Başbakan Erdoğan, "Artık Türkiye, güven ve istikrar içinde sağlam bir zeminde yürümektedir. Bu konuda geri adım atmamakta, demokratik kazanımlarımızdan asla taviz vermemekteyiz, vermemekte de kararlıyız" dedi.
Başbakan Erdoğan, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Eylül Ayı Olağan Meclis Toplantısı'na katıldı.
Burada yaptığı konuşmada, "Yerel yönetimlerimiz, belediyelerimiz bizim vizyonumuzdur" diyen Erdoğan, sivil toplum kuruluşlarının önemine değindi.
Demokrasinin günümüzde basit bir çoğunluk hesabından ya da bu çoğunluğun merkezi yönetimi belirlemesinden ibaret olmadığını belirten Erdoğan, demokrasinin aşağıdan yukarıya işleyen, toplumun bütün katmanlarının yönetime iradesini yansıttığı bir mekanizma olduğunu söyledi.
Günümüz demokrasisinin en temel özelliğinin, halkın karar alma süreçlerine mümkün olduğunca fazla katılabilmesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, halkın yönetime en etkin bir şekilde katılacağı zeminin ise yerel yönetimler olduğunu ifade etti.
Eski bir belediye başkanı olarak demokrasinin yerel yönetim boyutuna büyük önem verdiğini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bizler de birçok sıkıntıları yaşadık. Atanmışlar, seçilmişler bu sıkıntıyı yaşadı. Bu sıkıntıların şu anda da bazı yerlerde devam ettiğini görüyoruz ama biz fiili durum meydana getiriyoruz. Valilerle, kaymakamlarla yaptığımız toplantılarda hep şu tezi işliyoruz: Belediyelerle el ele, omuz omuza bulunduğunuz ile, ilçeye hizmet vermelisiniz. Ben, sen olmamalı, biz olmalı.
Atanmışla seçilmişin koalisyon içerisinde olduğu yerlerde bunun ürünlerini çok açık ve net alıyorsunuz. Bazen öyle oluyor ki belediyelerin imkanı olmuyor.
Özel idarenin imkanları oluyor. Özel idarenin imkanlarıyla o sorunu giderebiliyorsunuz.
Gerek valilik ve kaymakamlığın, geneli itibariyle özel idarenin, gerekse belediyenin oradaki amacı nedir? O ilde, o ilçede, o beldede yaşayan insanlara hizmettir. Burada herhangi bir kıskançlık, herhangi bir sen ben kavgası olamaz.
Çünkü kavganın bedelini halkımız ödemektedir. Bunu halkımıza ve o coğrafyaya ödettirmeye hiç kimsenin hakkı yoktur.
Merkeziyetçiliği esas alan, katılıma kapalı, statükocu yönetim anlayışları günümüzün ihtiyaçlarına cevap veremez. Bu mümkün değil. Bu eski yönetim anlayışının tamamıyla tedavülden kalkması lazım. Ülkemize nelere mal olduğunu, toplumumuza ne kadar ağır bedeller ödettirdiğini bu işi yürekten yapanlar gayet iyi biliyor. "
Yöneticilerin, vatandaşların sesini dinlemesi gerektiğini anlatan Başbakan Erdoğan, milletin sesine kulak tıkayan bir yönetimin gerçek anlamda hizmet etmesinin mümkün olmadığını vurguladı. Erdoğan, bu nedenle geçmiş yönetimlerin aksine AK Parti iktidarının vatandaşlarının taleplerini, beklentilerini her zaman dinlemeye özen gösterdiğini dile getirdi.
Türkiye'nin demokrasisi gelişmiş ülkeler arasında, güçlü ülkeler arasında yer alması için sivil katılımın önemli olduğunu belirten Erdoğan, "Sivil toplum kuruluşlarının, karar alma süreçlerine daha çok katkı vermesini istiyorum" dedi.
Birlikte düşünmeyi, bir ortak akıl, bir kolektif düşünce üretmeyi, sorunlara birlikte çözüm bulmayı son derece önemsediğini kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Hem sivil toplum kuruluşlarını, hem yerel yönetimi demokratik işleyişin içinde daha fazla görmek istiyoruz.
Biz, yerel yönetimlerimizin, belediyelerimizin demokratik sürece katkısı arttıkça demokrasimizin gelişeceğine, ülkemizin daha hızlı kalkınacağına inanıyoruz. Bu, demokrasinin ülkemizde tam manasıyla yerleşmesinin olmazsa olmazıdır.
Çıkardığımız yasalarda yerel yönetimleri geliştirmeyi, sorunları yerinden çözmeyi esas aldık. Son dört yılda demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin geliştirilmesine paralel olarak yerel yönetimlerdeki dönüşümün de öncüsü olduk.
Çok şükür bugün ülkemiz merkezi ve yerel yönetimleriyle, sivil toplumuyla demokrasiyi özümseme noktasında çok hızlı adımlar atmaktadır. Artık Türkiye, güven ve istikrar içinde sağlam bir zeminde yürümektedir. Bu konuda geri adım atmamakta, demokratik kazanımlarımızdan asla taviz vermemekteyiz, vermemekte de kararlıyız.
Zaman zaman birileri çıkıp bir şeyler söyleyecektir. Olmayan şeyleri varmış gibi gösterme gayreti içine gireceklerdir. Bunlar sadece gerilim politikalarından nemalananların işidir.
İşte bunlara yerel yönetimler olarak, belediyeler olarak asla prim vermemeliyiz. Çünkü ülkemizde olmayan şeyi varmış gibi gösterme gayreti içerisine girmek, olmayan sıkıntıyı varmış gibi göstermektir ki bu, bütün yönetim mekanizmalarına zarar vereceği gibi ülkemizin huzuruna, ülkemizin mutluluğuna adeta bir fitilleme yapmaktadır. Buna müsaade etmeyiz. Bu zemini daha da sağlamlaştırmak için gereken her türlü adımı atacağız, atıyoruz.
Başbakan Erdoğan, Belediye Gelirleri Kanun Tasarısı'nı süratle TBMM'de kanunlaştıracaklarını da söyledi.