Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Şemdinli davasında ceza alan astsubaylarla ilgili kararın usul eksikliği, eksik soruşturma ve esastan bozulmasını istedi. Tebliğnamede, sanıkların örgüt üyesi olmadıkları ve kararın somut delillere dayandırılmadığı söylendi
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde meydana gelen olaylarla ilgili yargılanan sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz'e, "Adam öldürmek, çete kurmak ve adam öldürmeye teşebbüs etmek" suçlarından 39 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasına çarptırılmasına ilişkin kararın, usul eksikliği, eksik soruşturma ve esastan bozulmasını istedi. Dosya, temyiz incelemesini yapacak olan Yargıtay 9. Ceza Dairesi'ne gönderildi.
Sanıkların, "yüklenen suçları işlemedikleri, komplo ile karşı karşıya kaldıkları, gündüz herkesin gözü önünde bombalama yapmanın akıl dışı olduğuna ilişkin" savunmalarını kararlılıkla sürdürdükleri belirtilen tebliğnamede, müdahillerin iddialarında ısrarlı oldukları ancak tanıkların anlatımları arasında çelişkiler bulunduğu söylendi. Çelişkilerin giderilmesi gerektiğinin belirtildiği tebliğnamede, "delillerin ötesinde yüzeysel bir takım düşünce, önyargı ve kabullerle, yetersiz keşif ve çelişkili anlatımlara dayanarak sübutun kabulü ile sanıkların eksik soruşturmayla mahkumiyetlerine karar verilmesi..." ifadeleri yer aldı.
Tebliğnamede, örgüt üyeliği kavramı da irdelendi. Örgüt üyeliği için öncelikle bir örgütün varlığının mevcut olmasının gerekmesine, örgütün varlığının kabulü için ise, örgütün kurucusu veya kurucuları, lideri ve yöneticilerinin olması, hiyerarşik bir yapılanma içinde bulunmasının zorunlu ve asgari koşul olduğu belirtilen tebliğnamede, "Bu suç ile suç arkadaşlığı ilişkisindeki yasal unsur farkının gözetilmesi gerekirken, sadece işlendiği kabul edilen bir eylemden hareketle afaki bazı düşüncelerle bir suç örgütünün varlığı kabul edilip, üye olmaktan da mahkumiyetlerine karar verilmesi" bozma gerekçeleri arasında sayıldı.
Tebliğnamede, Faik Duyan ile savunma tanıkları Orhan Gezer, Sabri Adanır ve Hasan Salar'ın dinlenmeleri gerektiği belirtildi. Yargılamasının devam etmekte olması halinde sanık Veysel Ateş'in davasının da bu davayla birleştirilmesi gereken tebliğnamede, yargılamanın deliller tam olarak toplanmadan, var olan kuşkular giderilmeden, olayın derinliğine vakıf olunmadan, genel ve soyut açıklamalarla yetinilerek ve varsayımlardan hareketle ve dayanağı olmayan bilgilerle gerçekleştirildiği söylendi.