'Eğer belge doğru ise çok vahim'

Aa
00:0019/06/2009, Cuma
G: 19/06/2009, Cuma
Yeni Şafak
'Eğer belge doğru ise çok vahim'
'Eğer belge doğru ise çok vahim'

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, "Herşeye rağmen Türkiye demokratikleşiyor. Her geçen gün daha çok özgürleşiyoruz. Türkiye, halkımız bunun tadını aldı bir daha da bırakmaya niyeti yok. Belgenin (irticayla mücadele eylem planı) içeriği korkunç. Eğer bu belge doğru ise bu bir felaket, çok vahim" dedi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, herşeye rağmen Türkiye'nin demokratikleştiğini belirterek, 'Her geçen gün daha çok özgürleşiyoruz. Türkiye, halkımız bunun tadını aldı bir daha da bırakmaya niyeti yok' dedi.

Arınç, Abant Platformu tarafından düzenlenen toplantı için bulunduğu Abant'ta, Kanal A Haber Bülteni'ne konuk olarak soruları yanıtladı.

Abant toplantılarının 12 yıldır yapıldığını ve pek çoğuna katıldığını anlatan Arınç, bu fikir ve düşünce platformunda Türkiye'yi, demokratikleşmeyi, özgürlükleri esas alan toplantılar gerçekleştirildiğini söyledi.

Demokrasi ve özgürlükler adına çok ümitli olduklarını vurgulayan Arınç, tam ve kamil anlamda bir demokrasinin çok uzak olmayan bir zamanda görüleceğine inandığını ifade etti. Arınç, şöyle konuştu:

'Türkiye hem bir anayasal dönüşüm içerisinde AB sürecinde hem de artık Türk halkının daha fazla demokrasiyi istediği bir zamanda sıkıntılarla, belli tartışmalarla da olsa güzel bir demokratikleşme süreci yaşanıyor. Bugün görülen bazı sıkıntılar, sancılar da bu sürecin tabii sonuçlarıdır, ama ben çok eminim ki burada gördüğüm atmosfer de beni etkiliyor. Halkımızın içine karıştığımız zaman da görüyoruz. Son yaşadığımız olaylar da bize gösteriyor ki her şeye rağmen Türkiye demokratikleşiyor. Her geçen gün daha çok özgürleşiyoruz. Türkiye, halkımız bunun tadını aldı bir daha da bırakmaya niyeti yok.'

Arınç, 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' iddialarıyla ilgili soruları yanıtlarken, bu konuda pek çok senaryo konuşulduğunu, basının görevini yaptığını, zaman zaman da devlet katından açıklamalar olduğunu söyledi.

Bu hukuki sürecin en kısa zamanda, en iyi şekilde sonuçlandırılmasını ve Türk halkının bilgilendirilmesini beklediklerini vurgulayan Arınç, şunları kaydetti:

'Ceza avukatlığı yapmış bir insan olarak meseleye bakıyorum. Bir defa ismi geçen kişi bir albaydır, halen muvazzaftır. Belge Genelkurmay içerisindeki bir birim adına açıklanmış görünmektedir. Önemli olan bu belgenin gerçekten bu karargahta mı tanzim edildiği bir emir komuta yetkisi içerisinde ve bunu imzalayan muvazzaf bir subay mıdır? Açıklamalara bakarsak askeri cenahtan 'hayır, bu belge karargah içerisinde hazırlanmamıştır' ve altında imzası bulunduğu söylenen kişi de imzasını kabul etmemektedir. Ben öyle anlıyorum. Bu durumda bir incelemeye ihtiyaç var. Bu incelemeyi benim bildiğim kadarıyla yeni gözaltılarla bir soruşta yaptığını bildiğimiz Ergenekon savcıları olarak bilinen sivil savcıların bir çalışmasının ürünü olarak görüyorum.

Şüphesiz bu çalışma sonucunda gerekiyorsa bir iddianame hazırlanacak, yeni bir dava açılacak, bu davanın sanıkları arasında da evinde, iş yerinde, ofisinde bu belgeler bulunan kişiler de olabilecektir. Dolayısıyla ben asıl soruşturmanın sivil savcılar tarafından yürütüldüğünü, onlar tarafından da sonuçlandırılacağını biliyorum. Gelişmeler onu gösteriyor. Ancak askeri savcılık da kendi açısından yani bir belge nasıl tanzim edilebilir, böyle bir çalışma nasıl yapılabilir, ismi geçen şahıs böyle bir belgeyi tanzim etmiş midir, bu konuda bir araştırma yapıyor. Buna kendi iç soruşturması gözüyle bakabiliriz, ama adli soruşturmanın sivil savcı ve hakimler tarafından yapıldığını tahmin ediyorum.'


'SAHTE OLMASINI ARZU EDİYORUM'

Arınç, iddia edilen belgenin içeriğiyle ilgili 'Belgenin içeriği korkunç. Eğer bu belge doğru ise bu bir felaket, çok vahim' yorumunda bulundu.

Bu 'belgenin' sahte olmasını veya dışarda hazırlanıp bir şekilde Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratmaya yönelik bir eylem olarak ortaya çıkmasını arzu ettiğini dile getiren Arınç, 'Ama üzüldüğüm şudur; bu belgenin tanzimi 2009 Ocak ayından sonraki çalışmanın ürünü olarak iddia ediliyor. Yani eğer Nisan tarihini kabul edersek, 2005'te, 2004'te, 2003'te, 2002'de Ayışığı, Sarıkız, Eldivenler... Artık bunların bitmiş olduğunu veya bu tür çalışmalardan artık birilerinin vazgeçmiş olduğunu tahmin ediyorduk, ama hala 2 ay öncesinde de bu tür çalışmaların yapıldığı bir gerçek olarak ortaya çıkarsa o zaman eyvah' dedi.


'GEÇMİŞTE TEPKİLER BİRAZ CILIZDI'

AK Parti'nin, suçlayan, itham eden ifadelere karşı bir suç duyurusunda bulunarak doğru yaptığını dile getiren Arınç, şöyle konuştu:

'Böyle bir belgenin ortaya çıkmasından sonra medyada, kamuoyunda, sivil ve askeri cenahtaki tepkilere bakmamız lazım ve olması lazım gelen tepkilerdir. Ben, böyle çalışmalar gerçek idiyse, gerçek olarak kabul edilecekse buna tüm kamuoyunun 'hayır artık bu kadarı da olmaz, yeter artık bu tür saçmalıklar hiç izin veremeyiz, bunların mutlaka failleri belli olmalı ve bunların Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilişkisi kesilmeli' anlamında bir tepkisi olduğunu görüyoruz. Geçmişte bu tepkiler biraz cılızdı, ama geldiğimiz noktada artık pek çok insan, hatta tüm kamuoyu 'artık bu kadarı da fazla, bundan sonrasına izin vermeyiz' şeklinde bir tepki gösteriyor. Ben bunun son olacağına inanıyorum.'

Arınç, daha önce de asli görevini bırakıp siyasetle ilgilenen bazı askerlere yönelik eleştirilerine bazı kesimlerin tepki gösterdiğini, ancak bu tutumun bugün değiştiğini kaydetti.