Anayasada top muhalefette

Hüseyin Likoğlu
00:0020/03/2010, Cumartesi
G: 20/03/2010, Cumartesi
Yeni Şafak
Anayasada top  muhalefette
Anayasada top muhalefette

Başbakan Erdoğan, hazırladıkları kısmi Anayasa taslağını muhalefet partilerine, ilgili STK'lar ile medya mensuplarına vereceklerini, ikinci bir ziyaretle de öneri ve eleştirileri alacaklarını söyledi. Erdoğan, “Yıllar boyunca gecikmiş reformları artık Türkiye yapmak zorundadır. Geçen her saniye Türkiye'nin aleyhinedir” dedi. Türkiye'deki kaçak Ermenilerle ilgili açıklamasının kasten çarpıtıldığını belirten Erdoğan şöyle konuştu: “Ermenileri sınır dışı etmek ile kaçak çalışan Ermenileri sınır dışı etmek arasında birbiriyle asla bağlantı kurulamayacak, ilgi ve alaka kurulamayacak kadar derin bir anlam farkı vardır.”

Başbakan Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısına katıldı. Anayasa değişikliğine değinen Erdoğan, toprak, hava ve suyun ısındığı kadar, siyasetin de ısındığını müşahede ettiklerini belirterek “İşte Anayasa'da kısmi bir değişiklik çalışmasıyla belli bir noktaya gelindi” dedi.

Hazırladıkları taslağı muhalefet partilerine, ilgili STK'lara ve medyaya vereceklerini açıklayan Erdoğan, öneri ve eleştirileri de önümüzdeki hafta alacaklarını söyledi. Erdoğan şunları söyledi:

TÜRKİYE BUNU YAPMAK ZORUNDA

“Yıllar boyunca gecikmiş reformları artık Türkiye yapmak zorunda. Geçen her saniye Türkiye'nin aleyhinedir. Türkiye, bir Anayasa değişikliğini gerçekleştirecek parlamentoya sahiptir. Yok kurucu meclismiş, yok şuymuş, buymuş... Bunların hepsi gereksiz tartışmalar. Bu parlamentoya bu yetkiyi benim milletim, vatandaşım, 'git gerektiğinde yasa yap, gerektiğinde Anayasa değişikliği yap' diye bu yetkiyi vermiştir.”

ARKADAŞLARIM ULAŞTIRACAK

“Bakın bugün arkadaşlarım, taslak çalışmayı, bütün siyasi partilere - parlamento içi, parlamento dışı - ilgili STK'lara, medyaya ulaştıracaklar. Taslak hepsine ulaştıktan sonra da arkadaşlarımız, pazartesi, salı gerekirse çarşamba kendilerini ziyaret etmek suretiyle, nereleri eleştiriyorlar, ilaveleri, çıkmasını istedikleri neler varsa, bunları kendilerinden arkadaşlarımız bu ziyaretlerle alacaklar. Yani bugünden verip, üç günlük bir onların taslak üzerinde çalışma imkanlarını hazırlayalım. Ve süratle de bu tasarıyla alakalı şu anda 110 imza toplanmış vaziyette ve bu TBMM'ye getirilsin.”

AÇILIMIN EN BÜYÜK BAŞARISI EMPATİ

Konuşmasında demokratik açılıma değinen Erdoğan milli birlik ve kardeşlik projesinin öncelikle öteki gibi düşünmeyi sağladığını söyledi: “Herkes şapkasını önüne koysun, bir an için öteki gibi düşünsün. Köy boşaltmanın, olağanüstü halin nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalışalım. Aynı şekilde oğlunu askere gönderen, 'gelsin de düğününü yapalım yuva kuralım' diye beklerken cansız bedenini teslim almak nasıl bir duygudur? Bu ülkede Alevi olmak, azınlık olmak, Roman olmak nasıl bir duygudur, histir, bunu çözmeye çalışalım. Alevi vatandaşımın bu sıkıntısı varken Sünni vatandaşımın, sıkıntısı, sorunu yok mu? Bal gibi de var. Milli birlik ve kardeşlik süreci en başta bu empatiyi oluşturma başarısını göstermiştir. Her zaman söylüyorum, bu sürecin ekonomik, güvenlik, sosyal boyutları var ama en önemli boyutu psikolojik boyutudur. Biz bu noktada çok şeyi değiştirdiğimize, değiştireceğimizi inanıyorum.”


