Türkiye çok ciddi bir şekilde birbirini anlama ve tanıma sürecinin içine girdi. Korkuların, tabuların, öcülerin üstüne kurulu olan sistem gerilim üretmekten öteye geçmiyordu. Ancak bunun ülkeye hiçbir yararı olmadı. Enerjimizi kendi kurumlarımızla mücadeleye harcadık.
Bir süredir çok sağlıklı bir diyalog ortamı gelişiyor. Kem gözlerden sakınır gibi bu süreci koruyup, geliştirmeye ihtiyacımız var.
Bu süreç Türk Silahlı Kuvvetleri'nde de karşılık buluyor.
Ancak değişimin çok güç olduğu kurumlardan birisi Türk Silahlı Kuvvetleri…
Kendine özgü gelenekleri var.
O nedenle kimi değişimler zaman alıyor.
Bunlardan birisi de TSK'nın uyguladığı akreditasyon sistemi.
28 Şubat sürecinden bu yana TSK'yı takip eden yayın organları için akreditasyon sistemi uygulanıyor.
Önceden yoktu.
İlker Başbuğ'un Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde bu konuda bir açılım yapıldı. Star Gazetesi ve Kanal 24 Televizyonu ile gazetemize uygulanan akreditasyon kaldırıldı.
Akreditasyonun kaldırılmasından dolayı bizim haber kaynaklarımız çeşitlendi elbetteki. Ancak bu diyalogdan Türk Silahlı Kuvvetleri de yararlandı.
Bu durum, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner döneminde, akreditasyon konusunda bir ileri adımın daha atılmasına neden oldu.
Referandumla birlikte demokrasi ve çağdaşlaşma çıtasını bir üst seviyeye koyan Türkiye'nin 28 Şubat ara döneminin yasağını ilelebet yaşatması beklenemezdi.
Çünkü hepimiz aynı ülkenin insanlarıyız. Sorunlarımızın kaynağında ise diyalogsuzluk yatıyor.
Akreditasyon sisteminin kaldırılmasına yönelik olarak yeni bir adım atıldı. Kurumsal akreditasyonun devam ettiği yayın organlarının kişisel akreditasyonu kaldırıldı.Genelkurmay'a akredite olmayan basın yayın organları da artık İletişim Daire Başkanlığına başvurmak suretiyle bilgi alabilecekler. Önceden akredite olmayan kurumların yönelttiği sorular not alınmıyor, cevaben onlara dönülmüyordu. Artık hem soruları not alınıp, hem de verilebilecek bir bilgiyse kendilerine dönülüp, açıklama yapılacak.
Zaman, Bugün, Taraf ve Vakit Gazeteleri başta olmak üzere akredite olmayan tüm kurumlarla bu tür bir ilişki yöntemi tespit edildi. Ve bir süredir bu uygulanmaya başladı.
Bu açılımın yararı görülecek ve “korkularımızdan başka korkacak bir şeyimizin olmadığı” noktasına kısa sürede gelinecek diye inanıyorum.
Türkiye gibi demokrasi çıtasını yukarılara taşımaya kararlı bir ülkede akreditasyon gibi kısıtlamaların uzun süre devam ettirilmeyeceğine inanıyorum.