Bölgenin önde gelen siyasetçilerinden Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, artan terör olayları ve hükümetin bu saldırılara karşı alacağı önlemleri Yeni Şafak'a anlattı. Bakan Eker, "Kürt sorunu ancak demokratikleşmeyle, sivilleşmeyle ve bizim başlattığımız kardeşlik ve birlik beraberlik projesiyle çözülebilir. Elbette ki terörle mücadeleyi en etkili biçimde yaparken, terörün istismar ettiği alanları ortadan kaldıracağız" dedi. Artan terör saldırıları sonrası dile getirilen önlemlerin daha önce denendiğini ancak başarı kazanılamadığını kaydeden Bakan Eker, şöyle konuştu: "40 bin insanımızı bu teröre kurban verdik. 300 milyar dolar para harcadık. Bunlar olurken OHAL vardı, idam vardı, DGM vardı yani bugün birilerinin yeniden gelsin dediği yöntemlerin hepsi yürürlükte idi. Eğer sorun böyle çözülmüş olsaydı zaten şimdiye kadar çözülürdü. Tam tersine sorun daha da yaygınlaştı daha da derinleşti."
PKK terör örgütünün demokratik açılımın konuşulmaya başlandığı tarihe kadar yaptığı saldırıların ve bu saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısına da bakmaları gerektiğini ifade eden Eker, sözlerine şöyle devam etti: "Bunları mukayese etmeyi hiçbir zaman doğru bulmuyorum. Ancak bilinmesi gerekenler var. 15 Ağustos 1984 PKK'nın Eruh'ta yaptığı ilk saldırıdır. 2009 Mayıs'ı, yani açılımın konuşulmaya başlandığı tarihtir. Bu iki tarih arasında kaç kişi hayatını kaybetti. Açılıma karşı çıkanlar önce bunun cevabını versinler. 90'lı yıllarda öyle şiddet olayları yaşandı ki yılda bin 100 güvenlik mensubunun şehit edildiğine tanık olduk."
Türkiye'de anlamsız bazı yasakların yıllarca sürdürüldüğünü ifade eden Bakan Eker, "Teknolojinin önünü alamazsınız" dedi. Bazı uygulamalara vatandaşın “Resmen” güldüğünü kaydeden Eker, çocukluk yıllarında yaşadığı bir olayı şöyle anlattı: “1960'lı 70'li yıllarda Diyarbakır'da ilkokula gidiyorduk ve Türkçe bilmiyorduk. Okulda öğretmen 'Kürtçe diye bir dil yoktur' diyordu. Akşam eve geldiğimizde ise evlerin damında radyolar açılıyor; Erivan ve Tebriz Radyosu Kürtçe yayın yapıyordu. Bütün haneler evlerinin damında bu yayınları dinliyordu. Bunlar komik şeyler değil de nedir? TRT ŞEŞ'i açtığımız için terör olmuş değil."
Son zamanlarda artan terör saldırılarının doğru okunması gerektiğini vurgulayan Bakan Eker, "Niye PKK açılıma karşı? Çünkü Türkiye'de birlik beraberlik perçinleniyor. Sürekli partisi kapatılan bir siyasi organizasyon artık partiler kapatılmasın diye çıkartılan bir düzenlemeye neden karşı çıkar? Çünkü kapatılmak işine geliyordur" dedi.
Terörle mücadelede başarılı olabilmenin yolunun terörün kullandığı istismar alanlarının ortadan kaldırılmasından geçtiğini dile getiren Mehdi Eker, "Daha önce OHAL zulüm diyorlardı bunu biz kaldırdık. Kürtçe kurslar açıldı, TRT ŞEŞ yayına başladı, özel radyo televizyonların Kürtçe yayın yapma imkanları tanındı, üniversitede Kürtçe bölüm açılması sağlandı…bütün bunlara katkı sağlaması gerekenler eğer köstek oluyorsa o zaman onlar başka bir şey peşindedir” şeklinde konuştu.Anayasa değişikliğinin Meclis'teki görüşmelerinde ve demokratik açılım konusundaki tutumlarında TBMM çatısı altındaki birden fazla partinin aynı safta yer aldığını söyleyen Bakan Eker şunları kaydetti: "Birileri terörden kandan gözyaşından besleniyor. Burada aynı safa düştüler. BDP, CHP ve MHP aynı safta, hepsi de açılıma karşı. Örneğin MHP'nin dediği doğru ise BDP'nin dediğinin yanlış, ya da BDP'nin dediği doğru MHP'nin yanlış olması gerekmez mi? PKK diyor ki bu açılım bizi tasfiye etme projesidir. MHP'de diyor ki açılım bir ihanet projesidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin birlik ve beraberliğini zedeleyen politikalar üretenler ihanet içindedir."