İran kadını muhalif, Türk kadını özgür

Elif Yıldız
00:0023/09/2006, Cumartesi
G: 22/09/2006, Cuma
Yeni Şafak
İran kadını muhalif, Türk kadını özgür
İran kadını muhalif, Türk kadını özgür

Başarılı programlara imza atan Ayşe Böhürler “Duvarların Arkasında” belgeseli için 13 ülkeden 200 kadınla görüştü. Böhürler'e göre, 13 ülke içinde İran kadını 'muhalefeti' Türk kadını ise 'özgürlüğü' temsil ediyor

Başarılı programlara imza atan Ayşe Böhürler dört yıldır üzerinde çalıştığı ve İslam coğrafyasındaki kadınları anlattığı "Duvarların Arkasında" belgeselini Yeni Şafak'a anlattı. Kanal 7'de yayınlanacak belgesel için 13 ülkeden 200 kadınla görüşen Böhürler, İslam dünyasındaki kadın sorununu din ekseninde tartışan Batılı oryantalistlere oldukça tepkili. "Müslüman kadının sorunu erkek egemen gelenekler" diyen Böhürler, geleneklere karşı değil ama geleneklerin kadın üzerinde baskı kurmasına tahammül edemediğini vurguluyor.

Böhürler'e göre, 13 ülke ile Türkiye'deki kadınlar karşılaştırıldığında, ülkemiz, kadın hakları konusunda çok daha önde. Bunu nedeni de seküler hukuk anlayışı.

"İslam dünyasında kadın eziliyor" söylemini doğrulamak için 11 Eylül'den sonra Türkiye'ye gelen ve kendisine bu doğrultuda sorular soran Batılı oryantalist araştırmacılara alternatif olarak bu projeye başladıklarını anlatan Böhürler, "Amacımız İslam dünyasındaki kadınların gerçekliklerini önyargısız ve Batı tanımlamalarının dışında ortaya koymaktı" dedi.

'SORUN DİN DEĞİL GELENEKLER'

13 ülkeyi bu nedenle dolaştıklarını kaydeden Böhürler, şunları söyledi: "Bu projemizden sonra farkettim ki, İslam coğrafyasındaki kadınların ortak bir sorunu yok. Hepsi kendi geleneklerine ilişkin sorunlara sahip. Bu tespitten yola çıkarak şunu söylemek mümkün: İslam coğrafyasındaki kadınların sorunları İslam dininden kaynaklanmıyor. Hatta İslamiyet kadınları geleneklerin yıkımına karşı koruyor."

Geleneklerin dinin içindeymiş gibi gösterildiğini belirten Böhürler, buna Hindistan'dan bir örnek verdi: "Mesela Hindistan'da Müslüman olmayan topluma ait bir gelenek olan 'çeyiz yakma' adeti, Müslüman toplulukların içine Hz. Fatıma'nın çeyizinin güzelliği anlatılarak eklemlenmiş. Bu adette çeyizi beğenilmeyen gelin çeyizi ile birlikte yakılıyor."

EN MUHALİF KADIN TİPİ

İran kadınının çok muhalif ve bilinçli olduğunu söyleyen Böhürler, şunları söyledi: "İslam coğrafyasının en feminist kadınları İran'da diyebiliriz. Kıyafet baskısı olduğunu inkar edemeyiz. Ben de başörtülü olmama rağmen orada gezerken, devlet baskısı hissettim üzerimde. Hatta arkadaşlarım bana dönünce Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne üye olursun artık diye espri yaptılar. Ama dışarıda kadınlara baskı olmasına rağmen evde erkekler kadınlarına hizmet ediyor. İran'ın önemli hikayecilerinden din karşıtı Münire Revanikurt, evinde kırmızı ojeleri ile bizi karşılarken şöyle dedi: Ben başörtüsü örtmek zorunda olsam bile ülkemden ayrılmam."

FİLİSTİNLİ KADIN ŞİDDET GÖRÜYOR

"Filistinli insanlar maddi imkansızlıklardan ve ülkedeki sınırlardan dolayı evlenemiyor. Eşler aylarca birbirinden uzak kalabiliyor. Ayrıca erkekler savaştığı için kadınlar iş dünyasında oldukça aktifler. Birçoğu İsrailli aillerin yanıda hizmetçilik yapıyor ve bu durumdan oldukça huzursuzlar. Savaş, erkeklerde şiddet duygusuna aşinalık yaratmış. Şiddete uğrayan erkekler maalesef evlerinde eşlerine karşı şiddet uyguluyorlar."


Müslüman kadınların ortak sorunu yok

Müslüman kadınların ortak sorunları olmasa da haykırışları aynı diyen Ayşe Böhürler sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Biz kendi değerlerimiz ölçüsünde yaşama eşit katılım istiyoruz. Batı'nın dayattığı özgürlüğü istemiyoruz. Biz kendimiz kendi dinamiklerimizle bir özgürlük kazanacağız. Bizi örtülerimiz yahut dinimiz üzerinden acı çekiyormuşuz gibi genel önyargılarla tanımlamanızı istemiyoruz. Bize Condolezza Rice'nin gelip kadın haklarını anlatmasını, dayatılan bir özgürlüğü reddediyoruz."


Arap kadını itaatkar, Afrika kadını mağdur

Arap kadınının oldukça itaatkar olduğunu, içlerinde entelektüel kadın bulmakta çok zorlandıklarını ifade eden Böhürler, söyle devam etti: "Bizim sorunumuz yok, diyorlar. Bu, hiç inandırıcı gelmiyor bana. Afrikalı kadınlar ise çok mağdur ve bunu dile getirmekte hiç zorlanmıyorlar. Yemen'in bir köyünde yaşlı bir kadınla konuşuyorduk. Ona, 'Mutlu musun' diye sordum. 'Hiç düşünmedim' dedi. 'Kocam' dedi, 'Her gün öğlen vakti uyuşturucu otlardan kullanırdı. Her gün bu vakitte beni döverdi'. Afrika'daki kadıların özgürleşme hareketlerinin onların çalışma hayatının içinde olmalarıyla paralel geliştiğini söylemek mümkün. Mesela Sudan'da bir kadın yılın çiftçisi seçildi. Cezayir iş dünyasının en büyük ismi bir kadındı. Avurpalı Müslüman kadınlar ise, İslam dünyasının diğer kadınlarına göre sorunlarını anlatmakta başarısızlar."