Başbakan Erdoğan, New York'a uçarken gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Başta "terör", "ateşkes", "irtica" ve "AB" olmak üzere son günlerin tartışmalı konuları hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı.
Başbakan Erdoğan'la sohbetin önemli bir bölümünü Abdullah Öcalan'ın İmralı'dan yaptığı ateşkes çağrısı ve PKK'ya karşı önlemler konusu oluşturdu. Erdoğan'ın önceki gün Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'la yaptıığı görüşmede bu konunun konuşulup konuşulmadığı soruldu. Erdoğan şunları söyledi: "Ateşkes terminoloji olarak devletlerarası bir kavramdır. Burada silah bırakma sözkonusu olur. Terör örgütünün attığı adım ne derece samimi, göreceğiz. Dünyanın hiçbir yerinde güvenlik güçleri operasyonlara son vermez, görevlerini yaparlar. Bundan da vazgeçemezler. Genelkurmay Başkanı Büyükanıt Paşa ile ateşkes ilanını da terör bahsinde konuştuk."
"Eğer terör örgütü sözünde durursa, durduk yerde operasyon sözkonusu olmaz. Yeter ki huzur ve güven ortamı olsun. Siirt'te bundan bir birbuçuk yıl önce DTP'nin il örgütüyle görüşürken operasyonların tamamen durdurulmasını talep ettiler, Onların içinde bazılarının kardeşleri dağda olanlar vardı. Ben sizin ve ülkenin güvenliği için operasyonların devam etmesi gerektiğini söyledim. IRA'yı önümüze getiriyorlar. Orada ölü sayısı 800 civarında, bizde ise 30-40 binlere ulaştı."
"Sayın Başkan'dan (Bush) en çok bu konuda somut adım isteyeceğiz. Özel temsilciler atandı. Halkımız haklı olarak ne olacak diye soruyor. Bu, temsilcilerin üzerinde mi kalacak? Aslında bir yandan bu konu ABD için de bir fırsat. Somut bir adım atsa halkımızın bakışı değişecek. PKK, Bush'la görüşmede en önemli konu. Bu görüşmede somut bir sonuç çıkmasını bekliyoruz. Görüşmede PKK, Lübnan, Irak ve enerji konuları var. Kıbrıs da var. Iran'ı da onlar gündeme getireceklerdir."
Erdoğan "sonut adımların neler olabileceği" sorusuna ise şu cevabı verdi: "Kuzey Irak'tan sızmaların durdurulması. Ve oradaki ofislerin kapatılması, Kuzey Irak'tan Türkiye'ye sızan silah ve patlayıcıların engellenmesi. Yakalanan birçok silah ABD menşeli çıktı. Bu dikkat çekici bir durum. Öte yandan PKK'nın Irak'ın yönetiminde güç elde etme çabalarının önlenmesi."
“Lübnan konusunu aramızda görüşmeye devam ediyoruz. Genelkurmay Başkanımız'la da görüştük. Önce biz yapacaklarımızı belirleyeceğiz. Araziye ekip gönderdik, bölgeyi incelettirdik. Görev tanımımızı çok açık net yapalım. Masrafları BM ile ortak karşılayacağız. Önce barınma için 400 konteyner hazırlıyoruz.”
”(Fransa Başbakanı Nicholas) Sarkozy'yi aradım bu akşam. 12 Ekim'de Fransa meclisine getirilecek sözde soykırım meselesini konuştuk. Konuyu araştırıp önümüzdeki hafta bana döneceğini söyledi. Hollanda'daki üç Türk'ün adaylığının iptali için medyamızın da eksikliği oldu. O üç arkadaşı destekleme kampanyaları yapabilirdik. Ben dönünce o parti başkanını da arayacağım."
"TCK 301'inci maddenin kaldırılması şu anda gündemimizde yok. Kaldırırsak Türkiye Cumhuriyeti hakaretlere muhatap hale gelir. Ancak somutlaştırma yapılabilir. Suçun tanımı ve kanunun tanzimi somutlaştırılabilir."
"Herkese şunu anlatmaya çalışıyoruz: İzolasyonlar kalkmadan havalanı ve limanları açamayacağız. Önce bir adım atılması lazım."
Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in üzerinde adı yazılı çorapla fotoğraflanmasını da "Gayet şık, egzantrik" diye değerlendirirken, "Benim tanıdığın Hüseyin Çelik o çorabı bilmeden giymiştir" diye espri yaptı.
Erdoğan, Milliyet yazarı Hasan Cemal'in "Cumhurbaşkanı olacak mısınız?" sorusuna gülerek, "Hasan abi biz onu kapattık. Nisan'da konuşuruz. Şimdi konuşmak da Sayın Sezer'e ayıp olur" cevabını verdi. Erdoğan, gazeteciler kendi aralarında Demirel'in kaç yaşında bıraktığını tartışmalarına da "Demirel siyaseti bıraktı mı?" esprisiyle katıldı. Erdoğan, konuyla ilgili son soruyu da "Bizi izlemeye devam edin" diyerek savuşturdu!
"Sayın Cumhurbaşkanı ile irtica konularına girmedik. Ekonomide ne yaptık, nerelerde açılışlar yaptık, onları anlatıyorum. Kendisini bazı önemli açılışlara davet ediyorum. Aynı anda bir düğmeyle yapılan açılışlar olmaz, baraj açılışı gibi önemli yerler olmalı... Bazen Sayın Erdoğan, bazen Sayın Başbakan diyor. Ben Sayın Cumhurbaşkanım diyorum. Kahve ve su ikram ediyor."