Sözlerim kasten çarpıtıldı

Ermenistan'la ilişkileri normalleştirmek için attıkları adımları hatırlatan Erdoğan, Türkiye'deki kaçak Ermenilerle ilgili yaptığı açıklamanın kasten çarpıtıldığını söyledi: “Londra'da ifade ettiğim 'Ülkemdeki kaçak Ermenileri sınır dışı etme yönündeki' ifadem, BBC'deki 'Bunu değerlendiririz, değerlendirebiliriz' şeklindeki ifadem, maalesef ulusal ve uluslararası çevrelerde tamamen art niyetli bir yaklaşımla 'kaçak' kelimesi atılarak kullanıldı ve kullanılıyor. 'Ermenileri sınır dışı etmek' ile 'kaçak çalışan Ermenileri sınır dışı etmek' arasında birbiriyle asla bağlantı kurulamayacak kadar derin bir anlam farkı vardır. Dert başka. Bizim bu ülkede azınlıklara karşı tavrımız net olduğu kadar bu azınlıkların tarihimizde zaman zaman uğradıkları haksızlıkları da cesaretle dile getiren ilk Başbakan olduğumu burada hatırlatmak isterim. Bana 'özür dilemelidir' tavsiyesinde bulunanlara da sesleniyorum: Biz kimden özür dileyeceğimizi çok iyi biliriz. Sen kimin avukatısın ya. Bir defa dürüst ol. Doğru sözün, doğrunun avukatı ol. Yanlışın veya yanlışlığın değil.”


Adana'daki su kaçağı sonunda ortaya çıktı

Erdoğan, Adana Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aytaç Durak etrafında dönen rüşvet iddialarıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “AK Parti'nin ve ardından CHP'nin reddettiği kişiyi MHP aday gösterdi. Bugün o kişiyi istifasını isteyerek hatasını telafi etmeye çalışıyor. Bunu bir defa sorsana ya. AK Parti, burada belediye başkanıyken niye acaba bunu aday yapmıyor? Demek ki burada var bir şey, bir su kaçağı var. İşte bu son olaylar da AK Parti'nin hassasiyetlerini, farkını bir kez daha vurgulamıştır.”


İsrail'in taktiği bir geri iki ileri

Erdoğan, İsrail'in Doğu Kudüs'te bin 600 yeni konut inşasına başlamasının, asla kabul edilebilir, mazur görülebilir bir durum olmadığını belirterek, “Bir geri, iki ileri yapıyorlar. Taktik bu. Bir geri, iki ileri. Devamlı, küçülte küçülte Filistin'i tamamıyla yok etmenin gayreti içerisindeler. Hesap bu, taktik bu. Biz buradan dünyaya bunu hatırlatıyoruz. Eğer adil olacaksak, dünya barışına katkıda bulunacaksak, lütfen hep birlikte kendimize çeki düzen verelim ve bu adımı atalım. Ondan sonra görüşemiyoruz... E nasıl görüşelim canım? Eğer bir yerde zulüm varsa, Türkiye olarak biz orada yokuz.”


Romanlardan devlet adına özür diliyorum

Geçen hafta sonunda Roman vatandaşlarla yaptıkları toplantıyı anlatan Erdoğan, bunun tarihi bir buluşma olduğunu söyledi. Türkiye'de kaçak olarak kalan Ermenilerle Romanların mukayese edildiğini hatırlatan Erdoğan, “Bu bir defa benim Roman vatandaşlarıma saygısızlıktır. Bunun yanında benim Ermeni vatandaşım var ona da saygısızlıktır. Vatandaşlık hukuku içerisinde değerlendirmek ayrı şey, kaçak olarak benim ülkemde bulunmak ayrı bir şey. Bir defa Roman vatandaşlarım benim vatandaşımdır ve bu ülkede 10 yıllardır vatandaşlık hukukundan dahi bu vatandaşlar istifade edememişlerdir. Bu tespiti de yapacağız. Eğer özür dilenmesi gereken varsa, benim Roman vatandaşlarımdır ve ben onlardan bu devlet adına özür diliyorum. Şahsım adına değil, çünkü benim onlara karşı ilgim, alakam mevcut” diye konuştu.