YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Bilişim'den

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Sezer'e baskılar artıyor

Gazetelere yansıyan bir habere göre, Cumhurbaşkanı Necdet Sezer, Ecevit'e, Kanun Hükmündeki Kararname'nin içeriğine karşı olmadığını söylemiş. Onun itirazı, bu hususun, kanun yerine, kanun hükmünde bir kararname ile tanzim edilmesineymiş.

Sezer ve imza

Sezer'in beyanları beni hiç şaşırtmadı. Çünkü, üniversitede başörtüsü yasağına imza atan, RP'nin kapatılması istikametinde oy kullanan da oydu.

Buna rağmen "Kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilât, görev ve yetkilerine ilişkin konularla, kamu personeli arasındaki ücret dengesizliklerinin giderilmesi, kamu mâli yönetiminde disiplin sağlanması" başlıklı Kanun Hükmündeki Kararname'yi imzalamakta çok zorlanacaktır. Çünkü aynı istikametteki yetki yasalarının iptâline imza atmıştır. Görüşleri, çok sayıda Anayasa Mahkemesi kararında yer almaktadır.

Sezer'in geçmişteki uygulamalarını tetkik ettiğimizde bir gerçeği gördük:

Sezer, hukukun üstünlüğünü savunmaktan ziyade, yasakların ve hak ihlâllerinin, şekil şartlarına ve yasa metinlerine uygun olarak gerçekleşmesine özen gösteriyor. Bu yüzden, memurların sözde irtica veya bölücülük gibi gerekçelerle bir anda kapının önüne konulmasına karşı çıkmak yerine, yetki yasasının içeriğine, kanun hükmündeki kararnamenin yetki yasasına dayanıp dayanmadığına bakacaktır.

Buna da şükür!

"U" dönüşü

Memurları yargısız infaza tâbi tutan bir kanun, Sezer'in önüne gelseydi, hemen imzalayabilir ve bir ihtimal Anayasa Mahkemesi'nde iptâl davası da açardı. Böylece "hikmet-i hükûmet adına" Meclis'in iradesine saygı gösterdiğini, tereddütleri olduğu için de Anayasa Mahkemesi'ne müracaat ettiğini söyleyebilirdi.

Oysa yetki yasası ve kanun hükmündeki kararnamelerde, çok açık, üstelik altında Necdet Sezer'in de imzası bulunan bir içtihat mevcut. Cumhurbaşkanı kendi kendini inkâr edip, itibarını sıfırlamayı göze almadan, devletin âli menfaatlerini öne sürerek "u" dönüşü yapamaz.

KHK ve Yetki Yasası

Bir kanun hükmündeki kararnamenin, sadece Anayasa'ya uygun olması yetmez.

Aynı zamanda a) Bir yetki yasasına dayanmalı b) Bu yetki yasasında belirlenen konunun kapsamı içinde kalmalıdır.

Anayasa Mahkemesi'nin bu hususta bir çok kararı mevcut:

..."Kanun Hükmündeki Kararnamelerin, Anayasa'ya uygunluk denetimleri, yasaların denetimlerinden farklıdır. KHK'ler amaç, kapsam ve ilkeleri yönünden, hem dayandıkları yetki yasasına, hem de Anayasa'ya uygun olmak zorunda. Bir yetki yasasına dayanmadan çıkarılan veya yetki yasasının kapsamı dışında kalan KHK'ler, içerikleri açısından Anayasa'ya aykırı bulunmasa bile, anayasal dayanaktan yoksun oldukları için, dava açıldığında iptâl edilir..."

..."Kanun Hükmündeki Kararname'nin yargısal denetimi söz konusu olduğunda, hem KHK'nin, dayandığı yetki yasasının Anayasa'ya uygunluğu incelenir, hem de, KHK'nin kendisinin bir yandan Anayasa'ya, öte yandan yetki yasasına uygun olup olmadığına bakılır. Kanun Hükmündeki Kararname'nin yetki yasasına aykırı olması, Anayasa'ya aykırı olması ile özdeştir..."

..."Bakanlar Kurulu'na sınırları belirsiz bir konuda KHK çıkarma yetkisi verilemez. KHK'nin konusu da, yetki yasasında belirlenen çerçevenin dışına çıkamaz. Yetki yasasının kapsamı dışında yürürlüğe konulan veya başka bir anlatımla yasanın öngörmediği bir konuda düzenleme yapan KHK'nin Anayasa'ya aykırı olacağı kuşkusuzdur..."

