İstanbul Valisi Muammer Güler, Münevver Karabulut cinayetinde, şüpheliyle ilgili bugüne kadar basında çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığını, bilgi kirliliği oluşturduğunu ifade ederek, 'Hazırlık soruşturmasının gizli yürütülmesi ve her cinayet olayının kendine ait özelliği ve şifresi olmasından dolayı, bazı bilgilerin kamuoyuyla paylaşılması, yürütülen soruşturmanın neticesine tesir etmektedir' dedi.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, CHP Adana Milletvekili Gaye Erbatur'un, Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili soru önergesine, İstanbul Valisi Muammer Güler'in bilgi notuyla cevap verdi.
Vali Güler, ailesiyle birlikte kalan Karabulut'un, olay günü sabah saatlerinde arkadaşıyla buluşmak için evden ayrıldığını, kağıt toplayıcılığı yapan tanık Emin Delidolu'nun, akşam üzeri çöpten kağıt topladığı sırada gitar kutusu içerisinde ceset parçasını görmesi ve durumu polise bildirmesi üzerine çalışmalara başlanıldığını anımsattı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro ekiplerinin, 'titiz ve dikkatli çalışması' sonucu 1,5 saat gibi kısa bir sürede, cesedin bulunduğu noktadan yaklaşık 40 km uzaklıktaki olayın meydana geldiği yerin tespit edildiğini belirten Güler, cinayet büro ile olay yeri inceleme ve kriminal polis laboratuarı ekiplerinin detaylı çalışmalara başladığını ifade etti.
Güler, olayın polise ulaşmasından 2,5 saat sonra, şüpheli Cem Garipoğlu'nu yakalama çalışmalarının başlatıldığına işaret etti.
Olay yerinde elde edilen maddi delillerin, laboratuar ortamında incelemeleri sürerken, baba Mehmet Nida Garipoğlu ve anne Tülay Makbule Garipoğlu'nun, aynı saatlerde cinayet soruşturması nedeniyle gözaltına alındığını anlatan Güler, 'İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğünde CMK'nın 91. maddesine göre 4 gün süreyle gözaltında kalarak işlemlerinin tamamlanması neticesinde İstanbul Adliyesine sevk edilmiş ve mahkeme tarafından serbest bırakılmışlardır' dedi.
Vali Güler, baba Garipoğu'nun, 27 Nisan 2009'da kriminal laboratuarından gelen rapor doğrultusunda, hakkındaki maddi delil nedeniyle tutuklandığına dikkati çekerek, olayla ilgili gelişmeleri şöyle sıraladı:
'Şüpheli Cem Garipoğlu'nun, yurt dışına çıkmasının önlenmesi amacıyla isim ve eşkal bilgileri havalimanı polis birimlerine 4 saat içerisinde bildirildi. 4 Mart'ta, olayın polise intikalinden 14 saat sonra İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesince yakalama emri çıkartılarak yurt geneli ve sınır kapılarında şahsın yakalanması amacıyla gerekli yazışmalar yapılmıştır.
Aynı zamanda yapılan incelemelerde, şüpheli Cem Garipoğlu'nun 6 Aralık 2008 tarihinde Atatürk Havalimanından yurda giriş yaptığı ve bu tarihten sonra herhangi bir çıkış kaydının olmadığı tespit edilmiş olup, yurt dışına kaçtığına dair herhangi bir iz ve delil mevcut değildir. Basına bugüne kadar şüpheli ile ilgili çıkan haberler gerçeği yansıtmamakla beraber, bilgi kirliliği oluşturmaktadır.
Hazırlık soruşturmasının gizli yürütülmesi ve her cinayet olayının kendine ait özelliği ve şifresi olmasından dolayı bazı bilgilerin kamuoyu ile paylaşılması, yürütülen soruşturmanın neticesine tesir etmektedir. Bu da kamuoyunda soruşturmada bir ihmalin ve zafiyetin olduğunu düşündürmekte ve kamuoyunda güvenlik güçlerine karşı olumsuz düşüncelerin oluşmasına neden olmaktadır.'
Muammer Güler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Ekiplerinin, her cinayet olayında gösterdiği hassasiyeti ve detaylı çalışmayı, hukuk kuralları çerçevesinde bu olayda da gösterdiğini vurguladı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü birimlerinin, kendi arasında ve adliye birimleri ile bir bütünlük içerisinde görevini yerine getirdiğini ifade eden Güler, 'En hızlı biçimde sonuca ulaşmak, şüpheliyi yakalamak ve yüce adalet önüne çıkarmak için çalışmalarına aralıksız olarak devam ederken, duyarlı vatandaşlarımızın da katkısıyla onlarca ihbarı titizlikle değerlendirmeye alarak sonuca ulaşmak için çalışmalarını çok yönlü sürdürmektedir' dedi.