|
|
Jeoloji hayatımızda
17 Ağustos 12 Kasım depremlerinin ardından 'jeoloji' terimi ve tüm dallarıyla Türk halkı ilk defa tanışırken, deprem uzmanları bir anda medyanın gözdesi oldu.
Türkiye'de yaşanan büyük felaketin ardından ilk defa bir bilim dalı bu kadar öne çıktı. Bu da 17 Ağustos-12 Kasım depreminin ardından jeolojinin tüm dalları ile Türk halkı tanışırken, deprem uzmanları bir anda medyanın gözdesi oldu. Marmara depreminin ardından jeoloji bilim dalının toplumsallaştığını belirten İstanbul Üniversitesi Jeoloji Mühendisiliği'nden Prof. Dr. Şener Üşemezsoy, jeolojinin deprem konusundaki önerileri ve öngörüleri toplum psikolojisinden ekonomiye değin tüm konuları yönlendirdiğini savundu. Üşümezsoy, "Burada öne çıkan olgu deprem senaryoları ve deprem beklentisidir. Deprem senaryoları esas olarak bilimsel görüş ve modeller kitle iletişim araçlarıyla toplumsallaştı" ifadesini kullandı. Deprem tartışmalarının kilit noktasını Marmara Denizi oluşturdu. Marmara'ya önce Sismik 1 araştırma gemisi, bir süre sonra da Fransız araştırma gemisi Le Suroit açıldı. Her iki geminin elde ettiği sonuçlar yine birbirinden çelişkili olarak çıktı.
Marmara fayı bu stresi kaldırmaz
Sismik 1'de çalışan bilim adamlarının elde ettiği tek sonuç, "Marmara'da stres müthiş arttı" açıklaması oldu. Sismik 1'de araştırma yapan uzmanlar, Adalar'ın güneyinden geçen fayda aşırı derecede stres olduğu görüşününde birleştiler. Bu görüşteki bilim adamlarından biri de, Marmara Denizi'nin fay haritasını çıkaran İTÜ Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Aral Okay'dı. Okay, Marmara'da ana fay hattının yanında birkaç tane tali fay olduğunu söylüyor, Tuzla açıklarında başlayıp Tekirdağ'ın batısında Göziköy'e kadar 105 km. boyunca tek parça devam eden Marmara fayının 1763 depreminden beri kırılmadığına dikkat çekiyordu. Okay, İzmit depreminde kırılan fayın yaklaşık 120 km. uzunlukta olduğunu, oluşacak depremde merkezi Marmara fayı kırılırsa, 7,3 - 7,4 büyüklüğünde bir deprem beklemek gerektiğini iddia ediyordu.
Marmara Araştırma Merkezi Yerbilimleri Enstitüsü'nden Prof. Dr. Mustafa Aktar da, 1912 ve 17 Ağustos depremlerinin nerede bittiğinin bilinmediğini, bu nedenle kırılacak parçanın boyu hakkında şüpheli bir durum olduğunu söylüyordu. Prof. Aktar, "Marmara'da birikmiş enerji bir fayla bir seferde boşalırsa depremin boyutu da 7,6 veya 7,7 olur" diye konuşuyordu. Prof. Aktar'ın İstanbulluların yüreğine su serpen son cümleleri ise şunlardı: "Binlerce, yüzbinlerce küçük deprem, hatta depremsiz 'sünek yamulmalar', az bir olasılıkla da olsa enerjiyi boşaltabilir."
Yedi fay tetikte
İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeofizik Müdendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Berkan Ecevitoğlu ise, Marmara Bölgesi'ne paralel Orta Marmara fayı ile Gemlik fayının birlikte kırılmasının mümkün olmadığını savunuyordu. Herkesin kuzey fay hattının depreme yolaçacağını söylemediğini, kendisinin ise güneydeki fay hattının kırılacağını düşündüğünü anlatan Ecevitoğlu, "Çünkü bu fay daha çok risk taşıyor. Çok dikkatli olmak gerekiyor" diyordu. Marmara'da yüzden fazla fay bulunduğunu ve sadece yedisinin aktif olduğunu anlatan Prof. Ecevitoğlu, bu fayları Gemlik, Ganos, Orta Marmara, Adalar, Armutlu, Kapıdağ ve Edincik şeklinde sıralıyordu.
Tsunami olmayacak
Görür, fayın Marmara denizinin içersinde olduğunun unutulmaması gerektiğini, bir deprem sırasında deniz içinde ve fay boyunca yayılacak deprem dalgalarının güç kaybedeceğini, böylece "tsunami" adı verilen yüksek dalgaların da oluşmayacağını anlatıyor. Prof. Görür, muhtemel deprem için de şöyle konuşuyor: "Marmara fayı kırıldığı zaman yaratacağı etki Kocaeli depreminden daha yıkıcı olmayacaktır."
Depremin şiddeti az olacak!
Fransız araştırma gemisi Le Suroit ile Marmara fayını inceleyen Fransız uzmanlar ise 7 ile 7,6 arasında bir deprem tahmin ettiler. Onlara göre deprem deniz dibinde olacak ve karaya ulaşıncaya kadar gücünü epey kaybedecekti. İncelemeye katılan Prof. Dr. Naci Görür, fayın, Marmara Denizi'nin Kuzey Çukurluğu boyunca Kuzey Anadolu fayının devamı niteliğinde tek bir fay olduğunu söylüyor. Açıklamalarına göre, iki büyük parçadan oluşan fayın uzun kısmı Tekirdağ ve Orta Marmara sırtı arasında, ikinci uzantı ise bir büklüm yaparak Çınarcık Çukurluğu içersine giriyor.
Muhammed PAMUK
|
|
|