Gazi uçaktan korkuyormuş

İstihbarat Servisi
00:0017/11/2006, Cuma
G: 16/11/2006, Perşembe
Yeni Şafak
Gazi uçaktan korkuyormuş
Gazi uçaktan korkuyormuş

1925 yılında “İstikbal göklerdedi” diyerek, havacılığın önemine dikkati çeken Gazi Mustafa Kemal Atatürk, meğer uçaktan korkuyormuş. Günlerce yıpratıcı yurt gezilerine hep trenle ya da otomobille giden Gazi'nin, deneme uçuşu yapılırken, sırasını verdiği Romen subayın, uçağın düşmesi sonucu öldüğü, bu olaydan sonra hiç uçağa binmediği belirtildi

Gazeteci yazar Mustafa Armağan, 'Haber7.com' internet sitesindeki makalesinde, “Atatürk'ün ata, otomobile, vapura, trene bindiğini biliyoruz da nedense uçağa bindiğine dair en ufak bir bilgi, bir işaret, bir ize rastlamıyoruz. Ne hatıratlarda geçiyor herhangi bir bilgi, ne kayıtlarda, ne de gazete havadislerinde. Hatta 1933'den itibaren günü gününe tutulan Nöbet Defteri'nde dahi Atatürk'ün uçağa bindiğine dair bir kayıt bulunmuyor. Binlercesini gördüğümüz Atatürk fotoğraflarında da uçağa bindiğine dair tek bir kareye tesadüf edemiyoruz. Yok, yok. Var bir iki tane. Onlara da Pars Tuğlacı'nın tuğla gibi üç ciltten müteşekkil Çağdaş Türkiye adlı binlerce Atatürk fotoğrafı içeren kitabında rastlıyorum” dedikten sonra, Gazi'nin uçaktan korktuğunu şu satırlarla ifade ediyor:

Bu iki resimde Atatürk, 1937'de İngiltere'den satın alınan bir uçağa binerken ve inerken görüntülenmiş. Lakin işin garabeti şurada ki bu uçak uçmamış, yani yerden havalanmamıştır. Atatürk sadece bu yeni uçağın içini teftiş etmiş, sonra da bir yetkilinin elinden destek alarak merdiveninden aşağı inmiştir. O kadar. Atatürk'ün havacılığı teşvik ettiği doğru olmasına doğru. Ancak sorun, Atatürk'ün uçağı ve uçmayı sevmemesinden kaynaklanmıyor. Daha açık konuşalım: Kişisel bir sorunu vardı uçaklarla. Daha düz bir deyişle söylersek, uçak fobisi vardı Atatürk'ün. Uçağa binmekten korkuyordu. Neden acaba? Havacılığımızı teşvik eden, Türk Hava Kurumu'nu kurduran ve bir kadın olarak Sabiha Gökçen'i pilotluğa teşvik eden birinin ayağının yerden kesilmesi konusunda bu kadar çekingen davranmasının daha derin bir sebebi olmalıdır.”

ATATÜRK'ÜN ÖLÜMDEN DÖNDÜĞÜ AN

Mustafa Armağan, Atatürk'ün uçak korkusunun nedenini ise şöyle anlatıyor:

“General Celal Erikan, ilk cildi 1964 yılında Türkiye İş Bankası Yayınları'ndan çıkmış olan Komutan Atatürk adlı kitabının önsözünde Atatürk'ün uçak fobisini açıklayan ilginç bir anıdan bahsediyor: Yıl 1934, Cumhuriyet Bayramı törenlerindeyiz. Yer, Ankara Orduevi. 29 Ekim gecesi düzenlenen baloya, Irak Hava Kuvvetleri'ne bağlı subaylar da katılmıştır. Etrafında havacılar olunca Atatürk'ün de havacılıkla ilgili hatıraları coşmuş ve başlamıştır anlatmaya: 1910 yılınydı. Ali Rıza Paşa ile birlikte Fransa'daki Picardie manevralarına davet edilmiştik. Manevra sonunda, daha çocukluk çağında olan uçaklarla gösteriler yapıldı. Bundan sonra, manevraya katılan yabancı subaylardan isteyenlerin bu uçaklara bindirileceği bildirildi. Ben de hemen uçaklardan birine doğru yöneliyordum ki Ali Rıza Paşa bileğimden tuttu ve: Bilmediğin aş, ya karın ağrıtır, ya baş, diye beni uyardı. Uçağa, benim yerime bir başka ülkeden bir subay bindi. Bu uçak, havada bir dönüş yaptıktan sonra düşüp yere çakıldı. Ölümden kurtulmuştum. Tümgeneral Cumhur Evcil aynı olayı Türk Tarih Kurumu eski başkanlarından Uluğ İğdemir'in ağzından aktarıyor: Uluğ İğdemir, olayı Atatürk'ten dinlemiş. Söz konusu manevrada Fransızlar uçakla gezinti yapmak isteyen yabancı subayları sıraya koymuşlar. Mustafa Kemal'in sırası geldiğinde, manevranın takip edilmesi gereken önemli bir bölümü cereyan ettiğinden, Mustafa Kemal sırasını bir Rumen subayla değişmiş. Havalanan Romen subayın bindiği uçak kısa bir süre sonra yere çakılmış ve binenler ölmüş. Atatürk'ün uçağa hiç binmediğini, rahmetli Sabiha Gökçen, güvenlik nedeni ile hükümetin izin vermemesini neden göstererek bir sohbetimizde teyit etmişti.”