İmza: Anayasa Mahkemesi üyesi A. Necdet Sezer / Esas Sayısı: 1993/32 / Karar Sayısı 1993/32

Ecevit Hükûmeti'nin çıkarttığı yetki yasasının hiçbir bölümünde, laiklik karşıtı veya bölücü eylemler dolayısıyla, memurların işlerine son verileceği zikredilmiyor. Dolayısıyla, Kanun Hükmündeki Kararname'nin, yetki yasasında dayanağı yok.

Anayasa'ya aykırılık çok belirgin.

Hukuk devletinin gereği

Konuya bir de yetki yasası yönünden bakmalıyız. Zira, kanun hükmündeki kararnameler yetki yasalarına dayanıyor. Yetki yasası iptâl edilirse, dayanaktan yoksun kalan kanun hükmündeki kararnameler de ortadan kalkıyor.

Bir misâl:

"...501 sayılı KHK, 3911 sayılı Yetki Yasası'na dayanılarak çıkarılmıştır. 3911 sayılı Yetki Yasası iptâl edildiğine göre, Anayasa'nın 1, 2, 6 ve 91'inci maddeleri gereği KHK'nin de iptâli gerekir. ...Anayasa'nın 1'inci maddesine göre, hiç kimse, hukuk düzeni dışına çıkamaz; 2'nci maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir; 6'ncı madde, hiç kimsenin veya organın kaynağını Anayasa'dan almayan bir devlet yetkisini kullanamayacağını; 91'inci madde ise KHK'nin yetki yasasına dayanmasını öngörüyor..."

İmza: Üye A. Necdet Sezer

İvedi haller

Gerçi, tartışılan kararnamenin dayandığı 4588 sayılı Yetki Yasası henüz iptâl edilmedi. Ama edilecek. Bu konuda da Anayasa Mahkemesi'nin oluşmuş bir içtihadı mevcut:

..."Kanun Hükmündeki Kararname çıkarma yetkisi, acil hallere, beklemeye tahammülü olmayan zorunlu durumlara münhasırdır. ...Anayasa'nın 7'nci maddesi, yasama yetkisinin Türk milleti adına, TBMM'ye ait olduğunu, bu yetkinin devredilemeyeceğini, öngörüyor. Egemenliğin kullanılmasında yetkili organlar belirlenmiş ve kuvvetler ayırımı, Anayasa'nın temel ilkesi olarak kabul edilmiştir.

KHK'ler ancak ivedilik isteyen, belli konularda, zorunlu düzenlemeler için yürürlüğe konulur. İvedilik şartına uyulmaması, yasama yetkisinin devri anlamına gelir. Böylece Yürütme Organı, Yasama Organı'nın yetkilerine el atmış olur ve ona karşı üstün bir konuma sahip olur."

İmza: Anayasa Mahkemesi üyesi A. Necdet Sezer / Esas Sayısı: 1993/26 / Karar Sayısı: 1993/28

153'e de aykırı

Anayasa Mahkemesi'nin çeşitli kararlarında da belirttiği gibi, KHK'lerde yetki devri değil sadece yetki verilmesi söz konusudur.

Ama işin içinde aciliyet yoksa, Meclis'in bu istikamette düzenleme yapmaması sebebiyle yasama organını sırf by-pass edebilmek maksadıyla böyle bir yönteme başvurulmuşsa, o takdirde TBMM'ye ait bir yetkinin devri söz konusu olur ki, bu da başta 7'nci madde olmak üzere, Anayasa'nın bir çok maddesine aykırıdır.

Bu arada, Anayasa Mahkemesi'nin, 4588 sayılı yetki yasasına benzeyen çok sayıda yetki yasasını iptâl ettiğini hatırlatmak isteriz.

Basının hali

Sezer, yargısız infaza esas yönünden karşı çıkmasa dahi, bu infazın, Meclis'in yetkisini gaspederek ve Anayasa'ya aykırı bir Yetki Yasası'na dayanılarak, gerçekleştirilmesine muhaliftir.

Kanun Hükmündeki Kararname'yi imzalaması, Çankaya'da Sezer'in değil, MGK'nın oturduğu anlamına gelecektir.

Pazar günü gazete manşetleri tek bir "merkezin" talimatıyla şekillendi. Hürriyet'ten, Sabah'a, Akşam'dan Yeni Binyıl'a kadar, Kartel basını YÖK yönetmeliğini Danıştay'ın onayladığı haberini veriyor, Sezer'i kararnameyi imzalamaya davet ediyordu.

Basını kimler yönlendirdi? Haydi gazeteler pes etti!

Ama Sezer'in makamına yakışır biçimde hareket edeceği umudunu taşıyoruz.


8 AĞUSTOS 2000


Kağıda basmak için tıklayın.Sayfayı Birine ePostala...

Nazlı ILICAK

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...