Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terörle mücadelede zafiyet olduğu yönündeki eleştirilerle ilgili olarak, "Bu mücadelede zafiyete, bu mücadelede tereddüde asla yer yoktur. Kimse hükümetimizi, güvenlik kuvvetlerimizi zaaf ve tereddüt içinde gösteremez" dedi.
Başbakan Erdoğan, Pekin Olimpiyatları'nda ve Paralimpik Oyunları'nda dereceye giren başarılı sporculara ödül töreninde yaptığı konuşmada, terörle mücadelede zafiyet olduğu yönündeki eleştirilere cevap verdi. Erdoğan, medyanın terörle mücadeledeki tutumunu eleştiren Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'a da destek verdi.
Türkiye'nin çeyrek yüzyıldır bölücü belasıyla mücadele ettiğini belirten Başbakan Erdoğan, hükümette ve güvenlik güçlerinde bir zafiyet olmadığını vurguladı. Erdoğan, "İnsanı değer tanımayan terör örgütü insanlarımızın canına, malına, huzuruna ve refahına, birlik ve bütünlüğümüze kast etmektedir. Kimse bunu aklından çıkarmamalıdır. Bu mücadelede zafiyete, bu mücadelede tereddüde asla yer yoktur. Kimse hükümetimizi, güvenlik kuvvetlerimizi zaaf ve tereddüt içinde gösteremez. Bu uğurda gencecik evlatlarımızı şehit verdik. Kadın, çocuk ve yaşlı insanlarımızı kurban verdik. Canımız yandı, ciğerimiz yandı hala yanıyor. Bu millet için, bu vatan için, bu bayrak için dün gece Kavaklı'da ondan önce Diyarbakır'da, ondan önce Aktütün'de ondan önce yine ülkemizin değişik yerlerinde şehit düşen eşsiz kahramanlara Allah'tan rahmet diliyoruz. Bu arada tabii gazilerimiz oldu. Onlara da Allah'tan şifa diliyorum. Vatan toprakların dört bir yanında nöbet tutun bütün evlatlarımızın tek tek anlından öpüyorum" diye konuştu.
"Acımız da büyük, davamız da büyük" diyen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Terör karanlığını yok edinceye kadar bütün bölgelerimize, bütün şehirlerimize, bütün evlerimize huzurun, birliğin, kardeşliğin, özgürlüğün ve refahın aydınlığını götürmekte kararlıyız. Bu bireysel olarak yapılacak bir iş değil milletçe gerçekleştireceğimiz mücadeledir. Burada asla zafiyete, asla tereddüde, asla şüpheye kapılmadık, kapılmayacağız. Hiçbir şey için olmasa bile bunu ölümsüzlüğe koşan kahraman şehitlerimizin aziz hatırası için yapacağız."
Terörle mücadelenin çok boyutlu olduğuna dikkat çeken Başbakan Erdoğan, bunu farklı yerlere çekmek isteyenler olabileceğini ancak kendilerinin bir gerçeği tespit ederek bunu söylediklerini kaydetti. Güvenlik kuvvetlerinin terörle mücadelenin askeri boyutunu kahramanca yürüttüğünü dile getiren Erdoğan, aynı şekilde polisin de kahramanca bu mücadeleyi yürüttüğünü söyledi. Erdoğan, "Bunu görmemek şehitlerimize haksızlıktır. Onlar birlik ve beraberliğimiz için şehit düştüler. Eli silahlı teröriste karşı başka yol bilen varsa durmasın çıkıp bunu söylesin. Terörle mücadelenin başarısı birlikte ortak bir kararlılıkla karşı durmamıza bağlıdır" mesajını verdi.
Başbakan Erdoğan, konuşmasında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ'a da destek vererek, basını sorumlu olmaya davet etti. Yapılan haberlerin mücadeleyi yürüten askerler üzerindeki tesirinin düşünülmesi gerektiğinin altını çizen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Genelkurmay Başkanımız haklı olarak buna vurgu yapmıştır. Elbette basın hürdür, eleştirme hakkı da vardır. Buna mukabil kendilerine yapılan eleştirilerde cevap hakkı vardır. Verilen cevabın üslubundan, sertliğinden şikayet edenler önce dönüp bir de kendilerine baksınlar. Hiç ayna karşısında durmadan bu süreci devam ettirme hakkına da sahip değiller. Özgür basının da uymak zorunda olduğu meslek ahlak kuralları vardır. Ben onlar kadar bilmem. Biraz okudum. Gazeteciliğin anayasası sayılan gazeteciliğin ahlak ilkelerine baksınlar. Eleştiri hakkının sınırsız olmadığını orada kendileri görürler. Eleştiri hakkı başka bir şeydir, ölçüsüz kampanya yürütmek başka bir şeydir. Türk Silahlı Kuvvetlerimize ve onun komutlarına karşı kampanya yürütülmesinin bedelinin, faturasının nasıl bir moral değer ortaya çıkaracağının hesabı acaba hiç yapılıyor mı? Acaba komutanlarımıza karşı yapılan kapmayanın cephedeki er, erbaş ve oradaki komuta kademesinin üzerinde getirdiği tesir düşünülüyor mu? Kusura bakmasınlar basında görevini kendi sınırları içerisinde yapmalıdır. Terör sadece bizim değil insanlığın ortak düşmanıdır. Bu mücadelede basın dahil herkes nerede durduğunu iyi bilmelidir. Terörün tek amacı propagandasını yaptırmaktır, Ne yazık ki yazılı, görsel medya bu konuyu başarılı bir şekilde sürdürmektedir. Bu propagandayı yapmaktadır. Defaatle bende sorumlulara çok kez rica da bulundum. Ne olur şu işleri anlatmayın, şu acılı resimleri göstermeyin, televizyonlar yayınlamayın. Bakın işimizi zorlaştırıyorsunuz hatta onlara destek veriyorsunuz. Onların propagandasını yapıyorsunuz. Ve onlarda sizi alkışlıyorlar. Ama ne derseniz deyin. Aynı durumu devam ettiriyorlar, aynı çark dönüp duruyor."
"Burada direnci kırılacak, yaptığı iş sorgulanacak, kampanyalara hedef yapılacak biri varsa oda terördür, teröristtir. Terörle mücadele eden değildir" diyen Erdoğan, teröre karşı herkesi aynı safta olmaya çağırdı. Bunun seçim değil insani, ahlaki, hukuki bir zorunluluk olduğunu kaydeden Erdoğan, "Kimse terörü cesaretlendirme hakkına sahip değildir, olamaz. Terör örgütün ümitlerini ve emellerini yok etmek, dünyadan toplumdan tecrit etmek için yürüttüğümüz mücadele, siyasi askeri, psikolojik, sosyokültürel, sosyoekonomik bütün boyutlarıyla devam edecektir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Açık söylüyorum, biz haklıyız, doğru yerdeyiz. Gerisin yanlış yerde duranlar düşünsün" şeklinde konuştu.