MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Hava harekatı, milletimizin yüreğine su serpmiştir” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “TSK'nın 16 ve 22 Aralıkta Kuzey Irak'taki nokta hedeflerine yönelik hava harekatı, AKP'nin bu konudaki suskunluğu karşısında tepki duyan milletimizin yüreğine su serpmiştir” dedi.
Partisinin TBMM Grup toplantısında konuşan Bahçeli, “ağır gerginlik ve bunalımların yaşandığı bir kargaşa dönemi” olarak hatırlanacak 2007 yılının sonuna gelindiğini söyledi.
Rejim bunalımına dönüşmenin eşiğine gelinen siyasi krizlerin, her alanda kök salan cepheleşmelerin, giderek derinleşen ekonomik ve sosyal sorunların, tırmanan bölücü terör ve etnik tahriklerin, 2007 yılında yaşanan krizler sarmalının hasar bilançosunu oluşturduğunu dile getiren Bahçeli, son dönemde yaşanan gelişmeleri anlattı.
Bahçeli, AK Parti'nin, özellikle seçim öncesi dönemde terörle mücadelede büyük bir acz ve zafiyet sergilediğini, ancak tırmanan terörün Türk toplumunda yarattığı haklı tepki ve öfke karşısında nihayet harekete geçmek zorunda kaldığını ifade ederek, teröristlere siyasi mütareke çağrıları ve siyasi af tartışmalarının, bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından gündeme taşındığını söyledi.
MHP'nin, bu çalkantılı dönemde bütün kademeleriyle ilkeli, seviyeli, dürüst ve sorumlu bir siyaset ve muhalefet anlayışı sergilediğini vurgulayan Bahçeli, “MHP, siyasi ve toplumsal bünyemizin, krizlere, kavga ve cephe siyasetine tahammülü olmadığının bilinci içinde, kısır çekişmelerin, zorlama buhranların ve gerginliklerin tarafı olmamış, demokratik meşruiyet ve siyasi sorumluluk anlayışının rehberliğinde temel sorunların aşılmasına yapıcı katkıda bulunma düşüncesiyle hareket etmiştir” dedi.
Bahçeli, Türkiye'nin yeni siyasi belirsizlik ve krizlere sürüklenmemesi için sorumluluk çizgisinden ayrılmayan partisinin, AK Parti'nin, sürekli mağdur ve mazlum rolü oynayarak, bahane ve mazeret üretme kolaycılığının önüne geçtiğini ifade ederek, bunun sonucunda AK Parti'nin, Türkiye'nin gerçek sorunları ve iktidar sorumluluğuyla yüzleşmek durumunda kaldığını bildirdi.
MHP'nin 23. Dönem parlamentosunda yaptığı çalışmalara da değinen Bahçeli, MHP'nin, 2008 yılı bütçe görüşmelerinde gerek TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, gerekse Genel Kurulda en yoğun, en yapıcı ve etkili katkıyı sağladığını anlattı.
Bahçeli, kısa dönemde MHP milletvekillerinin 11 kanun teklifinde bulunduğunu, 224 sözlü ve yazılı soru önergesi verdiğini, kanun tasarı ve teklifleri üzerinde ve gündem dışı 62 konuşma yaptığını bildirdi. Yeni Anayasa hazırlanması süreci, Sosyal Güvenlik Kanunu gibi toplumun geniş kesimlerini doğrudan etkileyecek yasal düzenlemeler ve Avrupa Birliği yasalarının, 2008'de Meclis gündemini belirleyici konular olacağını belirten Bahçeli, bunun yanı sıra terör, siyasi ayrılıkçılık ve etnik tahriklerin, önümüzdeki dönemde Türkiye'nin en önemli sorunu olma niteliğini koruyacağını anlattı.
Bahçeli, Irak, Kerkük'teki Türkmenlerin durumu, ABD'nin İran'a yönelik politikaları, AB ile ilişkiler ve Kıbrıs sorununun da dış politika gündeminin merkezinde olmaya devam edeceğini kaydederek, iç ve dış güvenlik tehditlerinin ağırlaşması, milli birliğin temellerinin iç siyaset malzemesi olarak istismar edilmesi ve dış politikadaki milli çıkarların ucuz pazarlıkların aracı haline getirilmesinin, çok tehlikeli sonuçları olacak yeni gerginliklere zemin hazırlayacağını öne sürdü.
