Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Washington'da ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile görüşüyor. Görüşme az önce başladı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Washington'da ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile görüşüyor. Görüşme az önce başladı.
Öte yandan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bugün ayrıca, ABD'nin başkenti Washington'daki temasları kapsamında ABD'deki Türk derneklerinin yöneticileri ve bu ülkede yaşayan Türk toplumunun üyeleriyle biraraya geldi.
Davutoğlu, gün içinde ilk olarak Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'nda çalışan Türk vatandaşları ve Türk-Amerikan Bilim İnsanları ve Akademisyenleri Derneği (TASSA) üyelerini Büyükelçilik binasında kabul etti.
Bu görüşmenin ardından, ABD'deki Türk derneklerinin yöneticileriyle görüşen Davutoğlu, ABD'de yaşayan Türk toplumunun üyeleriyle resepsiyonda biraraya geldi.
Türkiye'nin Washington Büyükelçiliğinde düzenlenen resepsiyonda yoğun ilgi gören Davutoğlu ile birçok katılımcı fotoğraf çektirmek için sıraya girdi. Davutoğlu, resepsiyonda uzun süredir görmediği, üniversitedeyken ders aldığı öğretim üyesi ile bir akrabası ve öğrencisiyle karşılaştı.
Davutoğlu'na, resepsiyon ve görüşmelerinde, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik ve Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Namık Tan da eşlik etti.
Resepsiyonda yaptığı konuşmasına, 'Evinize hoş geldiniz' diye başlayan Davutoğlu, büyükelçiliklerin devlet daireleri değil, tüm vatandaşların ve Bosnalı, Arnavut, Filistinli, Pakistanlı gibi dünyanın değişik köşelerinden 'tarihdaşların' evi olduğunu söyledi.
Davutoğlu, şunları kaydetti:
'Gerçekten bu evde hep beraber ortak kaderimizi konuşuyoruz. Buluştuğumuz zaman sadece kişiler buluşmuş olmuyor, idealler, ülkemiz, milletimizle ilgili geleceğe dönük beklentilerimiz, hasretlerimiz, özlemlerimiz buluşuyor. Türkiye'de dostlarınızla buluştuğunuzda bir başka anlam ifade eder, ama yurtdışında bir Türkçe ses duyduğunuzda bile gönlünüzde bir esinti duyuyor ve o kişinin özelliği ne olursa olsun, nereden gelmiş olursa olsun, hangi siyasi görüşü, felsefi yaklaşımı, etnik kökeni benimsemiş ve oradan gelmiş olursa olsun bir anda içinizde, yüreğinizde bir sıla hasreti, kardeşlik duygusu, bir aile hissi uyanıveriyor.'
Kendisinin burada olduğunu bilmediği bir akrabasıyla ilk kez bu resepsiyonda karşılaştığını ifade eden Davutoğlu, '1981 yılında Boğaziçi Üniversitesi'nde iken, Dünya Ekonomik Kalkınma dersini aldığı hocası Fahrettin Yağcı ve Malezya'da ders verdiği bir öğrencisiyle de uzun zaman sonra burada buluştuğunu' anlattı. Davutoğlu, tüm bunların küresel, küçük bir köyde yaşanıldığının göstergesi olduğunu ifade ederek, 'Bulunduğumuz yere taşıdığımız kimlikler, bulunduğumuz yer neresi olursa olsun, o kimliklerde kendi benliğimizi, tarihimizi, coğrafyamızı da oraya taşıyoruz' dedi.
10 yıl önce Avrasya'nın değişik coğrafyalarında birbirinden kopuk olarak yaşayan Ahıska Türklerinin, kendi kültürlerini taşıyarak ABD'ye göç ettiklerini hatırlatan Davutoğlu, 'O güzel Türkçeleriyle, o bizim örfümüzü yaşattıkları güzel gelenekleriyle bir anda bu ailenin bir parçası oldular. Onlar da bir anda bizim ailemize katılıverdiler' diye konuştu.
Davutoğlu, ABD'deki Türk mevcudiyetinin sadece büyükelçilikler ve konsolosluklarla değil, ABD ve dünyanın her yerinde, oradaki Türk vatandaşlarının toplam varlığıyla ölçüldüğünü vurguladı.
Bakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Artık her zaman iftihar ettiğinizi bildiğim Türkiye ve ülkemiz, Anadolu toprakları, sadece bizim gönül bağıyla bağlı olduğumuz kutsal topraklar değil, aynı zamanda dünya siyasetinde etkili olan, ekonomik bakımdan dünyanın en güçlü ekonomilerinden birine sahip olan, ekonomik krizi başarıyla atlatıp gelecek vaadeden üç-beş ülke arasında zikredilen, son 8 yıl içinde 26'ıncılıktan 16'ıncı büyük ekonomi olmaya yükselen, önümüzdeki 10 yıl içinde ilk 10'a girme hedefi gözettiğimiz, BM Güvenlik Konseyi, G-20 üyesi olan, dünyanın en büyük uluslararası örgütlerinden en üst düzeylerde temsil edilen bir ülke.
Bu noktalara sadece siyasetçilerin, devlet adamlarının, diplomatların başarısıyla gelinmiyor. O güçlü siyasi irade önemli ve bunu her zaman arkamızda göreceksiniz. Hangi vatandaşımız dünyanın neresinde olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti'nin gücünü arkasında hissedecektir.'
Davutoğlu, artık dünyanın neresine giderlerse gitsinler Türkiye olarak farklı karşılandıklarını ifade ederek, Türkiye'nin etki ve gücünün artık tartışılmaz olduğunu söyledi.
Türkiye'nin bu gücünü sürdürebilmesi ve daha ileri hedeflere taşınabilmesinin dünyanın her yerindeki Türk vatandaşlarının buna katkı vermesiyle olabileceğine işaret eden Davutoğlu, ABD'deki Türk toplumuna büyükelçiliğin kapılarının yalnızca özel günlerde değil, her an açık olduğunu, her türlü fikir ve vizyonlarını paylaşabileceklerini kaydetti.
Davutoğlu, şöyle devam etti:
'ABD'deki Türklerin mevcudiyeti, Avrupa'dan farklı olarak biraz daha seçkin, daha akademisyen, işadamı, kültür adamı mahiyetinde. Bunu da iyi değerlendirmemiz lazım. Bu ülkenin her yerinde, Amerikan sisteminin her damarında mevcut olmamız lazım. Bu topluma katılmamız, ABD'nin ekonomisi, siyaseti ve kültün hayatında etkili olmamız lazım. Burada sizin mevcudiyetiniz bize güç kattığı kadar, ABD'ye de güç katacak bir mevcudiyettir.
Biz hem bu muhabbet, kardeşlik, dostluk, aile ortamını sürdüreceğiz, hem de bu aile ortamından sizlerin de katkılarıyla öylesine güçlü bir eylem planı, gelecek perspektifi çıkaracağız ki, sizden sonra gelenler bu topraklarda ülkemizi temsil edenler çok daha başı dik, kendinden emin olacaklar.'
Öte yandan Davutoğlu, bu görüşmelerinin öncesinde Maryland'deki Türk-Amerikan Toplum Merkezi'ni de ziyaret etti.