinliler'i bombalıyor. Bütün İslam dünyası bu gerçeğin farkında.

Kamuoyuna yönelik nispeten sertçe açıklamalara rağmen Türkiye'nin İsrail-Türkiye ekseni çerçevesinde rol oynadığına dair korkular var. Daha sonra Mısır'la da yakınlaşan bu eksen şimdilerde İsrail'i içine girdiği bu berbat durumdan kurtarma telaşında. Yani, Türkiye ve Mısır, ABD ve İsrail'in Ortadoğu'daki müdahale güçleri haline geldi. Ankara-Kahire ortak çalışmasının içeriği de bu çerçevede. Bu çalışma sonrası ortaya çıkabilecek sonuç kesinlikle Müslüman dünyayı memnun etmeyecektir.