![]() |
![]() |
||
![]() |
“ Türkiye'nin birikimi... ” |
![]() |
![]() |
|
![]() |
Alec Guiness artık oynamıyor!..Bizleri, yaşadığımız mekandan ve zamandan alıp, başka dünyalara götüren büyük yıldızlardan biri daha kaydı.. İngiliz sinema ve tiyatro sanatçısı Alec Guiness'i 86 yaşında kaybettik.. Bir sinema-tutkunu olarak, Alec Guiness'i, ilk kez hangi filmde gördüğümü hatırlamıyorum.. Tiyatrodan sinemaya, 1946'da geçmiş.. 1934'ten başlayarak, "Old Vic" tiyatrosunda, Sheakespeare'den, Shaw'dan, Çehov'dan çeşitli rolleri oynamış.. Guiness'in unutamadığım rollerini hatırlamaya çalışıyorum.. 1953 yapımı, "Kaptan'ın Cenneti" (Captain's Paradise) filminde, iki ayrı limanda, iki ayrı karısı olan bir kaptanı canlandırıyordu.. Limanlardan birinde, uysal, kılıbık, sessiz bir kocaydı.. Diğer limanda ise kavgacı, sert, maço bir kocayı oynuyordu.. Guiness, 1957'deki "Kwai Köprüsü" (Bridge on the River Kwai) ile, Oscar'ı kazandı.. David Lean'ın yönettiği bu filmde, savaş esirlerine zorla yaptırılan bir köprüye takılıp, konumuna yabancılaşan esir Kaptan Nicholson'du Alec Guiness.. "The Horse's Mouth" (Atın Ağzı) filminde, çılgın bir ressamdı Guiness.. Bulduğu her zemine, tablolarını yapıyordu.. Konuk edildiği evin duvarları bile, uçuk ressam Gully Jimson için, sadece birer tuvaldi.. Alec Guiness'i, "Lawrence of Arabia"da Prens Faysal (1962), "Doktor Jivago"da Yevgraf Jivago (1965), "Son 10 Gün"de (The Last 10 Days) Hitler (1973) "Little Dorrit"de (Küçük Dorrit) William Dorrit (1983) rollerinde gördük.. 1959'da Graham Green'in romanından sinemaya uyarlanan "Our Man in Havana"da (Havana'daki Adamımız), bir elektrikli süpürge satıcısının, İngiltere için çalışan bir casus oluşunun komik öyküsünde rol aldı Guiness.. Eleştirmenler bu filmi çok önemli bulmaz.. Ama buna göre, Alec Guiness'in en çarpıcı oyunlarından biriydi "Havana'daki Adamımız".. "Yıldız Savaşları" trilojisindeki yaşlı bilge Obiwan Kenobi de, "Roma İmparatorluğunun Çöküşü"ndeki Marcus Aurelius da, "Cromwell"deki 1'inci Charles da, hep Guiness'di.. Büyük oyuncular, her mekanda ve her zamanda, her kimliğe ve kişiliğe girebilirler.. Ama gerçekten "büyük"seler, temsil ettikleri kişilik, gerçek sahibinden çok, aktörün veya aktrisin oluverir.. Laurence Olivier'in canlandırdığı Shaekespeare kahramanları da, sonunda Laurence Olivier olmaz mıydı? "Hamlet" herhalde yoktu ama, Hamlet olan Laurence Olivier hep vardı.. Sanatçılar, insanlığa soluk aldırırlar.. Onlar ebedi çocuklardır.. Hep "evcilik" oynarlar.. Bazan doktor, bazan kral, bazan baba, bazan anne olurlar.. Hiç yaşanmamış bir dünyanın, hiç olmamış olaylarının heyecanı içine sürüklerler sizi.. Alec Guiness de böyle bir büyük sanatçıydı.. Benim gibi Türkiyeliler'in yanında, kimbilir kaç yüz milyon Amerikalı, Hindistanlı, Çinli, Afrikalı hayranı, bugün Alec Guiness'in arkasından yas tutuyor.. Alec Guiness, ne bir savaşa sebep oldu, ne bir askeri darbe yaptı, ne de bir ekonomik krizin sorumlusu oldu.. "Önemli bir kişi" değildi.. Ama gerçekten "değerli bir insan"dı.. Geçici dönemlerde çok önemli olanlar, hemen unutulacak.. Ancak Alec Guiness, filimleri ile hep var olacak.. ŞAKA
Yeter be!..
"22 Ekim tarihinde, nüfus sayımı yapılsın diye, yine sokağa çıkmamız yasaklanacak.." Bu haber, 1960'a veya 1950'ye ait bir haber değil.. Eve kapatılarak nüfus sayımı, "2000 yılında" yapılıyor.. Şu Devlet İstatistik Enstitüsü, artık nüfusu bırakıp, sadece enflasyon rakamı ile uğraşsa daha doğru olmaz mı? Nüfus sayımlarını da, sıkıyönetim komutanlıkları yapsın!.. YANILGI
Kemalizm "rapor"u değil, "inceleme"siymiş!..
Geçenlerde Murat Belge'nin ve Serdar Turgut'un yazılarını kaynak alarak, "Kemalizm Raporu"nda yer alan "Kemalizme yönelmiş tehditler listesi"nden söz etmiştim.. Bir düzeltme ve bir açıklama yapmak istiyorum bugün.. Meğer böyle bir "rapor" yokmuş.. Bu "tehditler listesi", ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Görevlisi, Sayın Dr. Necmi Erdoğan'ın bir "makale"sinde yayınlanmış.. Sayın Erdoğan bu makalede (Kalpaksız Kuvvacılar: Kemalist Sivil Toplum Kuruluşları), "Kemalist söylemin savunmacı-tepkisel ve otoriter bir tarzda yeniden öne sürülmesi" olgusunu inceliyor. Dr. Erdoğan "Atatürk'ü sevenler-Atatürk düşmanlığı" kutupsallığının öğelerini irdelerken, "karşı devrimciler" veya "şer cephesi" olarak nitelendirilen tehdit unsurlarını, neo-Kemalistler'in nasıl listelediğini ele alıyor.. -Gericiler, bölücüler, 2'nci Cumhuriyetçiler, yerli işbirlikçiler, v.b.. Bu listede "tehdit" olarak sıralananlar, Dr. Necmi Erdoğan'ın tehdit olarak gördüğü kesimleri değil, "Kemalist Sivil Toplum Kuruluşları"nın, tehditler listesine koyduğu kesimleri ifade ediyor.. Bir yazının aslını okumadan, o yazıya atıfta bulunmak bizi böyle yanılttı..
mehmetbarlas@attglobal.net
|
![]() |
![]()
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|