2009 yılında reel sektöre kredi vermeyerek karlarına kâr katan bankalara, vergi gibi yıllık harç geliyor. Başbakan Yardımcısı Babacan, bankalardan her şubesi için 24 ile 48 bin lira arasında yıllık harç alınacağını söyledi. Mevcut durumda bankalar sadece şube açarken bir defaya mahsus olmak üzere 27 bin lira harç ödüyordu
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bütçe dengelerini korumak için, yeni bir uygulama olarak her yıl tüm banka şubelerinden, yerleşim yerlerine göre tutarı değişmek üzere, vergi gibi harç alınacağını açıkladı. Bankalar sadece şube açarken bir defa mahsus olmak üzere 27 bin lira harç ödüyordu. Babacan, Ziraat Bankası ve Halk Bankası'ndaki gelişmelerle ilgili düzenlediği basın toplantısında soruları çevaplarken, küçük yerleşim birimlerindeki şubelere 24 bin lira, nüfusu 5 bin-25 bin olan ilçelerdeki şubelere 36 bin lira, nüfusu 25 binden fazla olan yerleşimlerdeki şubelere 48 bin lira yıllık harç getirileceğini belirteti.
"Emekli maaş zamları döneminde bu kararı almıştık" diyen Babacan, buna ilişkin düzenlemenin Maliye Bakanlığı'nın birkaç gün içinde göndereceği paketin içinde yer alacağını söyledi. "Konuyu bankalarla görüştünüz mu?" sorusuna da Babacan, "Onlar da yeni duyuyorlar, şimdi. Harç gelirlerinin 350 ile 400 milyon lira arasında beklenen gelirin yüzde 80'i özel bankalardan ve yüzde 20'si de kamu bankalarından gelecek' karşılığını verdi.
Babacan, Davos'ta bu ay düzenlenecek olan Dünya Ekonomik Forumu toplantılarına katılmayacağını kaydederek, "Bu sene ben de katılmama kararı aldım. IMF ile Davos'un hiç bir alakası yok. Orada IMF yöneticileri olsa dahi onlarla olacak yarım saatlik, bir saatlik görüşme ile bu iş ne başlar ne biter. Öyle bir yanlış beklentiye de girmeyelim" dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2009 yılında gerçekten bankaların karının yüksek olduğunu, bu karları 2010 yılında bulamayacaklarını söyledi. Kar dağıtımı ile ilgili sorular üzerine Babacan şöyle konuştu: 'Tabii burada BDDK'nın duruşu doğru bir duruştur. Bankalarımızın 2010 yılı gibi bir yılda belli miktarda sermayeyi tutuyor olması çok önemlidir. Zaten faizler yüzde 8-9 aralığına düşmüş durumda. Yüzde 8'den sonra düşüşler nereye kadar nasıl olacak ve oradan ne kadar ilave bir kâr çıkar bu tabi 2010 yılında bunu gösterecek.' 5084 sayılı teşviklere ilişkin kanundaki uzatımın maliyetine yönelik soru üzerine de Babacan, telaffuz edilen 1,5 milyar liralık maliyetin doğru olduğunu söyledi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile sürdürülen müzakereler konusuna gereğinde fazla bir ilgi ve merak olduğunu vurgulayarak, yeni bir şey olduğunda herkesin aynı anda duymasını sağlayacak açıklama yapacaklarını söyledi. Babacan, şöyle konuştu: "Bunu, ben baştan söyledim. Bu işin müzakeresini yürüten benim. Çok çok dar bir ekiple yürütüyoruz. O günkü müzakerelerin hangi noktada, nerede olduğunu da, tabii ki Başbakanımızı bilgilendiriyoruz, ama başka bilen de yok. Başbakanımızın haricinde, konu nerededir, nasıldır, hangi aşamadadır konusunda doğru haber yapmak istiyorsanız, ancak güvenilir kaynaklardan alacağınız bilgilerle yapmanızı tavsiye ediyorum. Çünkü, her gün her saat müzakerelerin seyrinde farklılıklar olabilir. Müzakerelerin bir tekniği vardır, her gün her gün hangi noktadayız, ne yapıyoruz, oluyor, olmuyor... Bunun bu kadar sık gündeme gelmesini doğru bulmuyor. Ben baştan söyledim, herhangi bir gelişme olursa biz bunu haber vereceğiz, açıklayacağız. Yeni bir şey olduğunda herkesin aynı anda duymasını sağlayacak şekilde açıklamalarımızı yaparız." Kamu bankalarının taşınması için Babacan, Halk Bankası'nın, Ziraat Bankası'nın ve Vakıfbank'ın İstanbul'da arsalarını aldığını, SPK ve BDDK'nın arsalarını aldığını ve taşınmada kararlı olduklarını söyledi. Babacan, çiftçilere verilen tarımsal kredi faiz oranlarının ilk kez tek haneye indiğini, faiz oranlarının yüzde 9,75'e ve yüzde 5,20'ye indiğini kaydetti.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, hem Ziraat Bankası'nın halka açılması, hem de Halk Bankası ve Vakıflar Bankası'ndaki halka açıklık oranının artırılmasının, bankacılık sektöründe önümüzdeki dönemde önemli özelleştirme adımları olacağını söyledi. 'Kamu bankalarının özelleştirilmesine nasıl bakıyoruz, devletin kamu bankası olmalı mı?' şeklindeki soru üzerine de Babacan, dünya bankacılık sektörünün çok ciddi bir değişim yaşadığını ve büyük özel bankalarda farklı oranlarda devlet hissesi bulunduğunu hatırlatarak, bu durumun bir krizin sonunda oluştuğunu ve operasyonların bankalar batmasın diye yapıldığını söyledi. 'Balkanlarda banka alma' ile ilgili Babacan, bu konuda kamu ve özel bankaların eğer ticari açıdan anlamlı, ticari açıdan gerçekten değecek, kâr edecek bir fırsat olursa, bu fırsatlar kuşkusuz değerlendireceğini söyledi. Babacan, kamu bankalarını diğer bütün özel bankaları ezecek şekilde, ön plana çıkarıcı, pazar payını büyütücü, piyasayı domine edici bir konuma getirmek istemediklerine dikkat çekti.