CHP Genel Başkan Yardımcısı Engin Altay, hükümetin üniversitelere ve öğrencilere yönelik tavrını eleştirerek, 'Bir ülkede başbakan üniversiteye bin tane polisle gidiyorsa o ülkede başbakan ayrımcılığın, anarşinin fitilini kendisi ateşliyor demektir. Savaş halinde olduğumuz bir ülkeye bile başbakan bin polisle gitmez' dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 23 üniversitenin Öğrenci Konseyi temsilcilerini genel merkezde kabul etti. Basına kapalı gerçekleşen kabule CHP Genel Başkan Yardımcısı Engin Altay ile CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı İrfan Kıvanç Yıldız da katıldı.
Altay, görüşmenin ardından gazetecilere açıklama yaptı. Öğrencilerle yapılan görüşmenin Türkiye demokrasisi açısından yeniden umutlanmasına yol açtığını belirten Altay, gençlerin memleket meselelerine ilgi duyduklarını görmekten büyük mutluluk duyduğunu söyledi.
Görüşmenin 16 üniversitenin öğrenci konseyi başkanlarının ortak talebiyle gündeme geldiğini, 23 seçilmiş konsey temsilcisi ile bazı üniversite kulüplerinin görüşmeye katıldıklarını ifade eden Altay, 'Görüşmeye basını alamadığımız için özür diliyoruz. Malum iktidar kendisine biraz karşı olan herkesi cezalandırma anlayışı içinde. Bu sebeple öğrencilerimizin eğitim yaşantılarında bir sıkıntı olmasın ve bertaraf edilmesinler diye tüm katılımcıların görülmesini istemedik' dedi.
Öğrencilerin, diplomalı işsizliğin doğuracağı vahim sonuçlardan endişeli olduklarını aktardıklarını anlatan Altay, bunun yanında YÖK'ün ve harçların kaldırılması, vakıf üniversitelerinde bursluluk oranlarının artırılması ile öğrencilerin barınma sorunlarının da görüşmede ele alındığını söyledi. Altay, CHP iktidarında bu sorunların çözüleceğini kaydetti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 27 Ocak perşembe günü Erzurum'da üniversite öğrencileriyle yapacağı toplantıya 120 öğrenci konsey arasından sadece 40'ının davet edildiğini ifade eden Altay, şöyle konuştu:
'Üzerinde durulması gereken temel noktalardan biri, ileri demokrasi nutukları atan Başbakan'ın Erzurum'da öğrenci konsey başkanlarıyla yapacağı toplantıya seçilmiş 40 öğrenci konseyi başkanının davet edilmesidir. Bu bir başbakanın yapacağı toplantıda kabul edilebilecek bir durum değildir. Başbakan, bu toplantıyı AKP Genel Başkanı olarak yapıyorsa buna bir itirazımız yoktur ama bir başbakanın 40 üniversite öğrenci konseyi başkanını çağırıp 80'inin çağırmaması açıkça bölücülüktür.
Başbakan bütün öğrenci konseyi başkanlarını davet etmelidir. Hepsini sabırla, nezaketle ve tahammülle dinlemeli, hükümet olarak da ortaya çare koymalıdır. Ancak görülüyor ki bir ülkede Başbakan bir üniversiteye bin tane polisle gidiyorsa o ülkede Başbakan ayrımcılığın, anarşinin fitilini kendisi ateşliyor demektir. Savaş halinde olduğumuz bir ülkeye bile başbakan bin polisle gitmez. Bu geçmişte Türkiye'de yaşanan hepimizi üzüntüye sevk edilen olayların yeniden Türkiye'de cereyan etmesine zemin hazırlamaktır.'
Altay, kendilerini ziyaret eden gençlere CHP iktidarında harçların ve YÖK'ün kaldırılacağı, öğrenci konseylerinin saydamlaşacağı, üniversitelerarası kurulun işlevselleştirileceği, öğrencilerin üniversite yönetiminde söz sahibi olacağı sözünü verdiklerini de söyledi.
Engin Altay, sözlerini 'Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, kendisini ziyaret eden gençler aracılığıyla hem onlara hem de tüm gençlere 'şiddet içermemek kaydıyla gençler, ülkeyi yöneten, siyaset yapan herkesi protesto edebilirler, eylem yapabilirler, düşüncelerini çeşitli vesilelerle ortaya koyabilirler. Bu onların en temel anayasal görevidir, demokrasinin de olmazsa olmazıdır' mesajını verdi' diyerek sözlerini tamamladı.
Öğrenciler adına açıklama yapan Galatasaray Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Selim Kayhan da öğrencilerin yumurtalı protesto ile başlayan bir süreç yaşadıklarını, bu sürecin kendi sorunlarını dile getirmeleri açısından çok değerli olduğunu kaydetti. Toplum önderlerinin bu süreci daha iyi anlamalarını arzu ettiklerini belirten Kayhan, Kılıçdaroğlu'nu bu kapsamda ziyaret ettiklerini ve yararlı bir görüşme yaptıklarını söyledi.
Türkiye'de 'farklı düşünenlerin, iktidar tarafından ötekileştirildiğini' ileri süren Kayhan, CHP'yi ziyaret eden öğrenci konseyi temsilcilerinin, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bir süre önce öğrencilerle yaptığı görüşme ile Başbakan Erdoğan'ın 27 Ocakta gerçekleşecek davetine çağrılmayan temsilciler olduğunu ifade etti. Kayhan, YÖK'ün ve harçların kaldırılması, barınma olanaklarının artırılması ile öğrencilerin üniversitedeki karar mekanizmalarında söz sahibi olmaları gibi konuları Kılıçdaroğlu'na ilettiklerini söyledi.
Bazi siyasi örgütler ve derneklerin üniversite içinde öğrencilere fiziki baskı uyguladıklarını da ileri süren Kayhan, 'Türkiye'de ciddi bir ötekileştirme vardır. Biz bunun yanlış olduğunu ilettik' dedi.
Kayhan, 27 Ocakta Erzurum'da gerçekleştirilecek toplantıya davetli olmadıklarını hatırlatarak ancak oraya gideceklerini ve bir basın açıklaması yaparak neden davetli olmadıklarını soracaklarını bildirdi.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Kayhan, tüm siyasi partilere eşit uzaklıkta durduklarını ve diğer partilerle de görüşme talebinde bulunacaklarını belirtti.
9 Eylül Üniversite Öğrenci Konseyi Temsilcisi Mustafa Anıl Feroğlu, Celal Bayar Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü Başkanı Erdem Özdemir ile Yeditepe Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Şener Akdemir de görüşmeye ilişkin görüşlerini aktardılar.