"Yazılışının 600. Yılında Bir Kutlu Doğum Şaheseri" konulu Uluslararası Mevlit Sempozyumu'nun açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu, Kutlu Doğum Haftası'nı Miladi ve Hicri takvime göre 2 kez kutlamanın mutluluğunu yaşadığımızı söyleyerek, "Efendimiz sadece Kur'an-ı Kerim'i getirmekle kalmadı, hayatıyla da örnek bir insan oldu" dedi.
Peygamberlerin “insanları aslına döndürme” çağrısı yaptıklarını belirten Bardakoğlu, “Ruhlarımız yaratıldığında Rabbimiz'e O'nu tanıma sözü verdik. Dünya meşgaleleri arasında ise sözümüzü unuttuk. Peygamberimizin davetiyle dünya üzerinde yürümeye başladık” diye konuştu.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, “Dünyaya gereğinden fazla önem verenler, dünyayı sadece dünya olarak algılayanlar, dünyanın altında kalmışlardır. Oysa peygamberler bize izzetle, ibretle, onurla dünyanın üzerinde yürümeyi ve dik durmayı öğretti" dedi.
Prof. Dr. Bardakoğlu, "Kutlu Doğum Haftası" etkinlikleri kapsamında Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye Diyanet Vakfı ve Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nce Tayyare Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Yazılışının 600. Yılında Bir Kutlu Doğum Şaheseri" konulu Uluslararası Mevlit Sempozyumu'nun açılışında, Kutlu Doğum Haftası'nı 2 kez icra etmenin mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Mevlit programlarıyla Hz. Muhammed'in (SAV) doğumunun hicri yıl olarak idrak edildiğini, bugünlerde ise miladi olarak doğumunun kutlandığını belirten Bardakoğlu, "Miladi takvimi 20 Nisan'ı esas alarak baharın güzelliği içinde Efendimiz'i anlamaya çalışıyoruz. Bu amaçla Kutlu Doğum Haftaları düzenliyoruz" diye konuştu.
Bardakoğlu, tüm peygamberlerin davetinin insanları aslına dönmeye çağırdığını ise şöyle dile getirdi: “Ruhlarımız yaratıldığında hepimiz Yüce Yaradan'a söz verdik. O'nu dünyaya geldiğimizde seveceğimize, bağlı olacağımıza söz verdik. O'nu tanıma, sevme aşkıyla dünyaya gönderdi. Dünya hayatının bazı hevesleri, sonu gelmez meşgaleleri bize bizi, aslımızı, verdiğimiz sözleri unutturdu. İşte peygamberlerin daveti , bizi aslımıza döndüren çağrıdır, hatırlatmadır. Dünyaya gereğinden fazla önem verenler, dünyanın altında kalmışlardır. Oysa peygamberler bize izzetle, ibretle, onurla dünyanın üzerinde yürümeyi ve dik durmayı öğretti. Davet sayesinde dünyanın altında kalmadık, üzerinde yürümeye başladık.”
“Bütün peygamberlerin iki önemli vasfı vardır. Beşer olmuşlardır. Allah'ın Rasulü olmuşlardır. Bütün peygamberler beşerdir. Allah, aramızdan insanlardan seçerek, gönderdiği vahyin, yaptığı davetin yaşanabilir, uygulanabilir olduğunu göstermiştir. Her Rasul Allah'ın dinini gösteren, yaşayan, örnek insandır. Muhammedimiz (SAV) de öyleydi. Sadece Kur'an-ı Kerim'i anlatıp iyiyi, doğruyu, güzeli söyleyip çekip giden biri değildi. Hayatı boyunca Kur'an-ı Kerim'in dediklerini, kendi söylediklerini önce hayatında tatbik eden, örnek kişiydi.”