Bir zamanlar gürültücü bir çocuk varmış.
Bu çocuk öyle gürültücüymüş ki etrafındaki hiç kimse onu sevmezmiş. Özellikle de yürürken çok
fazla ses çıkarırmış. O sokağa çıktığı zaman herkes evine koşar, kapıyı pencereyi sıkı sıkı örtermiş.
Bir gün annesi gürültücü çocuğu ekmek almaya göndermiş. Gürültücü de fırına gidip bağırmış;
- Bir tane ekmek istiyorum!
Öyle yüksek sesle bağırmış ki arabasında uyuyan minik bir bebek ağlamaya başlamış. Bebeğin annesi gürültücüye dönerek;
- Ne düşüncesiz çocuksun! Biraz yavaş konuşamaz mısın sen? diye kızmış. Ama bizim gürültücü çocuk hiç akıllanmamış. Eve dönerken başlamış gülmeye. Kahkahaları her yeri çınlatıyormuş.
Pencereden genç bir hanım başını uzatıp gürültücüye seslenmiş;
- Neden bu kadar yüksek sesle gülüyorsun? Çocuğum hasta ve başı çok ağrıyor. Sesin onu rahatsız etti. Haydi, git buradan!
Gürültücü çocuk daha da çok gülmeye, gümbür gümbür sesler çıkarmaya başlamış.
Bütün mahalle halkı toplanıp artık ona bir ders vermenin zamanı geldiğine karar vermişler.
Ertesi gün gürültücü çocuk ekmek almak için yine fırına girmiş. Her zamanki gibi bağırmaya başlamış;
- Bir tane ekmek istiyorum.
Bu sefer fırıncı daha çok bağırmış:
- Al sana bir ekmek!
Gürültücü çok şaşırmış hatta fırıncının o kadar bağırmasından korkmuş, çaresiz fırından sessizce çıkmış.
Ama yine yürürken takır tukur sesler çıkarmaya, ıslık çalmaya başlamış. Evlerin önünden geçerken bir arkadaşı pencereyi açmış ve gürültücü çocuğa:
-Nereye gidiyorsun? Gel bizimle otur, sohbet edelim diye bağırmış. Böylece gürültücü, kendinden daha çok bağıran ikinci kişiyle karşılaşmış. Korkudan biraz oturup sohbet etmeyi kabul etmiş. Arkadaşı konuşurken o kadar çok bağırıyor, o kadar çok bağırıyormuş ki gürültücünün bir anda başı ağrımış ve bu sese katlanamaz olmuş.Hiçbir şey demeden hemen oradan uzaklaşmış.Yolda karşılaştığı arkadaşları da bağırarak konuşup gülmeye başlayınca gürültücünün iyice canı sıkılmış ve çok başı ağrımış. Doğruca evine gidip olanları düşünmüş ve kendi yaptıklarını hatırlamış. Sonra çevresine ne kadar saygısızca davrandığını anlamış. O gün bu gündür de gürültücü çocuk bir daha hiç gürültü yapmamış.
Merhaba Burak
Gürültü, başkalarını çok rahatsız eder; ama bir o kadar da çocuklarca sevilir. Sen onlara bu güzel masalınla başkalarını rahatsız etmenin ne kadar kötü olduğunu anlatmışsın. Öncelikle masalında ele aldığın bu konudan dolayı seni tebrik ederim. İfadelerinden seçtiğin kelimelere, imlaya kadar gösterdiğin titizlik yazma alışkanlığının olduğunu gösteriyor. Bu açıdan da ayrıca başarılı buldum. Masalın sonunda gürültücü çocuğa başkalarına yaşattıklarını göstererek ders verdirmen de güzel. Ama bu uygulama her zaman doğru olmayabilir, bazen daha farklı yaklaşmak gerekebilir. Daha farklı konularda yazacağın masalları da merakla bekliyoruz.
Sevgiler…