Türkiye'nin böyle bir çıkmaza sürüklenmesinin önüne geçmede en büyük görev ve sorumluluğun, iktidardaki AK Parti'nin omuzlarında olduğunu belirten MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Ancak 22 Temmuz seçimleri sonrası donemde AKP'nin ortaya koyduğu siyası yaklaşım, bu konuda iyimser olmaya yer bırakmamaktadır. Son 5 ay içinde yaşanan gelişmeler, AKP'nin geçmişten ve hatalardan ders almadığını, Meclisteki sayısal çoğunluğuna dayanarak her istediğini yapabileceği pervasızlığı içinde hareket ettiğini göstermiştir” dedi.
Bahçeli, AK Parti'nin, “milli iradeyi, çoğunluğun baskı ve tahakküm aracı olarak gördüğünü ileri sürerek, bu yaklaşımın sürmesinin, Türkiye'yi çok ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakacağını savundu ve bunun ilk yansımasının da yeni anayasa hazırlanması sürecinde yaşanacağını söyledi.
Türkiye'nin, kanlı terörle mücadele ve etnik bölücülük konularında çok nazik bir döneme girdiğini ifade eden Bahçeli, Kuzey Irak'tan kaynaklanan terör tehdidi karşısında Hükümetin bugüne kadar izlediği yaklaşımın, birçok yönüyle endişe verici bir seyir izlediğini ileri sürdü.
Bahçeli, TBMM'nin 17 Ekim 2007'de sınır ötesi operasyon yetkisi vermesini izleyen dönemde, AK Parti Hükümetinin, terörle mücadele konusunda inandırıcı ve etkili bir caydırıcılık stratejisi ortaya koyamadığını savunarak, “Böyle bir strateji için gerekli olan ekonomik yaptırımlar hayata geçirilememiştir, terör örgütünün ekonomik ve ticari çıkar ve faaliyetlerini hedef alan bazı tedbirlerin uygulanmasına başlandığı açıklanmasına rağmen, bunların ne olduğu Türk milletinden gizlenmiştir” dedi.
Siyasi ve diplomatik alanda yürütülen faaliyetlerin somut olarak ne sağladığının da çok muğlak ve tartışmalı olduğunu belirten Bahçeli, şöyle devam etti:
“TSK'nın 16 ve 22 Aralıkta Kuzey Irak'taki nokta hedeflerine yönelik hava harekatı, AKP'nin bu konudaki suskunluğu karşısında tepki duyan aziz milletimizin yüreğine su serpmiştir. Bu harekatı başarıyla gerçekleştiren kahraman Silahlı Kuvvetlerimizin komuta kademesine ve operasyona katılan tüm mensuplarına, bu vesileyle takdir ve şükran duygularımızı dile getirmek isterim. TSK'nın sahip olduğu üstün yetenekleri bir kez daha gözler önüne seren bu askeri operasyonun yeterli olup olmayacağı tartışmaları yersiz ve gereksizdir. Kuzey Irak'taki PKK mevcudiyetinin en ince ayrıntısına kadar gözetlendiğinin en üst askeri düzeyde açıklanması karşısında, bundan sonra terör örgütüne göz açtırılmayacağı, Türk milletinin ortak beklentisidir. AKP Hükümetinin Kuzey ırak'ta yuvalanmış PKK mevcudiyetini gerçek anlamda tasfiye etmeye niyeti ve iradesi olup olmadığı yönündeki tereddütler, önümüzdeki dönemde bu konuda izleyeceği siyaset ışığında somut olarak anlaşılacaktır.”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konuşmasında Türkiye'nin sınır ötesi hava operasyonuna uluslararası toplumun gösterdiği tepkiye de değinerek, “Bu tepkiler kamuoyuna yansıtıldığı şekilde tecelli etmemiş, Türkiye'nin terörle meşru mücadelesi bile ön yargılı ve maksatlı siyası mülahazaların ipoteği altına sokulmaya çalışılmıştır” dedi. Avrupa ülkeleri temsilcilerinin harekata yönelik sözlerini okuyan Bahçeli, “Türkiye'nin haklılığının tüm dünya tarafından anlaşıldığını ve sınır ötesi operasyon hakkının genel kabul gördüğünü sürekli tekrarlayan Hükümetin, bu tepkilerin satır aralarını çok iyi anlamasını ve bundan gerekli sonuçları çıkarmasını tavsiye etmek isterim” diye konuştu.