Korku değil 'imtina' olabilir

'Mustafa Kemal Atatürk ve Liderlik Sırları' adlı kitabın yazarı da olan tarih araştırmacısı Doç. Dr. Adnan Nur Baykal da Atatürk'ün binmek istediği uçağın düştüğünü doğruluyor ancak uçak fobisi bulunduğu iddiasına ilişkin bilgi olmadığını söylüyor. Baykal'ın konuyla ilgili görüşü şöyle:“Fransız ordusunun bir manevrasını izlemeye Osmanlılardan müşahit istiyorlar. Bu grupta Atatürk ve üst rütbeli bir subay da var. 1914 olması lazım. Uçak taktim ediliyor. 'Kim binmek ister' diyorlar, Atatürk de gönüllü oluyor. Yanındaki yüksek rütbeli subay, 'Ne olacağı belli olmaz' diyerek vazgeçiriyor. Uçak kalkıyor ve düşüyor. Ancak bu olaydan sonra Atatürk'ün uçak fobisi olduğuna ilişkin bir konuya denk gelmedim. Kurtuluş Savaşı'na kadar zaten Atatürk'ün binebileceği uçaklar yoktu. Böyle bir olay var ama buna fobi diyemeyiz. Ama imtina etmesine neden olmuş olabilir. Sürekli seyahatlerine trenle gitmesinin nedeni, halkın nabzını tutmak için yol boyunca halkla iç içe olmak istemesidir. Atatürk halk adamıdır çünkü. Uçakla gitmesini gerektirecek durum yok. Ankara'da havaalanı yok. Fobi dediğiniz vakit konu bambaşka bir yöne kayıyor. Atatürk,Kurtuluş Savaşı'ndan sonra hiç yurtçdışına da çıkmamıştır. Ayrıca, Ankara'da havaalanı olmadığı için uçağa binme fırsatı da olmamıştır. En son Fransa'ya, sonra Padişah Vahdettin'le 1. Dünya Savaşı sırasında Almanya'ya gidiyor. Kurtuluş Savaşı'ndan sonra hiç yurtdışına çıkmıyor. Vatan yakılmış, yıkılmış. Yaraları sarmakla uğraşıyor. Fethi Bey'in mesela bir Avrupa hayranlığı vardır. Uzun süre gitmezse rahatsız olur. Ama Atatürk'te böyle bir şey yok.”





Adatepe: Korkmazdı ama uçağa bindirmezlerdi

Atatürk'ün manevi kızı Ülkü Adatepe, Atatürk'ün uçaktan korktuğu iddiasını yalanladı. Sabiha Gökçen'i uçmaya Atatürk'ün özendirdiğini anlatan Adatepe, “Ama Atatürk'ü, güvenlik gerekçesiyle uçağa bindirmiyorlardı” dedi. Adatepe ayrıca, “Atatürk bizzat beni, Sabiha Gökçen'in uçurduğu uçağa bindirdi. Bu olayı anlatan fotoğraflarımız bile var” diye konuştu. Atatürk'ün binmek istediği uçağın düştüğünü doğrulayan Ülkü Adatepe, “Bu olay doğru. Atatürk bu olayı anlatırdı. Başkası binmiş ve bu uçak düşmüş. Ama Atatürk bu tür şeylerin tesirinde kalsaydı, bu kadar büyük savaşları yapamazdı. Adatepe, “Amerikalılara daha uçak seferleri yokken uçuşları teşvik etmek için sponsor oldu. Amerika'dan 46 saatte şirket yetkilileri geldi. Onlara hediyeler vermişti” diyerek, Atatürk'ün havacılığa verdiği önemi anlattı.