Yanlış İstanbul'da yaşıyoruz

Şükran Çiftçi
00:001/08/2010, Pazar
G: 31/07/2010, Cumartesi
Yeni Şafak
Yanlış İstanbul'da yaşıyoruz
Yanlış İstanbul'da yaşıyoruz

Her taşında tarih kokan İstanbul'u bir bilen bilir, bir de bilen... Ama ya bilenler de yanlış biliyorsa? İstanbul'un çok bilenen; ama aslında yanlış bilinen sokak ve cadde isimlerini araştırdık. Gerçek İstanbul müdavimleri ve tarihe sahip çıkanlar, işte bu haber size özel!

İstanbul'un her semti mutlaka tarihin bir anından haber getirir. Buna rehberlik eden de tarihi binaların yanı sıra sokak ve cadde isimleridir. Kültür A.Ş. çok yerinde bir çalışmayla İstanbul'un yüzleri serisinde İstanbul'da bulunan 100 sokak ve cadde isminin kitabını çıkarmış. İyi de yapmış; ama hatırlatalım, cadde isimlerinde ilk olarak yer verilen Abdülezel Paşa Caddesi maalesef artık yok. Biz bu caddeyi şimdi Kadir Has isimiyle anıyoruz. Aslında bunun gibi pek çoğumuzun yanlış bildiği onlarca sokak ve semt isimleri var: İstiklal'in Balyoz Sokağı, Fransız Sokağı, Aksaray'ın meşhur Sinekli Bahçe Sokağı, tarihi Marmara Denizi'nin gülü Ahırkapı, Haliç'in bekçisi Azapkapı yanlış bilinen onlarca semt isminden yalnızca birkaç tanesi…


ABDÜLEZEL PAŞA'YI İSTANBUL KÜTÜĞÜNDEN NASIL SİLDİK?

Kültür A.Ş.'nin İstanbul'un Yüzleri kitabında yüz caddesi içerisinde en başta yer verdiği Abdülezel Paşa Caddesi, aslında yok. Unkapanı Gazi Meydanı ile Fener İskelesi arasında kıyıya paralel ana caddenin eski adıydı Abdülezel Paşa Caddesi. Yunan muharebesinde 1896 yılında şehit düşen ve adıyla övünülen bu paşa, kitapta hak ettiği değerle en başta Abdülezel Paşa Caddesi olarak tanıtılıyor. Oysa bu caddenin adı İstanbul Belediyesi tarafından Kadir Has Caddesi olarak değiştirileli tam 3 sene oldu. 1847 yılında 16 yaşında Kırım Savaşı'na katılan, Karadağ ve Girit isyanlarında şecaatini gösteren, 1876'da Sırbistan Savaşı'nda Aleksinaç mevkiinde cesurane ve fedakârca çarpışmasıyla şöhret kazanan Abdülezel Paşa, Plevne Savaşı'nda Gazi Osman Paşa'nın en yakınlarından birisi olmuştu. Bu yüce şahsiyet, Yunan Savaşı'nda 17 Nisan 1896'da Pınartepe mevkiini almak için yaptığı hücumda askerlerinin başında şehit düştü. Alasonya kazasında defnedilen Abdülezel Paşa'nın hatırasını yaşatmak için; cumhuriyet devrinin İstanbul Belediyesi, bu caddeye onun ismini verdi; ama bugün Abdülezel Paşa Caddesi ismi hem İstanbul'un kütüğünden siliniyor hem de 2010 Kültür Başkenti İstanbulunun caddeleri arasında en önde tanıtılıyor.

