Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, karkas ette 15 liranın altındaki fiyatın zarar olduğuna dikkati çekerek, ithalat kararıyla birlikte fiyatların 15 liranın altına düşmeye başladığını, zarar eden işletmelerin üretime devam edemeyeceklerini belirtti
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, fiyat yükselişleri üreticiden kaynaklanmadığı halde faturanın üreticiler tarafından ödendiğini ifade etti. Karkas ette 15 liranın altında bir fiyatın zarar olduğunu belirten Bayraktar, ithalat kararıyla birlikte fiyatların bu rakamın altına düşmeye başladığını, zarar eden işletmelerin üretime devam etmesinin mümkün olmadığını kaydetti. Sorunun çözülmesi için öncelikle et fiyatlarının neden bu kadar arttığının iyi analiz edilmesi gerektiğini belirten Bayraktar, fiyat atışlarının nedenlerini şöyle sıraladı: “Çiftçilerimiz 7-8 ay önce besiye koyacakları canlı hayvanın kilosuna 8-9 lira ödüyorken, bugün 12-13 liraya zor almaktadırlar. Yani canlı hayvan maliyetleri de yüzde 45'ler civarında artmıştır. Yaptığımız hesaplamalara göre ise 8 ay önce 11 lira olan karkas etin ham maliyeti, bugün itibariyle 15 liranın üzerinde çıkmaktadır. Bu rakama en az yüzde 10 kar koysak bile üreticilerimizin 16-17 liranın altında hayvanını kestirdiğinde zarar ettiklerini söyleyebiliriz.'
Rekabet Kurumu'nun “Spekülasyon yoktur, yapısal sorun vardır' yönündeki görüşüne katıldıklarını da belirten Bayraktar, şöyle devam etti: “Et ithalatı ile ilgili yapılan açıklamalar üreticiyi vurmaya başlamıştır. Üreticiler kesime gelmeyen hayvanlarını bile kesime gönderiyorlar. Bu durum önümüzdeki günlerde et ihtiyacının karşılanmasını daha da zorlaştıracaktır.”
Bayraktar, “EBK, bu süreçte çok kötü bir sınav vermiştir. Ülkenin bu kuruma ithalatla piyasayı regüle etme noktasında ihtiyacı yoktur. Et piyasasında krizlerin önlenmesi öncelikle süt piyasasında istikrarın sağlanmasına bağlıdır” dedi.
Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Mehmet Alkan, canlı hayvan ve kırmızı et ithalatına ilişkin olarak, bu aşamadan sonra halk sağlığının ve hayvan sağlığının yeterli düzeyde korunması amacına yönelik gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini belirtti. Alkan, et veya kasaplık hayvan ithalatının hayvancılığa vuracağı darbe, yetiştiriciye vereceği zararlarla halk sağlığı ve hayvan sağlığı açısından ortaya koyacağı risklerin tüm yetkililere ve kamuoyuna anlatılmasına ve tüm görsel ve yazılı basında detaylarıyla geniş bir şekilde tartışılmasına rağmen hükümetin, et ve kasaplık hayvan ithalatını yapmaya kararlı göründüğünü kaydetti. Alkan, bu aşamadan sonra, halk sağlığının ve hayvan sağlığının yeterli düzeyde korunması amacına yönelik gerekli tedbirlerin alınmasının gerektiğini ifade etti.
Türkiye Odalar ve Borsalar Yönetim Kurulu Üyesi ve Edirne Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Yardımcı, et ithalatının aceleye getirilmesinin üreticinin zararına olacağını belirtti. Yardımcı, et ithalatının bir zorunluluk karşısında getirildiğini hatırlattı. Kasaplık et fiyatlarının kilosunun 30 liraya çıktığı ülkede ithalatın kaçınılmaz olduğunu ifade eden Yardımcı, “Et ithalatının aceleye getirilmesi üreticinin zararına olacaktır. Aceleye gelmesi gerekiyor muydu? Evet gelme si gerekiyordu. Aceleye gelmeseydi de keşke Türkiye'ye daha güzel damızlıklar girseydi' dedi. Tüketicinin de düşünülmesi gerektiğini vurgulayan Yardımcı, şöyle devam etti: “Ancak tüketiciyi düşünürken üreticiyi de mağdur etmememiz gerekiyor. Bakanlıktan tek talebim, bu işler hem üreticinin hem de tüketicinin tatmin olacağı şekilde yapılsın. Eğer bu yapılırsa çok memnun oluruz. Bu, Türkiye'nin kanayan bir yarasıydı. Bu sorunun çözülmesini biz de talep ediyoruz.”
Ortaya çıkan tablonun çok güçlü bir lobi faaliyetinin sonucu olduğunu savunan Günaydın, bu lobinin siyasal ve iktisadi etkileri bulunduğunu, kendilerinin de telefonla tehditler aldıklarını söyledi. Günaydın, “Bir avuç meslek insanı olarak kısa ve uzun vadede Türkiye'nin zararına sonuçlar doğuracak bu alanda her türlü tehdide rağmen mücadele veriyoruz. Tehditlere rağmen çalışmalarımızı aynı netlik ve kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi. Tüketici Hakları Derneği (THD) Başkanı Turhan Çakar da, tüketicilerin uluslararası tarım ve gıda tekellerinin sattıkları GDO'ların “kobayı” durumuna getirildiğini ileri sürdü.