Ulusal Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Başkanı Sedat Laçiner, açılım sürecinin seyrine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Sürecin DTP ve PKK tarafından istismar edilerek kendi lehlerine kullanıldığına dikkat çeken Laçiner, eli silahlı binlerce kişinin şehre inmeye hazırlandığı uyarısında bulundu. DTP'nin Kürtlerin değil birtakım Kürtçülerin temsilcisi olduğunu savunan USAK Başkanı, terör örgütünün de hala çok diri olduğu uyarısında bulundu. Laçiner, bugün yaşananları, "DTP'nin arkasına saklanan terör örgütünün arada bir arkadan çıkıp sokak gösterileriyle, ağır tahriklerle devlete bir iki sallaması" şeklinde özetledi.
Demokratik açılım ve sokak gösterileriyle ilgili Cihan Haber Ajansı Muhabiri'ne değerlendirmelerde bulunan Laçiner, "Elde silah binlerce insan varken, örgüt dağdan şehre inmeye hazırlanırken, böyle bir zemin üzerine ve sanki altta böyle bir zemin yokmuş gibi davranarak adımlar atmak, terör örgütüne fırsatlar vermek olur." dedi.
PKK'nın daha başından beri Demokratik Açılım'ı işgal etmeye, inisiyatifi kendi ellerine almaya çalıştığını dile getiren Laçiner, Öcalan'ın ise daha başından beri Demokratik Açılım'ı devleti kendisiyle pazarlığa oturtmak için büyük bir fırsat olarak gördüğünü belirtti.
Bu nedenle ilk başta DTP'yi öne sürdüğünü, ardından DTP'yi çekip devleti PKK ile baş başa bırakmaya çalıştığını anlatan Laçiner, "Zaten DTP'nin buradaki rolü örgüt için koruyucu bir bariyer olmak. Seçilmiş, yasal bir parti görünümündeki DTP, örgütü devletin salvolarından koruyor. DTP'nin arkasına saklanan terör örgütü arada bir arkadan çıkıyor, sokak gösterileriyle, ağır tahriklerle devlete bir iki sallıyor. Ardından tekrar DTP ortaya çıkıyor ve PKK'nın yerine meşru bir yapı olarak devletin karşı saldırıda bulunmasına engel oluyor. Bir ileri bir geri taktiklerle sürdürülen bu oyunun sonunda devletin kendisini Öcalan'la müzakere masasında bulması bekleniyor." diye konuştu.
Muhalefetin ve hükümetin ciddi hatalar yaptığını savunan Laçiner, bu süreci terör örgütü ve yandaşlarının kendi lehlerine sonuna kadar istismar ettiğini ifade etti. Sürecin DTP'yi Kürtlerin tek temsilcisi imiş gibi gösterdiğini dile getiren Laçiner, DTP'nin de kendisine adeta bahşedilen bu unvanı 'asıl temsilci ben değilim, İmralı' diyerek Öcalan'a verdiğini anlattı.
Böylece İmralı'daki mahkûmun Kürtlerin temsilciymiş gibi gösterilmeye çalışıldığını kaydeden Sedat Laçiner sözlerini şöyle sürdürdü: "Oysa ki daha başından itibaren kırmızı çizgiler, ulusal hassasiyetler çok iyi bir şekilde çizilmeliydi. Bu çizgiler tüm topluma ilan edilmeli, DTP'nin Kürtlerin değil birtakım Kürtçülerin temsilcisi olduğunun altı çizilmeliydi. Ayrıca PKK-DTP bağlantısı bu haliyle sürdüğü sürece DTP'nin meşru bir temsilci olamayacağının da altı çizilmeliydi. DTP'yi özgürleştirme operasyonu olarak KCK operasyonları iyi bir araçtı. Böylece örgütün DTP ve diğer sivil yapılar içindeki eli kırılmış olacaktı. Fakat garip bir şekilde Demokratik Açılım'a en çok katkı sağlayan KCK operasyonları hız kesti, belki de tamamen durduruldu."
