Sakın unutma
Olimpiyat, Sydney, madalya derken o da geçti. Dün dündür, bugüne bakalım misali diyoruz ve hatalarımızı unutmadan iyiye doğru yol almaya niyet göstererek...
Naim, Hamza, Şeref, Harun meselesi değil, tüm yaşananlar, bizim meselemiz. Naim, sıfır çektiği zaman birtakım manşetler atıldı. Kırıcı, üzücü yazılar okuduk. Ne çabuk unutuldu tarihe geçen bu şampiyon?
İşte, bunlara ders veren Ali Gümüş, olayın nedenlerini kaleme alıp gerçekleri ortaya dökünce, birden çark ettiler.
Aynı şekilde Harun meselesi için de söyleyebiliriz:
Şampiyon kolay yetişmiyor. Bu çocuklarımız altyapıdan geleceklere örnek olacaktır. Bugün güreş minderlerinhde güreş tutmaya çalışan,birşeyler öğrenmek isteyen minikler, yıldızlar kendilerinhe birer hedef seçtiler.
"Ben Hamza Yerlikaya gibi, ben Harun Doğan gibi, Şeref Eroğlu gibi olacağım" diye. Nasıl bizler gazeteciliğe başladığmız günlerde Namık Sevik gibi, Necmi Tanyolaç gibi olmayı hedeflemişsek, onların bu heves ve şevklerini kırmayalım.
Türkiye 1.ve 2. Güreş Ligleri başladı. Deplasmanlı Lig yine çok güzel müsabakalara açık. Mademki, Atasporu diyoruz, mademki güreşçimizi bu kadar çok seviyoruz; gelin salonları dolduralım, güreşleri seyredelim. Bazı kuralları öğrenelim. Nasıl puan alındığını görelim, güreşçimizi olimpiyat günleri manşetlere çkardığımızı unutmayalım. Hamzalar, Harunlar, Şerefler, Nazmiler yine mindere çıkacaklar.
Onları yalnız bırakmayalım ki, sevdiğimizi bilsinler. Miniklerimize, yıldızlarımıza gençlerimize, güreş eğitim merkezlerimize sahip çıkarak yeni bir şampiyonlar ordusuna kavuşuruz.
Son olarak bir not daha düşmek istiyorum: Güreşimizin değerli tarihçisi üstat Ali Gümüş, güreşe yapmış olduğu hizmetlerden dolayı 18 Ekim'de, Güreş Federasyonu'nun Levent'te yapacağı basın tolantısında bir plaket daha alacak.
Sen güreşsiz, güreş sensiz olmaz...
14 EKİM 2000
|