Abla, kim bu adamlar?
-Hangi adamlar?
-Hani şu arkadaki deliğe girip çıkan adamlar, ne yapıyorlar öyle?
-Hmm onlar mı? Onlar yeraltından gelen insanlar Ali, günün belli saatlerinde ve geceleri bu dünyaya geliyorlar, ihtiyaçlarını alıp geri gidiyorlar.
-Yeraltından mı geliyorlaaar?
- Hı hı..
- Yeraltında insanlar da mı vaaaaar?
-Evet, o delikten girip çıkıyorlar, hatta bazen sokaklarda tek başına gezen çocukları da yanlarına alıp götürüyorlar, hani sen elimi bırakıp da gidiyorsun ya beni beklemeden, belki bir gün seni de alırlar kim bilir?
-...
Bu diyalog haftaya damgasını vurdu. Ali'nin her okul dönüşünde elimi bırakıp, tek başına oraya buraya gitmesinden artık çok yorulduğum için böyle bir yalan uydurmuştum. Aklım sıra onu biraz korkutup yanımdan ayrılmamasını sağlayacaktım. Aslında aklımda hiç de böyle bir plan yoktu; ama çukurda çalışan belediye işçileri için Ali, ' Bunlar da kim?' diyince, bu muzipliği düşündüm. O an içimden çocuklara söz dinletmek için bazen böyle küçük şakalar yapılabilir diye geçirmiştim.
Belediye işçileriyle karşılaşmamızdan sonra eve gittik. Yol boyunca Ali, şaşılacak derecede sessiz kaldı. Sadece benim sorduğum sorulara yanıt veriyor ve elimi hiç bırakmadan hızlı hızlı yürüyordu. Bu seslik ve durgunluk akşam olunca da devam etti. Tabii bu durum, pek normal olmadığı için başta annemin sonra da babamın hemen dikkatini çekti. Annem:
-Ayşegül, okulda bir şey mi olmuş, Ali neden bu kadar durgun?
diye sordu ama, Ali bugün pek okuldan bir şey anlatmamıştı. Ben de bu durumu anlamak için yanına gittimse de pek bir şey öğrenemedim. Belki de yorgundur diyip onunla pek ilgilenmedim. Zaten yapmam gereken bir sürü ödevim vardı. Ve bunları bitirdiğimde saat gece yarısını çoktan geçmişti. Uykulu gözlerle hemen yatağa girdim, henüz uyumamıştım ki annem geldi:
-Uyudun mu Ayşegül?
-Hayır, anne ne oldu?
-Ali odasında yalnız kalmak istemiyor, bu yüzden de ağlıyor, iyi düşün yolda ya da okulda korkacağı bir şey oldu mu?
İşte o an yeraltı insanları diye uydurduğum belediye işçileri aklıma geldi. Acaba Ali, hala onları mı düşünüyordu? Ben kendi kendime 'Hayır, canım buna takmış olamaz ' diyordum; ama annemin ' Hay Allah'ım, yeraltındaki insanlar diyip duruyor, kim söylüyor bunları ?' sözüyle Ali'nin gerçekten bana inandığını anladım. Utanarak her şeyi anneme anlattım. Annem çok kızdı, hiç kimseye, özellikle de çocuklara böyle korkutucu, yalanlarla dolu şakalar yapılmaması gerektiği söyledi. Bu tür kötü anılar hafızalarında yer edip, sebepli sebepsiz korkmalarına ve şu an Ali de olduğu gibi ağlamalara, hatta kimi zaman çok daha ciddi psikolojik rahatsızlıklara sebep olabilirmiş. Annem bunları anlatırken, ağlamaktan sızıp kalan kardeşimi izliyordum; o hala hıçkırıklarla sayıklamaya devam ediyordu: ' Bundan sonra ne evden ne de okuldan asla yalnız çıkmayacağım, ne olur beni almayın, yeraltına gitmek istemiyorum.'
Bu şakayı yaparken kötü bir niyetim yoktu; ama kardeşimin bundan nasıl etkileneceğini düşünemediğim için kendime çok kızgınım. Bir daha böyle yalanlardan şakalar yapmayacağım ve sabahleyin her şeyi itiraf edip, Ali'den özür dileyeceğim. Umarım çabuk unuturuz...
Kitabın yazarı: Asa Lind
Yayınevi: Kanat Çocuk
Hakkında: Kendisiyle oynamak yerine gazete okumayı tercih eden babasına tuzak hazırlamak için sahile giden Zackarina orada Kumkurdu ile tanışır. Evren ve çocukluk felsefesine dair pek çok şey paylaşırlar... hem çocuklar için, hem de büyükler için okunası bir kitap!
Kitabın yazarı: Roald Dahl
Yayınevi: Cançocuk
Hakkında: Roald Dahl, çocuklar için pek çok güzel kitap yazmış ünlü bir yazar. Daha önce yayımladığımız Çarli'nin 'Çikolata Fabrikası' ile Çarli'nin 'Büyük Cam Asansörü' adlı iki güzel kitabını okuduysanız, bu yazarın değerini bileceksiniz. Bu kitabında, dev gibi kocaman bir şeftalinin üzerinde yapılan serüven dolu bir yolculuğun öyküsünü anlatıyor. Bu öykünün kahramanı James, küçük yaşta öksüz ve yetim kalmış dünya tatlısı bir çocuktur. Hayvanat bahçesinden kaçan bir gergedan, bir gün James'in annesini de babasını da yer. Yapayalnız kalan zavallı küçük James, teyzelerinin yanına sığınmak zorunda kalır. İki teyzenin içleri kötülük doludur; James'e yapmadıklarını bırakmazlar. Kitabı okumaya bir başlayın hele, elinizden bırakamayacaksınız.
Atölye
Çağdaş Sanat Atölyesi'nde 6-12 yaş arası çocuklar, eğitmen gözetiminde Sarkis'in su içinde suluboya tekniğini öğrenip, çalışacaklar.
16 Ekim Cumartesi 11.30-12.30
23 Ekim Cumartesi 11.30-12.30
30 Ekim Cumartesi 11.30-12.30
Bilet fiyatı: 5 TL