Çin-Türkiye Arasında İktisadi İşbirliği ve Fırsatlar konulu sempozyumda konuşan Çin Halk Siyasi İstişare Konferansı Başkan Yardımcısı Li, "Türkiye-Çin ilişkilerinin karşılıklı geliştirilmesi iki ülke halklarının çıkarlarına olduğu gibi bölge ve dünya barışının gelişmesine de hizmet edecek'
Çin Halk Siyasi İstişare Konferansı Başkan Yardımcısı Li Vuvey, Türkiye-Çin ilişkilerinin karşılıklı geliştirilmesinin iki ülke halkının çıkarlarına olduğu gibi bölge ve dünya barışına da hizmet edeceğini söyledi.
Başkent Üniversitesi'nde düzenlenen 'Çin Halk Cumhuriyeti'nin Ekonomik Kalkınması, Çin-Türkiye Arasında İktisadi Alanda İşbirliği ve Fırsatlar' konulu sempozyumda Li Vuvey, Çin-Türkiye işbirliğinin ilerletilmesi ve ortak gelişmesinin hızlandırılması konusunda bir konuşma yaptı.
Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurulmasından bu yana 60 yıllık süredeki gelişiminden sözeden Li, Çin'in özellikle reform ve dışa açılma politikasından sonra tüm etnik gruplarıyla beraber büyük yol katettiğini bildirdi.
Li, Çin ekonomisindeki canlanmanın henüz dengeli olmadığını belirterek, ülkenin ekonomik gelişiminin önünde pek çok zorluk ve meydan okuma bulunduğuna da dikkati çekti.
Çin'in etnik yapısına da değinen Li, Çin'in çok milliyetli ve dinli bir ülke olduğunu ve etnik özerklik sistemini kararlılıkla izleyip iyileştirdiğini söyledi.
Li, Çin'de 20 milyonu aşkın Müslümanın dini inançlarına, geleneksel kültürlerine ve yaşam alışkanlıklarına saygı gösterdiklerini ve tüm etnik grupların dini özgürlüğe sahip olduğunu dile getirdi.
'Çin'in gelişmesi dünyadan ve İslam ülkelerinin desteğinden bağımsız olmaz' diyen Li, Çin ile İslam ülkelerinin kendilerini ilgilendiren konularda karşılıklı yardımlaşarak derin bir dostluk kurduklarını anlattı.
İslam ve Çin uygarlıklarını 'İnsanoğlu uygarlığının hazineleri' olarak nitelendiren Li, Çin'in, İslam ülkeleriyle işbirliğini güçlendirip ortak gelişmeyi hızlandırmayı, kalıcı barış ve ortak refaha dayalı uyumlu bir dünya inşa etmeyi istediğini bildirdi.
Li, Türkiye'nin önemli bir İslam ülkesi olduğunu ve Çin ile dostane ilişkilerinin çok eskiye dayandığını belirterek, 'Çin ile Türkiye dünya barışını koruma, uygarlıklararası diyaloğu ilerletme ve ortak gelişmeyi gerçekleştirme konularında aynı düşünceleri paylaşıyorlar. Bu nedenle iki ülkenin karşılıklı saygı, eşitlik ve yarar temelindeki ilişkilerinin daha da geliştirilmesi, iki ülke halklarının esas çıkarlarına olduğu gibi, bölgenin hatta dünyanın barış ve gelişmesine de hizmet edecek' dedi.
Çin'in dış politikası ve Türkiye-Çin ilişkileri hakkında konuşan Çin Uluslararası Araştırma Enstitüsü Başkanı Ma Cingang da Çin'in son 60 yıldır 'bağımsız, özgürlükçü ve barışçıl' bir dış politika izlediğini ve Çin'in dünyadaki çeşitlilik içinde çok taraflı olmayı vurguladığını kaydetti.
Ma, Türkiye-Çin arasında 1971 yılında diplomatik ilişkiler kurulmasından bu yana dostça işbirliğinin istikrarlı bir biçimde ilerlediğinin altını çizerek, 2008 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacminin 12 milyar 568 milyon dolara ulaştığını söyledi.
Çin'in, Türkiye'nin uluslararası ve bölgesel konularda daha önemli bir rol oynamasına destek verdiğini ifade eden Ma, 'İki ülke (Türkiye ve Çin) kendi çıkarlarına dair önemli konularda birbirlerine anlayış göstermekte ve ortaklıklarını daha etkin bir yöne doğru ilerletmektedirler' diye konuştu.
Çin'in Ankara Büyükelçisi Gong Şiaoşing de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün haziran ayında Çin'e yaptığı ziyaretin çok başarılı olduğunu ve iki ülke arasında imzalanan 7 anlaşmayla ilişkilerin yepyeni bir döneme taşındığını vurguladı.
Gong, Türkiye ve Çin arasında iletişim, enerji, ulaşım ve otomobil sanayii alanında birçok işbirliği çalışmasının da başladığını belirterek, gelecekte birçok Çin heyetinin ticaret, yatırım ve işbirliği olanaklarını araştırmak için Türkiye'ye geleceği mesajını verdi.
Türkiye ve Çin Halk Cumhuriyeti Dostluk Derneği, Çin Halk Cumhuriyeti'nin Ankara Büyükelçiliği ve Başkent Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından düzenlenen sempozyuma, yerli ve yabancı bir çok üst düzey konuk katıldı.