Terör örgütü PKK'nın bahaneler arayarak sokaklara inmeye devam edeceğinin altını çizen Laçiner, Demokratik Açılım'ın sonuna kadar istismar edileceğini savundu. Hükümet ile muhalefetin kayıkçı kavgasını sürdürdüğü sürece açılımı istismar edenlere dışarıdan da katılım olabileceğini dile getiren USAK Başkanı, "Terör örgütü diğer ülkelerin politikalarında eski önemini yitirmişti, fakat yakın dönemde bu dengeler de değişebilir. Muhalefetin açılıma olan muhalefeti AK Parti'yi yıpratma hedefinin çok ötesine geçti. Hükümetin Demokratik Açılım konusundaki iyi niyetli varsayımları da ne yazık ki gerçekçilik çizgisinin ötesine geçiyor. Türkiye'nin demokratik bir açılıma ihtiyaç duyduğu aşikâr. Fakat yöntemde ölümcül hatalar olduğu ortada." şeklinde konuştu.
Gidişatın iyi olmadığını ve sürecin sürüklenme halini almaya başladığını belirten Laçiner, beli kırılmamış bir terör örgütü varken atılacak adımların sırasının çok önemli olduğunu, en sonda atılacak adımların en başta atılmaması gerektiğini ifade etti. Dağdan indirmenin ikna ederek olmayacağına dikkat çeken Laçiner, PKK'nın dağ örgütü olmaktan çıkıp şehir terör örgütü olmayı hedeflediğini hatırlattı.
DTP'nin alternatifleri ile PKK dışı Kürtçü siyasete olanak tanınması gerektiğini anlatan Laçiner, Kürt sorununun etnik siyaset ön plana çıkarılarak değil demokrasi, liberal değerler ve insan hakları öne çıkarılarak çözülmeye çalışılmasını istedi.
USAK Başkanı Sedat Laçiner bu konudaki önerilerini ise şöyle sıraladı: "Ülkede sadece Kürtlerin sorunu varmış gibi bir izlenim doğmamalıdır. Terörle mücadelede ilk adım teröristle mücadele yöntemlerinin gözden geçirilmesidir. Şehirde ve kırsalda terörist çıkış kapısı kalmadığını hissetmeli ve devletin bırakacağı çıkış kapısına mecbur kalmalıdır. Öcalan'ın hiçbir zaman muhatap alınmayacağı herkesin bu konudaki ümidi kırılacak şekilde belli edilmelidir. Öcalan'ın yaşadığı koşullar belli aralıklarla uluslararası ve/veya ulusal medyanın yapacağı haberlere açılmalı, bu konunun istismarı devlet inisiyatifinde engellenmelidir. Kürt ve terör kelimeleri ağza alınmadan sokakları şenlendirecek projeler devreye sokulmalıdır. Bölgenin kalkındırılması için milli seferberlik kampanyaları düzenlenmelidir. Kürtçe TV gibi Kürtlerin kalbini kazanacak adımlar siyasi kazanç kapısı gibi görülmemeli, bu adımların tanıtımı ulusal çapta değil, yerel düzeyde olmalıdır. Az konuşup, çok iş yapmalıdır. Bir yapıp bin bağırmak yapılana değmeyecek zararlar verebilmektedir. Kimsenin itiraz edemeyeceği, aksine parçası olacağı ulusal ve sivil kampanyalar düzenlenmeli, Türkler ile Kürtleri kucaklaştırmalıdır. Bu tarz kampanyalar siyasi değil diğer alanlarda olmalıdır. Temel konularda toplumsal mutabakat yakalanmalıdır. Mutabakat için ille de siyasi parti liderlerinin tokalaşması gerekmez. Hükümet, muhalefet liderleri ile didişir bir izlenim vermek yerine kitlelerin kalbini kazanmayı hedeflemelidir. Karşılıklı atışmalardan vazgeçilmelidir. Kişiler değil fikirler tartışılmalıdır. Sosyal yardımlar daha etkin bir hale getirilmeli, bu yardımların ekonomik ve siyasal bir zemine yol açmasına gayret gösterilmelidir. Plansız ve programsız yapılan bazı yardımlar yarardan çok zarar getirebilir. Açılım'ın bundan sonrasında iyi bir ekibe ve iyi bir stratejiye ihtiyaç vardır. Sabır, hazırlık ve uyum anahtar sözcüklerdir."