Siyasetçi mi kasap mısınız

Tbmm Bürosu
00:0010/11/2010, Çarşamba
G: 10/11/2010, Çarşamba
Yeni Şafak
Siyasetçi mi kasap mısınız
Siyasetçi mi kasap mısınız

Başbakan Erdoğan, MHP'li Şandır'ın 'O dili koparacağız' ifadesi ile CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun 'Onu indireceğim' sözlerine sert tepki göstererek, “Siz ne zamandan beri ali kıran başkesen oldunuz. Siz siyasi parti misiniz, kasap mısınız?” diye sordu

Başbakan Tayyip Erdoğan, MHP ve CHP'nin üslubunu eleştirerek, “Eğer bizi o seviyesizliğin içine çekebileceklerini zannediyorlarsa. Biz o seviyesizliğin içinde yokuz. Hiçbir zaman bu seviyesizliğe alet olmayacağız” dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, MHP ve CHP'ye ağır eleştiriler yöneltti. Kosova ziyaretini anlatan Başbakan Erdoğan, “Bu ülkenin başbakanı ve heyeti, gözlerinden ışıl ışıl umut fışkıran Kosovalı çocukların tertemiz yüreklerinde en baş köşeye yerleştiriliyor. Ama bu ülkenin Başbakanı yurt içinde güya milliyetçi olduğunu iddia eden zevat bakımından dili koparılmakla tehdit ediliyor. Bakıyorsun bir başkası çıkıyor. Onu koltuğundan indireceğim meraklanmasın diyor. Siz nesiniz ya. Siz siyasi parti misiniz, yoksa kasap mısınız? Ya siz ne zamandan beri ali kıran başkesen oldunuz. Demokratik parlamenter sistemde bu makamlara millet getirir, millet götürür. Burası Mavi Marmara'nın uğradığı uluslararası sular değil. Orada onu yapanları biliyoruz, eğer onlarla eşdeğerdeyseniz buyrun çıkın ortaya. Bu nasıl bir ülsup, bu nasıl hazımsızlık, bu nasıl bir öfke. Hadi biz geçtik. MHP'ye, CHP'ye oy vermiş, gönül vermiş kardeşlerim böyle bir üslubu, böyle bir seviyeyi söylemeyi hak ediyor mu?" diye sordu.

MHP'NİN KORKUSU BARAJ

MHP yönetiminin giderek hırçınlaştığını, giderek siyasi nezaketi kaybettiğini milletin ibretle izlediğini söyleyen Erdoğan, MHP yönetiminin ciddi bir baraj korkusuna kapıldığını belirtti. Erdoğan, “Bu korku ve kaygı çirkin üsluba kendilerini sevk ediyor. Bataklığa düşen çırpındıkça kurtulmaz çırpındıkça batar. AK Parti'yle bu çirkin polemiklerin içle-rine girenler eğer bizi çirkin polemiklere çekeceklerini zannediyorlarsa, biz çirkin polemiklerin içinde yokuz, olmayacağız" dedi. Konuşmasının başında Kosova ziyareti ile ilgili bilgi veren Başbakan Erdoğan, “Kosova ziyaretimizin sembolik anlamı üzerinde dış politika viz-yonumuzu paylaşmak istiyorum. Milliyetçilik kafatasçılık değildir. Hoşgörüsüzlüğü bir ideoloji olarak dayatmak hiç değildir. Milliyetçilik belli idealler, belli değerler etrafında buluşmak, bir gelecek vizyonu etrafından kenetlenmek, insanlığın tamamının huzur ve barışı adına tek yürek haline gelmektir” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, “Biz hizmet üretiyoruz beyefendiler hakaret üzerine hakaret üretiyor. Bu seviyesizliği milletime şikayet ediyorum. Sizlerden de rica edi-yorum, bu tahriklere gelmeyin" dedi.


TiKA Türkiye'nin ince gücünün enstrümanı

TİKA aracılığıyla Kosova'daki camileri tamir ettiklerini söyleyen Başbakan Erdoğan, Kosova'da 200'ün üzerinde restorasyonu yapılabilecek cami olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, “TİKA bizden önce kurulan, var olan bir kuruluş. Milliyetçi olduğunu iddia eden partiler acaba TİKA'yı ne kadar çalıştırdılar? Şu anda TİKA, Türkiye'nin ince gücünün en önemli enstrümanlarından birisi haline geldi. Mescid-i Aksa'daki zincirli kubbenin restorasyonunu TİKA ile yine biz yaptık. Bosna Hersek'te Mostar köprülerine varıncaya kadar ata yadigarlarını biz onardık. TİKA dünya genelinde 7 bin proje yürütüyor. Milliyetçilik üzerinden siyaset yapanların ne kendileri ne hayalleri buralara ulaşamazken, biz eserlerimizle buralarda Türk milletiniz gücünü gösteriyoruz. Türkçe'yi biz dünyada yaygınlaştırıyoruz. Türkiye'yi tanıtıyor lobi faaliyetlerini en geniş anlamda yürütüyoruz” diye konuştu.


Korku imparatorluğu CHP'nin kendi içinde

“Eğer biz bu muhalefetin vizyonsuzluğuna takılıp kalsaydık 150 bin derslik yapamaz, ülkemizin dört bir yanını hastanelerle inşa edemezdik” diyen Başbakan Erdoğan, CHP'yi korku edebiyatı yapmakla eleştirdi. Erdoğan, “İşte görüyorsunuz yıllardır korku imparatorluğu edebiyatı yaptılar. En sonunda korku imparatorluğunun kendi içlerinde olduğunu itiraf etmek zorunda kaldılar. Yıllarca takiyye dediler. Asıl takiyyenin kendi içlerinde olduğunu, asıl güvensizliğin kendi partilerinde olduğunu dünya alem gördü” dedi.