Müzikte Futurizm: Modernliğin Gürültüsü

Yalçın Çetinkaya
00:0025/07/2010, Pazar
G: 24/07/2010, Cumartesi
Yeni Şafak
Müzikte Futurizm: Modernliğin Gürültüsü
Müzikte Futurizm: Modernliğin Gürültüsü

Arthur Honegger ismi, müzikle ilgilenenlerin dışında herkesin bildiği bir isim değildir. Bu İsviçreli müzik adamı, yirminci yüzyıl müziğinin seyrini önemli biçimde etkileyecek bir yenilik gerçekleştirdi; yaşadığı yüzyılın seslerini müziğinde yansıtmaya çalıştı. Gerçi hemen hemen tüm bestecilerin eserlerinde, yaşadıklarının izlerini görmek mümkündür. Hayatın seslerini işitmek, onları eserlerine yansıtmak müzisyenin tabiatında var olan bir özellik. Ama Arthur Honegger'in yaptığı biraz daha farklı. O, tabiatın seslerinden ziyade teknolojinin seslerini eserlerine yansıttı. “Pasifik 231” adlı eserinin senfonik bölümünde, 120 mil hızla giden bir treni konu aldı.. trenin çalışmasından başlayarak, hız kazanmasını ve yol almasını işledi.

“Hazreti Davud” adlı dramatik mezmur ile adını duyuran Arthur Honegger, fütürist (gelecekçi) müziğin ilk uygulayıcısı olarak kabul edilebilir. Onun, bir rugby maçından esinlenerek yazdığı “Rugby” adlı eseri de aynı kategoriye dahil edilebilir. Meselâ “gelecekçi şiirin öncülerinden” kabul edilen Sovyet şair Mayakovski'ye göre şiir, lirizm ve estetik gibi, burjuva sınıfının önyargılı değerlerinden sıyrılmalıdır.. fabrika ve maden işçilerinin, sıradan halkın, çalışan, mekanik insanın şiiri yazılmalıdır. Bu sadece şiirin değil, başta müzik olmak üzere diğer sanat dallarının da konusu olur. Meselâ Rus besteci Alexander Mossolof, “Fabrika” isimli bale eserinde böyle yapar. Amerikalı besteci George Antheil “Mekanik Bale” adlı eserinde uçak pervaneleri kullanır.

İtalyan ressam Luigi Russolo da aynı zamanda “gelecekçi müzikçiler”in öncülerinden sayılır. Öyle ki, Russolo işi biraz daha ileri götürerek, teknolojik sesleri bir orkestrada tam anlamıyla ifade edebilmek için orkestraya yeni enstrümanların gerekli olduğunu savunmuş, bir enstrüman oluşturarak makine seslerini ve diğer “teknolojik gürültüler”i orkestrada seslendirmeyi başarmıştır. “Büyük Bir Kentin Uyanışı” ile “Otomobillerle Uçakların Buluşması” adlı eserlerinde, Russolo'nun müzikteki yeni ve çağdaş anlayışının uygulamalarını görmek mümkündür. 1914 yılında ilk kez Londra'da seslendirilen bu eserler, aslında fütürist müzisyenin teknolojik sesleri kullanarak hayal gücünü ne kadar zorladığını göstermesi bakımından bence anlamlıdır.

Avrupa sanatında ve düşüncesinde değişimin başlangıç yeri İtalya'dır. Rönesans'tan sonra, belki de sanatta bir yenilik hareketi olarak kabul edilebilecek olan fütürizm de (bazılarına göre bu önemsiz bir gelişmedir), 1909 yılında bir İtalyan sanatçının, Filippo Tomasso'nun bildirgesiyle başlar. Burada amaç, geçmişten sıyrılıp bugünü ve geleceği yakalayabilmektir. Hatta bazı fütürist sanatçılar (meselâ Umberto Boccioni) geçmişin öldüğünden, artık geleceğin kurgulanması gerektiğinden söz eder. Bu görüşler yaygınlaşır ve destek bulur.

Geçmişe ve geleneksel değerlere bir sünger çekmeyi hedeflemektedir fütürist müzisyenler. Bu amaçlarını da, bütün tepkileri göğüsleyerek rahatça ifade edebilmektedirler. Meselâ deneysel müziğin öncülerinden Edgar Varese şöyle der: “Öyle güçlü ve etkili bir bomba arıyorum ki, geleneksel müzikte büyük bir delik açsın. Sonra da hayatımızdaki bütün sesler.. hatta gürültüler bile bu delikten girsin.”

Müzikte fütürizm yani gelecekçilik, Avrupa müzik kültürü açısından bence çok önemli bir dönüm noktasıdır. Gerçi Avrupa, Aydınlanma ile birlikte hemen her alanda ciddî bir değişim ve dönüşüm yaşadı. Aydınlanma'dan daha sonraki yıllarda, yirminci yüzyılın başlarında ortaya çıkan “fütürist akım”ın, Aydınlanma sonrası, ama Aydınlanma'nın temel felsefesinden pek de kopuk olmayan birtakım olarak belirdiği söylenebilir. Fütürizm, “iç âlem”in değil, “görünen âlem”in aktarımıdır adeta. O görünen âlem de, teknolojinin insan hayatında meydana getirdiği değişimdir.

Müzik, tabiiliktir kuşkusuz. Tabii duyguların ifadesidir. Fütürizm ise, tabii duyguların değil, teknolojik gürültünün.. yüreği durmuş ve mekanik bir varlığa dönüşmüş insanın tabiatla çatışmasının müzik diliyle ifadesidir sadece.

Fütürist müziklere bakarak, modernizmin insan hayatı üzerindeki etkilerini anlamak mümkün olabilir.