İSO Başkanı Küçük, kredilerde bir kısılma yaşandığını belirterek, “Özellikle kamu bankalarında böyle bir sorundan bahsediliyor. Kredi muslukları kapatılırsa reel sektörde ciddi bir kriz yaşanır” dedi
İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO), Doğu Anadolu'daki sanayicilerin sorunlarını yerinde incelemek ve karşılıklı görüşmeler yapmak için Van, Muş ve Bitlis illerine düzenlediği gezi Muş'ta sona erdi.
Gazetecilerle birlikte dünyada yaşanan ekonomik krizi ve gezinin genel bir değerlendirmesini yapan İSO Başkanı Tanıl Küçük, ABD'de mortagage kriziyle başlayan ardından finans sektörüne sirayet eden küresel krizin reel sektörü zor durumda bıraktığını söyledi. Küçük, “Zaten reel sektörde iki yıldır sıkıntılar vardı. Giderek üretim ve ihracat düşüyor ve rekabet gücü azalıyordu. İç pazarda daralma vardı ve sanayicimiz kar etmeme pahasına ihracat yapıyordu. Bunun üstüne birde küresel kriz ortaya çıktı. Var olan sıkıntıların üzerine kürsel krizin eklenmesini önlememiz lazım. Bunun içinde kredi muslukları açık tutulmalı” dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren'nin kamu harcamalarını kısıp kamu yatırımlarını arttıracağız dediğini ancak bunun yanında da özel sektör yatırımlarının da devam etmesi gerektiğini vurgulayan Küçük, “Yatırımların devam etmesi için kredi muslukları açık tutulmalı. Bankaların kredi verme konusunda bazı sıkıntılar yaşandığı dair duyumlar alıyoruz. Özellikle kamu bankalarında böyle bir sorundan bahsediliyor. Kredi muslukları kapatılırsa reel sektörde ciddi bir kriz yaşanır. Bu nedenle kamu bankalarına çok önemli bir iş düşüyor.” dedi. Yurtdışında sıkıntıya giren bazı bankaların Türkiye ayağı bulunduğunu ve bu bankaların kredi kullandırma konusunda daha sıkı bir politika izlediğini ifade eden Tanıl Küçük, “Geçmişte söyledik biz özelleştirmeyi destekleyen bir kuruluşuz. Fakat her şeyin özelleştirmesine de karşıyız. Özelleştirme demek en çok parayı verene vermek demek değil. Yaşanan bu ortamda kamu bankaları hala yanlış yapıyorsa bunun bedelini ne reel sektör ne de finans sektörü ödemek zorunda değil” dedi.
Doğu Anadolu'da bölgenin güvenliğinin yatırımlar açısından hayati öneme sahip olduğunu vurgulayan İSO Başkanı Küçük, “Uygulanan teşvik programı tek başına yeterli değil. Bölge güvensiz demiyorum ama güvenlik konusunda akıllarda en ufak bir soru işareti bile olmamalı. Bölgede tarım ve hayvancılık geri kalmış durumda ve bölgenin yeni bir tarım ve hayvancılık politikasına ihtiyacı var. Bu bölgede tarıma dayalı sanayi geliştirilmelidir. Her bölgede Organize Sanayi Bölgesi'nin olması gerekmiyor. Bu anlamda ezberleri bozmamız lazım. İstanbul'daki duraklamanın Doğu Anadolu'ya yansıması belki kısa vadede olmayabilir fakat İstanbul'daki problemler uzun süre devam ettiği müddetçe buraya yansımaları olacaktır” dedi. Küçük, yapılan geziler kapsamında bir iki iş adamının alım satım konusunda anlaşmalar yaptığını da belirtti.
Özellikle reel sektörün kriz edebiyatı yapmasının öncelikle kendisine zarar vereceğinin altını çizen Tanıl Küçük, "Buna rağmen özel sektör durum kötü diyorsa hükümet bu sese kulak vermelidir. Bizim bu ortamda sanayicilere işçi çıkarmayın dememiz romantik bir istek olmaktan öteye geçmez. Bu nedenle hükümetin üzerinde düşeni yapması gerekiyor" dedi.
IMF ile yeni bir çıpa üzerindeki tartışmalara da değinen Küçük, “IMF'in reçeteleri doğru olsaydı şu anda bu durumda olunmazdı. IMF bu ülkede tartışılıyorsa demek ki ortada bir güven eksikliği var. Eğer IMF ile yapılacak anlaşma güvene katkı sağlayacaksa anlaşma yapılabilir. Ama niye yapıldığı da sorgulanmalıdır” dedi.
Muş Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Talip Devrim, şeker fabrikalarının tek tek özelleştirilmesi gerektiğini vurgulayarak şöyle devam etti: “Neden tek tek değil de beş tanesini birleştirip özelleştiriyorsunuz. Türkiye'de bir kaç holdingin dışında kaç sanayici beş fabrikayı kapsamına alan bu ihaleye girebilecek güce sahip?”