VENEDİK ELÇİSİ 'BALYOS'U 'BALYOZ' YAPTIK

İlginç isimler İstanbul'un her yerinde karşımıza çıkmaya devam ediyor. İşte bunlardan en ilgi çekeni Beyoğlu'nda İstiklal Caddesi üzerinde Hollanda Başkonsolosluğu'nun karşındaki Balyoz Sokağı; zira sokak sakinleri de ismin nereden geldiğini bilmiyor. Bir sokağa Balyoz ismi neden verilir ki? Araştırdık ve komik bir yanlışlıkla daha karşılaştık. Bu sokağın adı 'Balyoz' değil, 'Balyos' muş. Balyos; elçi, aracı, arabulucu anlamı taşıdığı gibi, aynı zamanda Osmanlı Devleti'nde Venedik elçilerine verilen isimmiş. 1453 yılında fethin ardından Venedikliler ticaret kolonilerinin varlığını sürdürebilmek için Osmanlılarla müzakere olanağı aramış ve nihayet Venedik elçisi Bartolommeo Marcello'nun çabalarıyla 18 Nisan 1454 tarihinde bir ticaret anlaşması imzalanmış. Bu anlaşmanın sonunda Venedik Cumhuriyeti'ne İstanbul'da daimi elçi (balyos) bulundurma hakkı verilmiş. 1797 yılında Venedik Cumhuriyeti'nin Napolyon Bonapart komutasındaki Fransız ordularınca yıkılınca bu müessese ve terim de tarihe karışmış. Şimdiler de Balyoz olarak yanlış çevrilen Balyos Sokağı ise işte bu elçilerin konakladığı bir sokakmış.

'CEZAYİR SOKAĞINA FRANSIZ KALMAK '

Cezayir Sokağı, Beyoğlu'nda Galatasaray Lisesi'nin arka kısmında bulunan sokağın adı. Şöyle de hatırlatmakta fayda var, bu sokak 2003 yılının son aylarında, binaların birçoğunu satın alan bir şirket tarafından kısmen düzenlendi ve 'Fransız Sokağı' adı ile tanıtıldı. Bir anlamda tarihi olay yeniden tekrarlanmış oldu; Fransızlar sömürücü faaliyetleri gereği yıllarca Cezayir'in iliğine yapışmış, en son bağımsızlığına kavuşmasını sağlayan savaşlar sırasında milyonlarca Cezayirliyi inanılmaz işkencelerle katletmişti ve bu sokağın adının değişimiyle eskiden olduğu gibi Cezayir, Fransa karşısında yeniden mağlup oldu. İşte bu sebeple hem sokağın isminin değiştirilmesi, hem de binaların kullanımı birçok gazeteci ve yazar tarafından çeşitli eleştirilere uğradı. Bu eleştirilerin yanında Fransa'nın Ermeni Soykırımı iddialarını kabul etmesiyle beraber sokağın ismi tartışmalı hâle geldi. Sokağın asıl ve resmi adı olan 'Cezayir Sokağı' olarak anılması talep edildi ve önce sokağın alt başındaki, daha sonra da üst girişindeki tabelalar kaldırıldı. Sonuç olarak sokak asıl adı olan Cezayir Sokağı'na kavuşsa da halk arasında maalesef hâlâ Fransız Sokağı olarak anılmaya devam ediyor.


SİNEKLİ BAKKAL'I DA DEĞİŞTİRDİLER

Türk edebiyatının en önemli yazarlarından biri olan Halide Edip'i anınca Sinekli Bakkal romanını da anmamak olmaz. Dünyaca ünlü, Türkiye'de Roman Mükafatı'nda birincilik kazanan bu eser adını Aksaray'da bulunan Sinekli Bakkal Sokağı'ndan almış. Semtin şimdiki sakinleri, bırakın romanda adı geçen bakkalın nerede olduğunu yakın tarihini bile çok iyi bilmiyor. 50 yıl önce bir bakkalın olduğunu hatırlayan ise tek tük kişi var. Romanda geçen ve gerçekte var olan sokaktaki Şeyh-ül İslam'ın ahşap konağı ve talebe yurdu, yıkılıp yerine yeni binalar yapılmış. Atlı arabaların, faytonların tozu dumana kattığı bu sokakta, evlerin o kocaman bahçeleri artık yok. Sinekli Bakkal'ın bize kalan tek mirası adı olacaktı; ama o da çok görüldü maalesef. Sinekli Bakkal, artık Sinekli Bahçe oldu.